Siyasetin tansiyonu yükseliyor. Bir yanda Muhteşem Süleyman’’ın tartışmalı saray/harem yaşamını konu alan dizi tartışmaları öbür yanda IV.Murat’’ı hatırlatan yeni içki-tütün yönetmeliği’… Ve de içerideki sorunları halledip İslam Birliği’’ni tesis için yola çıkan ’“Son Osmanlı’” Tayyip Erdoğan’’ın, Arap camiasına ’‘halife’’ edasıyla yaptığı; ’“Biz bize yeteriz’” çağrısı.
Türkiye Osmanlı’’ya mı dönüyor? Üzülsek mi sevinsek mi? Geçen yıl basına sızan CİA raporunda, Türkiye’’nin 2050 yılında Osmanlı’’nın yükselme dönemindeki sınırlarına hitap eden süper güç olacağı yer almıştı. Öyle görünüyor ki Türkiye, CİA’’yı bile şaşırtacak. Osmanlı’’ya dönüşmek için 2050’’yi beklemeyecek yani. Çünkü iç siyasette maçı tek kale oynayan, sadece kendi partisini değil rakiplerini de idare eden/edebilen bir siyasi yapı ve de konjonktüre uygun bir siyasetçi var.
Zaman zaman Mehteran Takımı gibi iki ileri bir geri gitse de hedefinden şaşmayan, rakiplerini eninde sonunda dize getiren, devletin tüm kurumlarını ele geçiren, sandıktan her defasında güçlenerek çıkan, muhalefetten günahı kadar hazzetmeyen bir lider.
One Minute’’la başlayan süreci iyi kullanan, ’‘Son Osmanlı Padişahı 1. Tayyip Erdoğan’’ pankartıyla karşılanan, Türkiye’’yi yarım asırdır kapısında bekleten AB’’ye inat dış politikanın eksenini batıdan doğuya kaydırıp İslam Birliği (İB)’’ye yönelen bir başbakan.
Müstakbel Başban! Ya da görünen Padişah!
Yani Başbakan Recep Tayyip Erdoğan!
Erdoğan’’ın siyasi hedefini aylar öncesinden, referandum öncesi koymuş ve ’“2011’’de yüzde 50 hedefliyor 2012’’de ’‘başkan’’ olmak istiyor’” demiş bir gazeteci olarak, gelinen noktada son padişahın ayak seslerinin duyulduğunu söylemek durumundayım.
Erdoğan’’ın görünen köy gibi ortada olan bu hedefini yakalaması için artık iki adım kaldı. Yüzde 40-50 arasında bir oy oranı. Ve de 400’’e yakın milletvekiliyle üçüncü kez tek başına iktidar. En azından 368 koltuk. Yani tek başına, referandumsuz anayasa değişikliği yapabilme avantajı’… Artık her şey bu hedef için.
*
Anketlerde, son yerel seçimde yüzde 6-7’’leri bulan Saadet Partisi’’ni gören var mı? AKP’’nin küstürdüğü çekirdek tabanı her an kapıp, barajı geçebilecek SP’’nin yerinde yeller esiyor.
Bir yanda Numan Kurtulmuş’’un Has Partisi’… Öbür yanda 84’’lük Erbakan Hoca’’nın talebeleri’… Diyarbakır’’da Kürt, Tunceli’’de Alevi, Rize’’de Laz, Kumkapı’’da Roman olabilen bir siyasetçi Erdoğan.
Her daim Kasımpaşalı, külhanbeyi’…
Alevisi, Sunnisi, Pensilvanyalısı, Nakşisi, milliyetçisi, solcusu, liboşu herkesi meclise taşıyor. Rengarenk vitriniyle kafa karıştırabiliyor.
İstediğinde CHP’’yi karıştırıp, istediğinde MHP tabanını yönlendirebiliyor. Medyanın önemli bölümü elinde’… Bir kıvılcıma bakan CHP’’ye altı ayda bir kurultay yaptıran da o, MHP kökenli isimleri Demokrat Parti’’ye monte edip, Türkiye’’yi iki partili sisteme götürmek isteyen de. Dün ANAYOL’’u parçalayıp, sinerji beklentisini nasıl fiyaskoya çevirdiyse bugün merkez sağı diriltme senaryosunu da bence o yazıyor. Biraz dirilen merkez sağ köylerde MHP’’ye, şehirlerde CHP’’ye fren yapacak hesapta. Senaryoya göre ’‘MHP barajı CHP de yüzde 20’’leri aşamayacak’’
2002’’deki gibi birkaç adet yüzde 8’’lik parti yaratılacak.
Evdeki hesap bu. Çarşıya uyar mı göreceğiz. Hesaba göre 400 vekile ulaşacak Erdoğan ’‘başkanlık sistemine’’ tereyağdan kıl çeker gibi geçecek. Halka sormaya referanduma götürmeye gerek kalmayacak.
