GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
10 Aralık 2009 Perşembe

Üçüncü sınıf tartışma

Aslında bugün metro için ’‘Başbakan’’a açık çağrı’’ yazısı yer alacaktı bu sütunlarda. Ama AKP İl Başkanı Ömür Kabak’’ın Aziz Kocaoğlu’’na hitaben yaptığı, ’“Üçüncü kişiyi açıkla’” açıklamasından sonra vazgeçtim.
Neden mi? Anlatayım.’¶
Günlerdir yırtınıyoruz. ’‘Metro’’nun yarım kalan tünelleri çökebilir. Böyle bir durumda eften/püften nedenlerle KİK’’in metro ihalesini durdurması can ve mal güvenliği açısından risklidir. Bir an önce önlem alınmalıdır. Başbakan devreye girmelidir, girmiyorsa Aziz Kocaoğlu, ’‘Çizmeyi giyerek’’ belediye marifetiyle bedeli ne olursa olsun doğal ömrünü çoktan tamamlamış tünelleri betonlamalıdır’’ diyoruz.
Konunun muhatapları ise ’‘üçüncü kişi polemiği’’ ile ölüm/kalım meselesini kayıkçı kavgasına dönüştürmeye çalışıyor. Sözüm ona, bakanların atadığı KİK üyelerince iptal edilen metro ihalesinden önce KİK Başkanı Aziz Kocaoğlu’’nu ziyaret etmiş. Ve konuyu aktarıp henüz verilmemiş olan kararla ilgili bilgilendirme yapmış.
Başkan Kocaoğlu ve KİK Başkanı arasında geçen bu görüşme İzmir’’deki metro tartışmaları süresinde ortaya çıkmış. Kocaoğlu, üçüncü kişilerin bu görüşmeye ilişkin detayları kendisine aktardığını, üçüncü kişilerin bu detayları AKP İzmir İl Başkanı Avukat Ömür Kabak’’tan duyduğunu iddia ediyor.
Ve Kabak’’ı topa tutuyor. ’“Sen KİK’’in değil İzmir’’in avukatı ol. Benim KİK Başkanı ile yaptığım görüşmemin ayrıntılarını nereden biliyorsun. Benim aktarmadığım özel görüşmeyi kimden nasıl öğrendin’” diyor özetle.
Kabak da bugün yanıt veriyor, ’“Üçüncü kişiyi açıkla. Sana bu konuyu getiren kimse onu kamuoyu ile paylaş. Paylaşmazsan şöyle olur’…’” diyor.
Tam bir kayıkçı kavgası’… Üçüncü sınıf bir tartışma. Günlerdir bizim yırtındığımız ölüm/kalım meselesiyle ilgisi var mı söyleyin? Sözlerim bu tartışmayı başlatan için de devam ettiren için de geçerli’…
Bizler kamuoyu oluşturup kentte yaşanan can ve mal güvenliği sorununu ortadan kaldırmayı düşünürken tarafların yaptığı kayıkçı kavgası bu sürece zarar veriyor.
 
AKP İl Başkanı Avukat Ömür Kabak’’a açık çağrı yazısından sonra AKP’’nin ağır topları olarak niteleyebileceğim isimlerle uzun görüşmeler yaptım.
Her konuya olduğu gibi İzmirspor-Hatay arasında betonlaması tamamlanmamış tüneller meselesine de günlük siyaset malzemesi olarak yaklaşanlar yazılanlardan hiçbir şey anlamamış. Ama beni arayanların tamamını ikna ettim. Hatta bir kısmı telefona sarılıp bakanlarla görüştü. İzmir Metrosu’’ndaki son KİK kararına ilişkin atlanılan, ısrarla görmezden gelinen ayrıntıyı gördüler. Anlamayanlar için bir daha ve son kez anlatıyorum.
Çünkü süreç çok açık’…
Bozoğlu firması işi tam bir yıl geciktiriyor. Ve son altı ayda metroya çivi bile çakmıyor. İddiaya göre ekonomik sorunlar yaşıyor. Aziz Başkan çok sert uyarıyor. ’‘Ya bu işi bitirirsiniz ya da siz bitersiniz’’ gibi cümleler kuruyor ama kar etmiyor’… Sonuçta sözleşme feshediliyor.
Bu aşamada firmanın AKP’’de siyaset yapmış üyesi çıkıp ’‘Metro çökebilir’’ iddiasını atıyor ortaya. Sanki bu işi geciktiren, yapamayan, çökme tehlikesine zemin hazırlayan kendisi değilmiş gibi.
’‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’’ misali’…
Bozoğlu’’nun amacı belli. Kamuoyu oluşturup metroda yeni ihale sürecini engellemek, işin bir şekilde kendisinde kalmasını sağlamak.
Büyükşehir derhal bu iddiayı araştırıyor. Üniversiteden rapor alınıyor. Ve korkunç gerçek gün yüzüne çıkıyor. ’‘Yarım kalan tünellerin betonlanması bir an önce yapılmazsa, doğal ömrünü tamamlayan devasa tüneller çökebilir’’ diyor üniversite raporu.
Sel baskını ya da deprem halinde de aynı sonucun kaçınılmaz olacağı öngörülüyor.
Ve altı ayı aşan açık ihale süreci beklenmeksizin yasanın tanıdığı doğal afet/can ve mal güvenliği maddesi olan 21 B’’den ihaleye çıkılıyor.
Yasa açık. 3 firma davet edip birinden teklif almak yeterli. Büyükşehir, yeterli gördüğü 7 firma davet ediyor. 5’’inden teklif alınıyor.
’‘Metro çökebilir’’ iddiasıyla sonuç alamayan Bozoğlu, Alsancak’’taki merkezlerinde kiracıları olarak bilinen ancak süreç içinde kendi kontrollerinde olduğu anlaşılan Makro Yapı üzerinden ihaleye kılçık atıyor.
Yani davet edilmedikleri ihaleye girmek için teklif istiyor. Buraya kadar her şey normal görünüyor.
KİK’’e bakanlar tarafından atanan bürokratlar da ’‘Neden Makro Yapı’’yı da davet etmedin?’’ diyerek, ölüm/kalım meselesini rekabetin engellenmesi olarak değerlendiriyorlar.
Ama büyük bir hata yapıyorlar’… Bilerek ya da bilmeyerek’…
 
