GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fikret İLKİZ
YAZARLAR
8 Kasım 2009 Pazar

UCM Sudan Darfur Dosyası ve Devlet Başkanları

Bir kişiyi öldüreni yargılamaktan çok daha zor olan bir yargılama daha vardır ki; o da binlerce, milyonlarca insanın ölüm emrini veren kişiyi yargılayabilmektir.’¶  
Basında yer alan haberlere göre, Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir, 9 Kasım 2009'da İstanbul'da yapılacak olan İslam Konferansı Örgütü zirvesine katılmak üzere Türkiye'ye gelecek.  
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), El-Beşir'i soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçu işlemekle suçlamaktadır ve hakkında "tutuklama emri"  vermiştir.  
Sudan, Darfur'da olaylar 2003 yılında başladı ve sürüyor’… Darfur, Sudan'ın en verimli topraklarının bulunduğu bölge’… Bölgedeki Arap kabilelerinin gücünü azaltmak isteyen Hükümet; desteklediği "Janjavid" olarak bilinen silahlı milislerin saldırıları ile bölgede "temizlik harekatı" gerçekleştiriyor.
Arap kabilelerinin oluşturduğu Sudan Özgürlük Ordusu (SLA) ile Adalet ve Eşitlik Hareketi hükümet güçlerine karşı silahlı mücadeleye başlaması üzerine, bölgedeki silahlı çatışmalar yüzünden dinmek bilmeyen uluslararası sorunlar ortaya çıktı.    
18 Eylül 2004'de 1564 no'lu kararıyla Sudan'da olayları araştırmak üzere araştırma Komisyonu kurulmasına karar verdi. 
Yapılan araştırmalarda çatışmalarda 2,7 milyondan fazla insan evinden ayrılarak batıdaki Çad sınırını geçerek mülteci kamplarına yerleştiği, 300 binden fazla insan hayatını kaybettiği belirlendi.
Komisyon, 25 Ocak 2005'te sunduğu Raporla sivil halkın korunmasını ve suçluların cezalandırılması için harekete geçilmesini tavsiye etti.   
31.03.2005 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü/nün13/(b) maddesiyle kendisine verilen yetkiyi kullanarak, 1593 no'lu kararı ile Sudan hakkında UCM' ye bir nevi suç duyurusunda bulundu. Böylece BM Güvenlik Konseyi UCM' ne başvurmak konusunda kendisine tanınan yetkiyi ilk defa Sudan için kullandı.
Bu kararının ardından UCM Savcısı Luis Moreno Ocampo, 6 Haziran 2005'de "soruşturmanın açıldığını" duyurdu.  
Bir ara Hükümetle isyancılar arasında barış anlaşması imzalandı ama yararı olmadı ve Ağustos 2006'da Hükümet savaş uçaklarını da kullanarak gerçekleştirdiği saldırıda, 2000'e yakın sivilin ölümüne neden oldu. 
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı açıklamada Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Luis Moreno-Ocampo, beş yıl boyunca yaptığı araştırmalar sonucunda El-Beşir'i salt etnik kimliklerinden ötürü Fur, Zaghava ve Masalit kabilelerinin bir kısmını yok etmek için plan hazırlamakla ve bunu uygulamakla suçluyor’…
Bu nedenlerle El-Beşir'i soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçu işlediğini iddia ediyor’…  
Savcıya göre; Sudan eski İçişleri bakanı Ahmad Muhammad Harun ile Muhammad Ali Abdal-Rahman(Ali Kushayb olarak bilinen milis lideri)  2003, 2004 ve 2005'te özellikle Darfur'lu mülteci kamplarına düzenlenen saldırıları yöneten kişilerdir. El-Beşir'in emirlerini yerine getirmişlerdir. Haroun ve Ali Kushab adlı Devlet Başkanının adamları hakkında 1 Mayıs 2007'de UCM tarafından "tutuklama" kararı verilmiştir. Savcı, tutuklama kararının yerine getirilebilmesi için uluslar arası toplumdan yardım istemiştir.  
Sudan Roma Statüsü ile kabul edilen UCM'nin yargı yetkisine taraf değildir ve El-Beşir, ancak kendisinin öldüğü zaman "adamlarının" mahkemeye teslim edileceğini açıklamıştır. 
Sudan; Roma Statüsü'ne katılmadığı için bu iki şahsı kendi mahkemesinde yargılayacağını ilan etmiş ve Darfur için Özel Ceza Mahkemesi kurmuştur. Ama 2007'de Kushayb'ın davası süresiz olarak ertelenmiş ve gözaltına alınan Haroun ise delil yetersizliğinden ötürü serbest bırakılmıştır.
 
