Çağın gerçeği; Değerler sistemi çöktü.
Tüketim ekonomisinin toplumsal yaşama getirdiği kolaylık, konfor, gösteri gibi kavramlar üstüne inşa edilen yeni hayatın satıhlaşması ve vasatlaşması ile başlayan tükeniş nihayet yıkılış aşamasına gelmiş bulunuyor. Çok değil yüzyıl içinde bu cehennemin kapıları açıldı.
İnsanın yeryüzünde tutunmak için başka bir hayata ihtiyacı var. Mülkiyet toplumu ve kapitalist üretim biçimiyle gidilecek başkaca yol kalmadı. Sistem, bütün kurum ve kuruluşlarıyla çöküyor. Tüketim kültürüyle tükenen insanlık, tükenişten yıkılışa sürüklenirken çaresiz ve karamsar.
Hazin ama gerçek; Vasatlaşan insanlık durumundan yararlanan aptalların bütün köşeleri tutması fazla zaman almadı. Evrimde duraklama ve aptallığın olağanlaşması sonucu ortaya çıkan yönetememe sorunu aşılacak gibi değil. Aptal, gözünü karartıp başköşeye kurulmayı beceriyor; fakat sonrasını beceremiyor.
Acı bilgi; İnsanın kurduğu uygarlığı doğal koşullar artık taşıyamıyor. Vasatlaşan insan aklı sistemi sürdürmeye yetmiyor, süreçleri yönetemiyor. Determinist yaklaşımlar ise nicedir çözüm üretmiyor. Kapitalizm tarihsel olarak sonlanıyor. Ve insanlık bu tablonun yarattığı çıkışsızlıkta çıkış arıyor.
Bu ahval ve şerait içinde, büyük insanlık bir yılı daha geride bırakırken iyimser olmak ve iyi şeyler dilemek elbette tuhaf oluyor. Siyasetçinin işi zaten yalan söylemek olduğundan hadi onu anlıyoruz, ancak sıradan ve önemsiz olmakla malul büyük insanlık bu yalanın peşinden gitmek zorunda değil.
Sadece kapitalist sistemin yaklaşan tarihsel sonunun değil, uygarlık krizinin başlattığı büyük bunalımın da işaret ettiği “vazgeçiş çağı öncülleri” ortaya çıkmaya başladı. Tüketim kültürünün çarklarında tükenen insan, alçak gönüllü yeni uygarlıkla hemhal vazgeçiş koşullarıyla tanışmaya hazırlanıyor. Hepimiz, vazgeçmeyi öğreneceğiz.
Büyük insanlık, yoksulluk ve açlığın hariminde her şeyin günbegün kötüye gittiği koşullarda, yeni bir yıla giriyor. Sahte vaatlerin süslediği bir yılbaşı gecesinden sonra kaldığımız yerden o meşum yola devam etmek üzere, herkese iyi yıllar…