İzmir metrosunun Üçyol-Üçkuyular arasında yarım kalan tünellerini tamamlamak için ’‘Her an çökebilir’’ raporuyla Kamu İhale Yasası’’nın 21 B maddesi üzerinden yapılan ihalenin, KİK tarafından isimsiz/usule aykırı bir dilekçe ile iptaline ilişkin yazımız geniş kesimlerde büyük yankı uyandırdı.’¶
Dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitesi Facebook’’ta ’‘İzmir Metrosu Engellenmesin Grubu’’ kuruldu. Belgeye dayanan yazı İzmir medyasını harekete geçirmekle kalmadı, taraflı tarafsız geniş kesimlerde adeta infial yarattı. Ayrıca muhabirimiz Yusuf Kırbiç’’in yaptığı özel haber de metrodaki siyasi kokuya ilişkin ilginç ipuçlarını beraberinde getiriyordu.
İsimsiz dilekçeyle ihalenin iptaline yol açan, dahası metroyu geciktirmeyi kafasına koymuş siyasi iktidarın ekmeğine yağ süren İzmir firması Makro Yapı’’nın metroyu yarım bırakan Bozoğlu firmasıyla altlı üstlü komşu çıkması, firmanın neredeyse dişe dokunur hiçbir faaliyetinin olmaması gibi detaylar, İzmir üzerine oynanan oyunları gözler önüne seriyor, siyasi komplo iddialarını güçlendiriyordu.
Tabi ki Makro Yapı Ticaret firmasının ortaklarına ilişkin araştırmamız sürüyor.
Elde ettiğimiz bir detay var ki, birkaç güne kalmaz İzmir’’i bir kez daha şok edecek bilgileri sizlerle paylaşabiliriz. Bu detayları bekleyin’…
Daha önce de kaleme aldığımız gibi ’‘İzmir’’i istiyorum’’ noktasında yıllar öncesinden net bir tavır koyan, İzmir’’i almadan Türkiye’’de iktidar olduğunu hissedemeyen siyasi iktidar, bu amacını son yerel seçimde gerçekleştiremese de kente ilişkin siyasi iddiasından vazgeçmiş değil. Bu amaca giden yolda en önemli argümanları CHP’’li yerel yönetimin sözde beceriksizliği’…
Madalyona tek taraflı bakan, yapılanı değil yapılamayanı gören bir zihniyetle halkı yerel yönetime karşı kışkırtma politikası’…
Geçtiğimiz yaz ortaya atılan arsenikli su iddiasının İzmir üzerinde adeta siyasi ablukaya varan sonuçlar doğurması bu yüzdendi. İktidarın her kademeden temsilcisinin mikrofonu/kürsüyü görür görmez ’“Aziz Kocaoğlu başarısız, CHP beceriksiz, bir metre bile metro yapamadılar’” şeklindeki söylemi bu yüzdendi.
’‘İzmir’’i artık teslim almamız gerekir’’ diyen bakanlar da, kendi seçim bölgesindeki arseniği görmeyip İzmir’’e yüklenenler de aynı değirmene su taşıyordu.
Metro ihalesinde devlet bankası Vakıfbank’’la başlayan siyasi oyunun Bayındır’’ı bitirmesi, AKP Çankaya Adayı Bozoğlu’’nun firmasının beceriksizliği görmezden gelindi diyelim.
AKPli Bozoğlu’’nun ’‘Metro çökebilir’’ iddiasının teknik raporlarla desteklenmesi olası çöküntünün altında on binlerce İzmirli’’nin can verme ihtimali nasıl görmezden gelinir?
Hadi böyle büyük/ciddi bir tehlikeyi/tehdidi de görmediler diyelim.
’‘Bıraksınlar, metroyu biz yapalım’’ gibi gevrek bir açıklamanın altına nasıl imza atar bir ülkenin Başbakanı?
Bıraksınlar, beceremedik desinler, metroyu biz yapalım’…
Siz kimsiniz?
