GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
9 Aralık 2009 Çarşamba

Gün medet bekleme değil, çizmeyi giyme günüdür Sayın Başkan

Dört milyonluk kentin Büyükşehir Belediye Başkanı’’na seslenmek için biraz sportif bir başlık seçtiğimi kabul ediyorum.
Konumuz yine metro’…’¶
KİK’’in abuk/sabuk ve hukuktan yoksun bir itirazla yarıda bıraktığı, her an çöküp binlerce kişiyi içine alabileceği üniversite raporlarıyla sabit olan metro tünelleri’…
AKP’’nin eyyamcı politikalarla acı gerçeği görmezden geldiği, eski müteahhit ve itiraz eden şirket arasındaki organik bağ, eski müteahhidin kendileriyle olan siyasi bağı nedeniyle köşeye sıkıştığı, arsenikli su tartışmalarındaki gibi bir kamuoyundan çekinip, topu taca atmaya çalıştığı iptal edilen metro ihalesi’…
Sayın Başkan,
AKP, eyyamcı politikalarla günü kurtarmak, topu taca atmak ne bileyim çeşitli ayak oyunlarıyla metroyu 2011 seçimlerine kadar geciktirmek isteyebilir. Hatta siyasi iktidar, yüzüp yüzüp kuyruğuna geldiğiniz metro projesinin üzerine konup kalan az bir bölümü üstlenerek, arsenikle giremedikleri kente metro ile girmek, vekil sayısını arttırmak, sonrasında Büyükşehir’’i almak gibi hayallere de kapılabilir.
 
Ve hatta, işin içinde bizim bilmediğimiz karanlık ticari ilişki ağları da olabilir. Eski müteahhit AKP’’li Çağlar Bozoğlu, ’‘çökebilir’’ iddiasıyla ortaya çıktığı, metronun elinden alınan ihalesini geri almak, şirketinin ticari itibarını kurtarmak gibi ticari nedenlerle organik ilişkide olduğu bir şirket üzerinden yolunuza taş koymuş da olabilir.
Hatta ve hatta, Atatürk’’ün Cumhuriyeti için söylediği, ’‘Dahili ve harici’’ bedhahlar, belediyenizde de vardır. İşin bu kadar gecikmesinde hükümet kadar olmasa da sizin bir parça rolünüz olabilir, bir zamanlar söylediğiniz ’‘idari zafiyet’’in olması mümkündür hatta aşikardır.
Ancak, gün dünü yargılama, dünü konuşma günü değil, çökme ihtimali bulunan güzergahta diken üstünde yaşayan İzmirlileri kurtarma günüdür Sayın Başkan’…
Siyaset kokan KİK kararına karşı duruşunuz alkışlık.
Yarı İzmirli Cumhurbaşkanı’’na, İzmir’’i arzulayan Başbakan’’a çağrıda bulundunuz.
Olmadı. Duymadılar bile.
KİK kararına karşı söylenmesi gereken her şeyi söylediniz ve hukuksal mücadele başlattınız.
 
İhalelere karşı yapılacak idari başvurulara ait yönetmeliğin neredeyse tüm maddelerine aykırı olan itirazın kabul edilmesi sadece sizin değil, tüm İzmir’’in içine sindiremediği, siyasi bulduğu bir karardır. Buraya kadar sizinle beraberiz. Yanınızdayız.
Ama Sayın Başkan;
Dava süreci en az iki ay sürecek’…
KİK’’in tavsiyesine uyup ihaleyi aynı madde üzerinden yenileseniz bile en az 45 gün kaybedeceksiniz.
Bunu kendiniz de söylüyorsunuz zaten.
Kısacası dava açarsanız en az 2 ay, ihaleyi yenileyeyim derseniz, KİK’’lenmezseniz 1,5 ay kaybedeceksiniz.
Peki, üniversite raporuyla çökme, binlerce kişiye mezar olma ihtimali bulunan tünellerin iki bekleyecek zamanı/ömrü var mı?
Bence yok. Bence, sizce de yok. Yok ki, ’“Yatağı yorganı alıp, orada yatar, ilk giden biz oluruz’’ diye haykırıyorsunuz.
Yok ki, ’‘Canlı yayında’’ çökme tehlikesinin altını kalın çizgilerle çiziyorsunuz.
Küçük bir sallantı, ağır bir yağmur, sel baskını gibi hallerde tüneller çökerse ne yapacağız?
Bölgede domino taşı gibi binalar tünellere gömülür mü, gömülmez mi?
Bence yanıt bekleyen, yanıtı aranan, yanıtından korkulan soru bu’…
 
