GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
16 Ocak 2024 Salı

Objektif olamayınca

Türklere “katil” demek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor, Batı’nın emperyal politikalarının ülkemizdeki yerli ve gönüllü temsilcileri. Tahammülün de bir sınırı var ama bunu anlamıyorlar.

Tehcir sırasında Ermenileri öldürdünüz. Bu bir soykırımdır!

Rumları neden katlettiniz?

Dersim’de yapılan katliamın hesabını verin!

Çeşme’de 15 Rum’u neden öldürdünüz?

Süryani katliamı soykırım sayılmalı!

Sözüm ona insan haklarını savunuyorlar… Kiminin ruhu Kürdistan, kiminin ruhu Ermenistan… Romantizm körlüğü zirvede.

Emperyal dönemde, muktedirler arasında Dünya çapında iktidar mücadelelerinde olan bitenin hesabı, Türk kimliği üzerinden soruluyor.

Birinci Dünya Savaşı, 1914-1918 arasında ölü sayısı 16 milyon ile 20 milyon arasında tahmin ediliyor.

İkinci Dünya Savaşı, 1939-1945 arasında ölü sayısı 80 milyon dolayında olduğu tahmin ediliyor.

1929 Dünya ekonomik Buhranı, ekonomik dengeleri yerle bir etti. Kapitalizmin endüstri devrimine göre yeniden örgütlenmesi başladı.

1914 ile 1945 arasında 30 yıl boyunca cehennemi yaşayan insanlık, 100 milyondan fazla insanın ölümüne tanıklık etti. Savaşların yol açtığı yoksullukla gelen tifüs, İspanyol gribi salgınlarında ölen insan sayısı 100 milyon dolayında. 200 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği, insanlık dışı her şeyin yaşandığı bir dönem.

Sanayi devrimiyle gelen ilerlemenin, aydınlanmanın, modernizmin, gelişmenin, kalkınmanın bedeli, dünya ölçeğinde iki paylaşım savaşı.

Acı bilgi; Efendiler yeryüzünü yeniden paylaşırken insanlığa cehennemi yaşattı.

Ve kimi aklı evveller, Osmanlı’nın hor gördüğü, saraya alınmayan, iktidar zümresinde yeri olmayan Türklerden soruyor, bu hesabı.

Halbuki insanlık yeni sınırlar ve yeni devlet kavramı üstüne konuşmaya başladı bile…

Yürüyen gerçek; Tam yüzyıl sonra, endüstri devrimini izleyen dijital devrimin getirdikleriyle yeryüzü yeniden kıyamet günlerine geri dönerken “yeni faşizm” Avrupa’da ayağa kalkıyor.

Bizde ise kuma gömülü kafalar saçmalamakla meşgul.