UCM, adil ve bağımsız yargılanması durumunda her ülkenin vatandaşları için özel mahkeme kurup burada yargılanmasına onay vermektedir. Ama yine de UCM' ye dahil olmasa da ve özel mahkeme kursa da, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2005 yılında verdiği 1593 sayılı kararla Darfur konusunu UCM' ye havale ettiği için Sudan üzerinde Mahkeme'nin yargılama yetkisi vardır. (15.09.2008 Ceren Gürseler ASAM/Uzman-Afrika ve Arap Ülkeleri. El-Beşir'in Tutuklanması İstemi ve Sudan'da Artan Gerilim.)  
14 Temmuz 2008 Savcı, Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkındaki dava dosyasını Mahkemeye sundu. UCM, 4 Mart 2009'da resmen aynı suçlardan dolayı suçlanan devlet başkanı hakkında tutuklama kararı verdi.  
Ömer El Beşir, 5 Mart 2009 tarihinde bir hidro elektrik santralı açılışında yaptığı konuşmada, Mahkeme Başsavcısının kuklasını yakan binlerce taraftarı önünde dans ederek, UCM'ni küçümsedi ve suçlamaları kabul etmeyerek, bir kağıt parçasından ibaret olarak gördüğü tutuklama emrinin "üzerine yazılan mürekkep kadar değeri olmadığını", Lahey'deki mahkemenin tutuklama emrini "yemesi''ni söyledi’… 
Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne 110 ülke taraf oldu. Amerika ve Çin hariç olduğu gibi Türkiye de Roma Statüsü hakkındaki Sözleşmeyi imzalamış olmasına rağmen. UCM'nin yargı yetkisini tanıma bakımından Sözleşmenin henüz tarafı değildir.  
Türkiye UCM'nin kuruluşundan etkilenmiştir. Yeni Türk Ceza Kanunun da "soykırım" (Md 76), "insanlığa karşı suçlar" (Md 77) ,  "örgüt" lü soykırım ve insanlığa karşı suç (Md 78), "göçmen kaçakçılığı- insan kaçakçılığı" (md 79 ve Md 80) suçları kabul edilmiştir.   
Türk Ceza Kanunu'nun 13. maddesine göre; TCK'de yer alan "Soykırım", "İnsanlığa Karşı Suçlar"  eğer vatandaşımız olan birisi veya yabancı tarafından yabancı ülkede işlenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır ve Adalet Bakanı'nın talebi üzerine Türkiye'de yargılama yapılabilir. Bu durum aslında, Türkiye'nin "evrensel yargı yetkisi"ni kabul etmesinin bir sonucudur. 
Ancak TCK'nin ilk kabulünde önce Savcılara "resen takibat" yetkisi veren düzenlemeden vazgeçilerek Türkiye, uluslararası nitelikteki başvuruların yaratacağı sıkıntıları aşmak için TCK' da yaptığı bir değişiklikle, bu suçlardan bir soruşturma yapılabilmesini Adalet Bakanı'nın talepte bulunması şartına, yani ''Adalet Bakanı'nın izin" vermesi koşuluna bağladı.   
Savcılarımızdan birinin cesaretli davranarak ve hatta TCK'nin verdiği yetkiye dayanarak Sudan Devlet Başkanı hakkında bir "soruşturma" başlatması mümkün olmadığı gibi, herhalde Türkiye'de Adalet Bakanı tarafından Ömer El Beşir hakkındaki suçlamalardan dolayı "soruşturma" istemesini düşünmek bile, akla hayale sığmaz’…
Düşüncesi bile inanılmaz’… 
Eğer, Türkiye'de soruşturup, kovuşturup hakkında hüküm kuramıyorsanız’… 
Sudan Devlet başkanı El Beşiri'nin Sudan'da işlediği "insanlığa karşı suç"lardan dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan "tutuklama" kararının yerine getirilmesi için Türkiye'ye geldiği an "yakalayıp" Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne gönderebilirsiniz.  
Bu da aslında inanılmaz bir hayal’… Yasal olarak olacak iş değil zaten! 
Eğer, Türkiye Uluslararası Ceza Mahkemesinin statüsü hakkındaki Roma Sözleşmesi'ni imzaladı ama henüz taraf değiliz diyorsanız’… Zaten uluslararası nitelikte bir mahkeme olan UCM ile Türkiye arasındaki yargı yetkisi uyuşmazlıklarına ait herhangi bir kural da yoktur, diyorsanız’…  
Türkiye'ye sokmazsınız’… 
İşte bunu hiç yapamazsınız... Daha açık söylemek gerekirse, zaten yapmazsınız.  
İslam Konferans Örgütünün (İKÖ), Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) zirvesi için Türkiye'ye gelecek olan Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir hakkında Avrupa Birliği "Savaş suçlusunu ağırlayamazsızın. Birlik değerlerine uyum gösterin ve ağırlamaktan vazgeçin" uyarısına yanıt verildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "AB ne karışıyor ki! Beşir özel bir toplantı için geliyor" dedi.
İSEDAK'a gelen Sudan heyetinin Başkanı Samaeh El Sıddık'da Beşir'in zirveye katılacağını belirterek "AB'nin Devlet Başkanımızın ziyaretine müdahale hakkı yok. Bu uluslar arası bir toplantı" diyerek Gül'ün tepkisine hak verdi.   
Türkiye'yi El Beşir'in ziyaret etmesini önleyemezsiniz. Çünkü Türkiye Sudan'dan memnun’… Sudan'da Türkiye'den. 
Uluslararası bir toplantıda İsrail Devlet Başkanı'na "siz adam öldürmeyi bilirsiniz" diyeceksiniz’… Sonra UCM'nin insanlık suçu işlediği iddiasıyla hakkında tutuklama kararı verilmiş Darfur katliamlarından sorumlu bir devlet başkanının ziyaretine ses çıkarmayacaksınız’… 
Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak binlerce insanın ölümünden sorumlu bir devletin başkanını topraklarımda istemiyorum’…
UCM'de yargılansın istiyorum.
Ülkemin Roma Sözleşmesini imzalamasını yeterli görmüyorum, Sözleşmeyi onaylayarak "taraf" olmasını istiyorum’…
Ya siz?