Biz kimiz?
Açıklama her yönüyle kente yönelik bakış açısının bilinçaltı dışavurumu gibi. 8 yıllık iktidarında ülkeyi defalarca ’‘siz ve biz’’ şeklinde bölmeyi başaran İktidar, İzmir’’i de bu kapsamda gördüğünü her fırsatta itiraf ediyor ne yazık ki.
’‘Siz bırakın, biz yapalım’’ diyor AKP’’nin en tepesinden en dibine kadar her kademeden yetkilileri’…
Hatırlayınız. Arsenik krizinin göbeğinde de Manisa Gördes’’i kast ederek ’‘Ben baraj yapacağım, sen hava atacaksın. Yok öyle yağma’’ diyen de aynı Başbakandı.
İstanbul Belediyesi’’nin 21 B maddesine göre yaptığı tüm ihalelere ilişkin itirazları reddeden KİK, İzmir’’de ’‘can ve mal kaybı var’’ denilerek, bunu sözle değil belgeyle ortaya koyarak yapılan, cansiperane bir çabayla tamamlanmaya çalışılan ’‘yarım kalan metro tünellerinin ihalesini’’ eften, püften bir nedenle iptal edebiliyor sonuçta.
İtirazı yapan firmanın ihaleye davetli olmaması, yeterli olmaması, Bozoğlu’’nun alt komşumu olması, ihalenin yasanın her maddesine uygun yapılması umurunda mı KİK’’in?
Olası deprem, su baskınında tünellerin çökme ihtimali, on binlerce İzmirlinin ölme ihtimali umurunda mı Başbakanın?
Önemli olan İzmir metrosunun şu veya bu şekilde gecikmesi mi yoksa? Önemli olan sözde metro beceriksizliğinin 2011 seçimleri kadar sürmesi mi yoksa?
Yapmayın beyler, yapmayın. Bu kadar ileri gitmeyin. İzmir, Türkiye’’nin üçüncü büyük kenti’… Tam 8 yıldır tek başına iktidar olduğunuz Türkiye’’nin’…
Patagonya’’nın, Gavuristan’’ın bir kenti değil yani. Yani ortada ’‘Siz bırakın, biz yapalım’’ diye bir şey yok. Siz iktidarsınız, biz de muhalefet. Hepsi ama hepsi bu’…
Daha da önemlisi de ortada on binlerce kişiyi ölüme götürecek acil bir durum var. Bu durumu yaratan, korkunç iddiayı ortaya atan kişiyi de 2004’’te Çankaya adayı yapan sizsiniz.
***
Neyse, siyasi iktidarın İzmir’’e yönelik bakış açısını iyi biliyoruz. Dün arsenikle, içme suyu barajlarına bir türlü verilmeyen izinlerle, İstanbul’’a/Ankara’’ya kepçeyle, İzmir’’e kaşıkla yapılan kamu yatırımlarıyla ortada olan bu tutum yarın da değişmeyecek anlaşılan.
İstanbul-İzmir otoyolunun bu kentten de başlatılması için tam üç ay bağırmak zorunda kaldık.
Çeşmeli turizmcinin ecri misil sorununu kendi bakanınız bile anlatamadı size?
Üç yeni baraj yapmak/küresel krize karşı susuzluk sorununu çözmek için çalışan belediyeye kılı kırk yardırdınız, her defasında ipe un serdiniz. İzni verdiniz, planlarda barajı görmezden geldiniz. Çünkü gözünüz yandaş altın madeninden başka bir şey görmüyordu.
Metro inşaatlarını geciktirmek için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanınızın oğlunu bile devreye soktuğunuz iddia edildi. Yine eften püften bir nedenle oğul Gökçek de KİK’’e gitti ve Aliağa-Menderes’’i tam bir yıl geciktirmeyi başardı sayenizde.
Daha neler, neler’…
Sizi biliyoruz ama bizim Başkan’’ı anlamakta zorlanıyoruz bugünlerde.