29 Mart’’ta yüzde 56,7 oy veren İzmirlinin sizi sadece başkan seçmediğini herkesten iyi siz biliyorsunuz. Çünkü tarihi bir oy oranıyla İzmirli sizi, kentin ’‘Şehr-i emini, lideri ve de reisi’’ seçti aynı zamanda’…
Sayın Başkan;
Gerçek liderler olağanüstü krizlerden doğar. İzmirli sizi lider seçmiş olsa da şimdi sıra sizin bu gerçeği haykırmanızdadır. Yani lider olduğunuzu ortaya koymanızdadır.
Birkaç kurul, birkaç çalıştay toplamakla lider olunmuyor, olunsa da lider kalınmıyor Sayın Başkan.
Gün İzmir’’in lideri olduğunuzu önce kendinize sonra İzmir’’e ve Türkiye’’ye haykırma günüdür. Yani İzmir’’deki can ve mal güvenliği sorununa karşı Aziz Kocaoğlu duruşu ortaya koyma günüdür.
 
12 ildeki arsenik sorununu görmeyip, İzmir’’in suyunu kanserli ilan edenlere karşı durup, su fiyatlarını sıfırlayan, en kısa sürede dünyanın en büyük arsenik arıtmasını İzmir’’e kazandıran başkan duruşuna’…
En kısa sürede nasıl ve ne şekilde olursa olsun yarım kalan tünellere girilmeli, en azından betonlama sorunu ortadan kaldırılmalıdır.
Bildiğiniz gibi bu konuda iki yol var Sayın Başkan’….
Birincisi KİK kararının siyasi irade tarafından ortadan kaldırılması’…
Hani Başbakan, bakanlar ve il başkanı diyor ya, ’“Yardım istesin, yapalım’” diye’…
KİK kararını ortadan kaldıracak siyasi irade Bakanlar Kurulu Kararı ya da Başbakan inisiyatifiyle hukuksal olarak mümkün.
AKP hükümeti Konak Pier’’deki dükkanların ruhsat almasında ortaya koyduğu siyasi iradeyi (Ki doğrudan bakan imzasıyla ruhsat verildiğini biliyoruz) ölüm kalım savaşı verilen İzmir metrosundan esirgeyemez.  Hükümet, İzmir’’de binlerce kişiye mezar olma ihtimali bulunan tünellerin betonlamasının yapılması noktasında sessiz kalamaz.  
Kalırsa, bunu İzmir de tarih de affetmez’…
İzmir’’in Başkanı, İzmir’’in lideri sıfatıyla onlara çağrı yapmalı, gerekirse randevulu/randevusuz kapılarına dayanmalısınız. Hem de en kısa zamanda.
Olmuyorsa, hala kulak asılmıyorsa ya da ’‘Bir hafta on gündür yaptığımız çağrı, haykırış yeterli’’ diyorsanız da ölüm/kalıp meselesine dönüştürülen metro için KİK kararını tanımayıp, yola devam demelisiniz.
Meclisinizi olağanüstü toplayıp, yetki alarak inşaatı kaldığı yerden devam ettirmelisiniz.
Ya da Büyükşehir Belediyesi’’nin gücünü ortaya koymalı, belediye şirketiyle soruna el atmalısınız.
Gün medet bekleme günü değil, çizmeyi giyip İzmirlinin can ve mal güvenliğini sağlama günüdür Sayın Başkan.
En fazla ’‘Zimmet’’ davası açılır’… Beraat eder, geçersiniz’… İzmir’’in sadece lideri değil kahramanı da olursunuz’…
İnsanlar ölmesin diye atılmış adımda sizi hangi hakim cezalandıracak merak ediyorum? Bence ilk celsede beraat eder bu kararı da Büyükşehir’’in girişine çerçeveleyip asarsınız.
Daha önce benzer durumlarda onlarca kez kamu yararıyla atılmış adıma ’‘beraat’’ veren Yüce Türk Yargısı, kesinlikle sizi haklı bulur sayın Başkan.
Kaldı ki cezalandırıldınız diyelim’…
Sizin böyle bir cezayı düşüneceğinizi/önemseyeceğinizi sanmıyorum ya’… İzmir halkı için alınmış bir mahkûmiyet, şeref defterinizin ilk sayfası olur Sayın Başkan.
Belki tüm bunlara ilişkin adımınızı çoktan attınız bile.
Attıysanız da doğru yoldasınız. Şimdiden kolaylıklar diliyorum.
 
Not: O parti, bu parti. O siyasetçi bu siyasetçi değil, gün tek bir İzmirlinin bile burnunun kanama ihtimalini ortadan kaldırma günüdür.