GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
26 Ağustos 2021 Perşembe

Muzaffer olmak

Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz denilince akla gelen bir kavramdır muzaffer olmak…

23 Ağustos 1921 tarihinde başlayan, yirmi iki gün, geceli gündüzlü devam eden ve binlerce şehidin kanı ile kazanılan Sakarya Meydan Muharebesinin yüzüncü yıl dönümünde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin günün anlam ve önemine vurgu yapan twitler açıklamasını sayfama taşımaya değer gördüm…

Devlet Bahçeli, vatansız kalmış Afgan halkının çaresiz çırpınışlarından yola çıkarak Sakarya Meydan Muharebesinin önemine şöyle vurgu yapıyordu…

“Bugün kendi ülkelerinden kaçmak için korku içinde yabancıların uçaklarına doluşan, yetmedi bu Uçakların iniş takımlarına sarılan insanların dramatik ve yürek yaralayıcı tablosu karşısında Millî Mücadelenin bir kez daha mütalaası, yeniden ele alınması kanaatimce mecburidir”

Sn. Devlet Bahçeli’nin söz konusu açıklamasının son satırları ise şöyle idi:

“Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi hürmet, takdirat ve rahmetle yad ediyorum.. Allah hepsinden razı olsun diyorum. Sakarya şuuru tıpkı bir kor gibi maşeri vicdanda saklı durdukça hıyanet ve hüsran muhakkak surette ayaklar altında ezilmeye mahkum kalacaktır. Sakarya yalnızca bir nehir, yalnızca bir şehir adı değil, Türk milletinin namus timsali, beka simgesi, bağımsızlık nişanesidir”

Bir siyasi parti başkanının, Cumhuriyetimizin ve devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’e gösterilmesi gereken saygıya

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekasına, bağımsızlığına ve toplumsal vicdana vurgu yapan bu açıklamaları…

Uzun zamandır duymak istediğimiz, nesilden nesile aktarılması elzem olan

Dünle bugünü birleştirecek olan, bugünlerle yarınları kaynaştıracak olan…

Her durumda her şartta ifade edilmesi gereken sözlerdi.

Zira, devletin çeşitli kademelerinden duymak istediğimiz bu tür söylemlere…

Her zamankinden çok ihtiyacımız olduğunu hissettiğimiz

Kahredici bir o kadar da zor zamanlar yaşıyoruz…

Dünyayı altüst eden göç dalgası ile .. 

Afganistan ve Suriye gerçeğinde gördüğümüz o ki…

Dirliği, birliği ve bütünlüğü bozulmuş bir toprak parçası vatan değildir…

Çünkü… Vatan olma vasfını kaybetmiş topraklarda açlık var, ölüm var, sefalet var, zulüm var…

En acısı da; VATANsız kalmak gibi kocaman bir yoksulluk, 

gelecekten umutsuzluk, ve umutsuzluğun açtığı onulmaz bir yürek yarası var...

İnsanlığın; günümüz sığ düşünce kalıpları içine mahkûm edilmiş ve kısırlaştırılmış olan bu düşünme yetisi ile…

Dünya üzerinde siyasi iştiyak ve emeller uğruna yaşatılan bu zulümlerin son bulacağı günlere erişebilecek miyiz bilemem…

Bidiğim bir gerçek var ki; 

Türk ulusunun dünyaya örnek olmuş kurtuluş destanı ile Afganistan Taliban direniş hareketini bir arada mütalaa etmek abesle iştigaldir…

Çünkü, M. Kemâl Atatürk ve Taliban kelimeleri, aynı fikir düzlemi içinde kullanılmayacak kadar zıt iki dünya görüşüdür.

Çünkü, Türk kurtuluş destanının her bir satırının içeriği… Milliyetçilik, Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Halkçılık, Laiklik ve İnkılapçılık kavramlarından oluşmuştur…

Söz konusu her bir kavramın muhtevasında ise; akılcılık, çağdaşlık, ulusal birlik, ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik bilinci yer almaktadır.

***

26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan ve 30 Ağustos zaferine giden o kutlu yolda…

Muzaffer bir kumandanın muzaffer ordusu ile yazdığı ,

Dünyanın bildiği o kurtuluş destanının satır aralarında arayalım istedim mevcudiyetimizi…

Anadolu halkının kurtuluş mücadelesine olan inancının ve direnişinin mihenk taşı olan Sakarya Meydan Muharebesinin zaferle sonuçlanmasından tam bir yıl sonra…

Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak bilinen büyük taarruz ile 30 Ağustos 1922 yılında kazanılan o şanlı zafer…

İzmir’in kurtuluş gününe kadar; karadan denize esen, önüne kattığı emperyal güçleri denize sürükleyen o kuvvetli rüzgar…

Büyük taarruzun büyük bir gizlilik içinde başarı ile sonuçlanması ile…

Birinci dünya savaşı sonrasında  Osmanlı hükümeti tarafından imzalanmış olan Mondros ve Sevr anlaşmalarının hükümsüz olması,

İşgâl  kuvvetlerinin Anadoluyu terk etmeleri ile hemen iki ay içinde padişahlığın kaldırılması…

Ve emperyalist güçlerin işgalinden kurtulan Anadolu toprakları. 

En büyük zafer olan…

1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile..

Sınırları çizilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti 

Ve büyük bir mucize yaşayan, zafere susamış olan Türk milleti...

Karanlığı aydınlatan bu kutlu destanınla daima muzaffer ol, Cumhuriyetinle binler yaşa.

***

Bugünkü Cumhuriyet Türkiyesinin kurucusu ulu önder, Başkomutan Gazi Mustafa Kemâl Atatürk 

Ve tüm şehitlerimizi; daima var olacak şükran duyguları ile , saygıyla ve rahmetle anıyorum..

30 Ağustos Zafer Bayramımızın 99. yılı kutlu olsun…

“Zafer, zafer benimdir diyebilenindir. 

Başarı ise başaracağım diye başlayarak sonunda başardım diyenindir…”

Mustafa Kemal ATATÜRK