İşte o zaman’…
İster Muhteşem Süleyman olur, isterse dördüncü Murat’…
Astığı astık kestiği kestik!
Hani 23 Nisan’’da koltuğuna oturttuğu çocuğa diyordu ya gayri ihtiyari’… ’“Şu anda başbakan sensin. İster asar, isterse kesersin’” Bence gidişat tam olarak budur.
Bu gidişattan memnun olanlarınız olabilir.
’‘Ne ala’… Osmanlı gibi süper güç oluyoruz işte’’ diyenleriniz de çıkabilir. Daha müreffeh, daha bağımsız bir Türkiye ise Osmanlı’’ya dönüşmekteki gaye; ’‘hemen yarın dönüşelim’’ derim ben de. Ama yarım yamalak da olsa demokrasimizi, laik Türkiye’’yi, hukuk devletini sekteye uğratacaksa bu adımlar. Az da olsa özgürlüğümüzü elimizden alacak, vatandaştan ’‘tebaya’’ dönüştürecekse bizleri, Baştan söyleyeyim, ’‘ben yokum’’ arkadaş. Uzun lafın kısası padişah sendromudur yaşanılan, yaşadığım’… Yahut yetersiz muhalefetin bizi/ülkeyi getirdiği son nokta tam olarak budur.
**
CHP’’DE SÜRPRİZ ADAY KARAMUSTAFAOĞLU MU?
Biraz da yerel siyasetten dem vuralım. AK Parti adaylarını bekleyenleriniz olabilir. İl Başkanı Ömer Cihat Akay’’ın tabiriyle ’‘kupon bir aday listesi’’ hazırlamak için çalışmalarım sürüyor.
Şimdi yerel siyasetteki güncel gelişmelere ilişkin özet geçmek gerekiyor.
CHP yeni il ve ilçe başkanlarını arıyor. Genel Merkez’’den yönetimlere gönderilen, ’‘İkinci bir talimata kadar atama ya da kendi aranızdan seçim yapmayın’’ uyarısından sonra gözler Ankara’’ya çevrilmiş durumda. Bu uyarı hem önemli hem anlamlı’… Çünkü CHP tüzüğü, başkanların istifasından sonra kalan yönetimlere içeriden ya da dışarıdan ’‘atama’’ yetkisi veriyor. Yeni CHP’’nin tepe yönetimi, değişim ve de dönüşümü tabana yaymak isterken, tabanın tavandan bağımsız hareket etmesini istemiyor olacak ki, onları bir genelge ile uyarmak gereğini hissediyor.
Rıfat Nalbantoğlu’’nun istifasından sonra gözler onun koltuğunu doldurması muhtemel isimlere çevrildi. Nalbantoğlu gibi istifa eden Balçova İlçe Başkanı Mustafa Moroğlu’’nun ’‘favori’’ olduğu söylense de kulislerde başka isimlere de şans verilmeye başlandı.
İstanbul’’a beklendiği üzere Aydın Doğan’’ın eski CEO’’sunu atayan Yeni CHP’’nin, İzmir için ’‘sürpriz bir kadın’’ üzerinde durduğu konuşuldu önce.
’‘Adı bende saklı’’ bir kadından şüphelensem de ’‘benim adayım’’ ’‘Türkan Miçooğulları’’ydı.
Eski Milletvekili, örgütçü Miçooğulları ile görüştüm. Göreve talip. Hem de çok iddialı. Ama Ankara’’nın kendisiyle bu konuda henüz görüşmediğini ama örgütten yoğun destek telefonları aldığını söyledi. Türkan Abla formülü İzmir’’de tutabilir.
Eski Milletvekili, Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü de bu koltuğu önemsiyor ve de istiyor. Mustafa Tosunlar da öyle Cihan Türsen de’… Tacettin Bayır da hareketli.
Ama kulislere en son düşen isim Sinan Karamustafaoğlu. Sosyal Demokrasi Derneği başkanlığını Moroğlu’’ndan devralan CHP ve SHP’’nin eski tüfeklerinden’…
Karamustafaoğlu CHP örgütünün Kars kökenlileri üzerinden Gürsel Tekin’’e sunuldu. İddia odur ki Tekin de Karamustafaoğlu’’nu Ankara’’ya çağırdı. Sinan Bey’’le görüştüm. Ankara’’ya daveti olmasa da gelişmeleri doğruluyor.
Suat İstanbulluyu dün saymıştık. Bugün o da Ankara’’da’… Yönetim içinden Tamer Akçam ve de Zikri Dursun da bu koltuğu doldurmaya talip. Dedik ya İzmir CHP’’nin başkenti diye’… Bana göre İstanbul kadar önemli. Bana göre üç ihtimal var.
Ya Kocaoğlu-Yüksel ikilisine; ya doğrudan Kılıçdaroğlu-Tekin ikilisine; veya herkese eşit uzaklıkta, sadece CHP’’ye yakın bir isim.
İzleyip göreceğiz.