İhalelere Yönelik Yapılacak Başvurular Hakkında Yönetmelik’…
İzmir Metrosu’’nu engelleyen KİK’’in resmi internet sitesinde, mevzuat butonunun hemen altında yer alıyor bu yönetmeliğin tüm maddeleri’…
Ve yönetmelik diyor ki;
İhaleye başvuracak şirket, ihale tarihinden üç iş günü önce başvurusunu yapmalıdır. Başvurusu sırasında imza sirkülerinin aslı, adres, nüfus vs’…
İzmir metrosunu şu veya bu nedenle durduran Makro Yapı ne yapıyor. 5 Ekim Cuma günü öğleden sonra üzerinde isim yazmayan sadece imza bulunan bir dilekçe ile başvuruyor Büyükşehir’’e’…
Araya Cumartesi-Pazar giriyor’… Pazartesi ihale günü’… Cuma başvurduğuna göre Makro Yapı kaç işgünü önceden başvurmuş oluyor?
Ben söyleyeyim. Sadece bir. Peki ya isim, unvan, imza sirküleri ve şirkete ilişkin diğer evraklar.
Yok.
Yani Makro Yapı başvuru mevzuatına aykırı, hukuksuz bir itirazda bulunuyor.
Şimdi soruyorum KİK’’teki 8 kişilik kabine etkili retçilere’…
Başvurunun hukuksuz olması, yönetmeliğe aykırı olması sizin için bir anlam ifade etmiyor mu?
Dikkatinizden kaçmış olamaz, çünkü aldığınız karara şerh düşen bakanlarca atanmayan iki mesai arkadaşınız aynı toplantıda bu duruma dikkat çekiyor aslında. Hem de yazılı olarak.
İşte AKP’’lilerin de KİK’’çilerin de yanıt veremediği, topu taca attığı bölüm burası’…
Ama hukuksuz başvuruyla binlerce kişiyi diken üstünde yaşatan süreç başlıyor.
Dün de dediğim gibi’… Yeni ihale yapsan en az 45 gün. KİK’’lenmezsen o da. Yapmayıp yargı kararı beklesen 2-3 ay’…
İzmir’’de yağmur mevsimi başladı’… Tüneller su alabilir bilesiniz. Ya sonra’…?
İşte Avukat Ömür Kabak’’ın da Başbakan Erdoğan’’ın da anlayamadığı, kavrayamadıkları yer de tam olarak burası’…
Sonrayı, iki gün sonrayı düşünen siyasetçilere ihtiyacı var bu kentin, bu ülkenin.
Polemik üretip günü kurtarmaya çalışanlara değil.
Son kez uyarıyorum. Can üzerinden, kan üzerinden, ölüm/kalım meselesi üzerinden siyaset yapmayın. Birlik olup insani tehlikeyi ortadan kaldırın.
 
Başkan Kocaoğlu’’na yaptığım ’‘Medet umma, çizmeyi giy’’ çağrısında da olumlu gelişmeler var. Başkan Kocaoğlu’’nun ’‘çizme siparişi verdiğine ilişkin’’ sağlam duyumlarım var.

Ne demişler’…
Kötü komşu adamı ev sahibi yaparmış.
Böylesine bir kriz, siyasi baskı, KİK’’ti, Kabak’’tı derken İzmir Büyükşehir Belediyesi metro yapmayı öğrenecek anlaşılan. Hem de kendi imkanlarıyla’…