İzmir’’i yöneten, kentin her alanda liderliğine soyunan, yüzde 56,7 ile İzmirlinin yeniden başkan seçtiği Aziz Kocaoğlu, bu durumu nasıl içine sindirebiliyor? İşte bunu anlamakta zorlanıyoruz.
Neden yüksek sesle bağırmıyor’…? Neden kenti ayağa kaldırmıyor, neden başta metro olmak üzere kent üzerine oynanan siyasi oyunları belgeleriyle gözler önüne sermiyor?
Bu soruları sadece ben sormuyorum. İki gündür telefonla, e-postayla bana ulaşan onlarca İzmirli de aynı soruların yanıtını arıyor.
Facebook’’ta ’‘İzmir metrosu engellenmesin’’ grubu kuruyor İzmirli.
Büyükşehir Belediyesi tuzsuz, baharatsız birkaç ’‘light’’ açıklama ile olayı geçiştirmeye çalışırken. İzmir’’in hakkını kim, nasıl savunacak? Efeler diyarı İzmir, gür sesli bir lidere ihtiyaç duyuyor. Sayın Başkan, ’‘Bu kadar Gandhi’’lik yeter! Diyor İzmirli.
Sessiz, nazik ve light direniş/muhalefet bir yere kadar diyor. Körüklü çizmeyi giymenin, eğer öyle bir çizmeniz yoksa almanın, siyasi iktidarın gına getiren tutumuna karşı efelenmenin vaktidir demeye çalışıyor.
Biraz efelenmek, zaman zaman kentliye baygınlık getiren nezaketinizi ortadan kaldırmaz.
Siz de iyi biliyorsunuz ki, İzmirli sizi sadece ’‘başkan’’ seçmedi. Sadece başkan seçmiş olsaydı yüzde 56,7’’yi zor görürdünüz. Ve iyi bildiğiniz bir gerçek daha var ki, sizi sadece CHP’’liler de seçmedi. Sizi İzmirli seçti ve yüzde 56,7 gibi belki bir daha kimseye nasip olmayacak bir oranla kentini de kendini de emanet etti ise. İşte o İzmirli bugün sizden önderlik, liderlik ve reislik bekliyor. Haklı olarak.
Yoğurt yiyişinizi biliyoruz. Saygı da duyuyoruz. Kendinize has yöntemlerle işleri yoluna koymaya çalıştığınızı, kentin hakkını farklı zeminlerde, farklı yöntemlerle gündeme getirme çabanızı da görüyoruz.
Oluşturduğunuz ’‘kurullar’’, düzenlediğiniz ’‘çalıştaylar’’ bu çabanın göstergesi’…
Sizden sadece biraz daha yüksek sesle bağırmanızı, yeri geldiğinde masaya yumruğu vurmanızı bekliyoruz.
Öyle bir vuracaksınız ki Bayındır’’dan, Foça’’ya, Seferihisar’’dan Bornova’’ya kadar yumruğun sesi duyulmalı.
Başkan mı olacaksınız yoksa lider mi?
Hindistanlı ’‘Mahatma Gandhi’’yi aratmayan sessiz direnişten, nazik muhalefetten vazgeçiniz. Haklı davanızda avazınızın çıktığı kadar bağırınız. İzmirli tam arkanızda olacak. Merak etmeyiniz. Nasrettin Hoca’’yı Timur karşısında yalnız bırakan köylülere benzemez İzmirli. Sizi asla yalnız/yarı yolda bırakmaz. 29 Mart’’ta bırakmadığı gibi’…
İnternet üzerinden vapurlara, Doğal Yaşam Parkı’’ndaki geyiklere isim arayan Büyükşehir, Facebook’’ta İzmirlinin kurduğu ’‘İzmir Metrosu Engellenmesin Grubu’’na katkı koyarak işe koyulabilir mesela. İzmir Metrosu Engellenmesin diyen 1 milyon İzmirli bulabilir pekala’… Yanılıyor muyum yoksa?