GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
1 Temmuz 2021 Perşembe

Afedersiniz... Af mı dediniz?

Bugün 1 Temmuz... 

365 sayfalık kitabın tam orta yerindeyiz…

Okuduklarımız, anladıklarımızdan ibaret... Anladıklarımız, algılayabildiğimiz kadar...

1 Temmuz’un düşündürdükleri ile, yazıma başlarken...

Denizcilik ve Kabotaj Kanunu’nun kabul edilişinin 95. yıldönümünde...

Mutlu çocukluk günlerimde şahit olduğum denizcilik bayramından bahsetmek istedim…

Sonra...

Normalleşme süreci denilen...

Yasakların kalkması ile...
Salgın mücadelemizin sonunun nereye varacağına takıldı zihnim...
Vazgeçtim...
Vazgeçilen İstanbul Sözleşmesi’nin geçerliliğinin sona ereceği 1 Temmuz tarihi...
Ve sonrasında yaşanacakların acısı çökerken içime...

Bir resim düştü önüme... 

İki yaralı kuş … Kuş dili ile… 

Biz çizdik diyorlardı...

Aklımız yettiğince…
Sen de yaz , anlat çaresizliğimizi... Dilin döndüğünce...

Antalya Elmalı’da uğradıkları cinsel istismarı resmeden iki kardeş…

Ve tutuksuz yargılanma kararı ile tahliye ediliverilen taciz suçluları…

Temel hak ve özgürlüklerin vazgeçilmez olduğunu anlatmak ve anlamak...

Bu kadar mı zor olur?

Artık aklımın ve sabrımın sınırlarını zorladığım noktadayım…

Kafam hiçbir şeye çalışmaz halde ve konsantrasyonum sıfır...

Aile içi şiddetten tutun da...

Sokaklara taşan ve aleniyet kazanan her türlü suçun sıradanlaştığı...

Afla salıverilen ne idüğü belirsiz adamların ortalıkta cirit attığı...

Kadına ve çocuğa yönelik cinayet, şiddet ve istismar vakalarının…

Çocuklara yapılan sapkınlıkların vaka-i adiye haline getirildiği…

Bu hayat düzeninde... Ümitsizliğim had safhada...

İnsan gibi düşünüp, insan gibi hissedip, insanca yaşamayı bilmeyenlerin

Çevirdiği bir cehennemdeyim sanki...

Yedi ve on yaşındaki iki kardeşin ruhunda esen fırtınaları anlatan...
Bir defter sayfasındaki sessiz haykırışların duyulması için...
Yapılabilecekler... Adaletin tecelli etmesini beklemekten ibaret mi?

Bu canilerin kendisini savunmasına fırsat mı?

Sorgu ve yargı aşaması ile kaybedilen zamanlar mı?

Ah! Elimden bir şey gelseydi...

Bu vahşilerin evlerinden elektriği ve suyu kesmek,

Ya da  en ağır para cezası ile cezalandırmak…

Ve bu cezayı ödeyinceye kadar ve de geberinceye kadar çalıştırmak gibi…

Bir yaptırım gücüm olsa idi...

Gücünün üstünde yük yüklerdim omuzlarına...

Dünya klasiklerini okuma cezası verirdim meselâ...

Ve okuduğundan ne anladığını anlatma cezası verirdim.

Bir gül bahçesi yarat derdim; en sarp, en kıraç bir dağda.

Ya da...
Bir bataklığı kurut ve üzerinde insanlığa faydalı bitkiler yetiştir derdim..

Ağaçlandırma çalışmalarında çalıştırırdım o hasta ruhu..

Yanan orman arazilerinde.

Dağlara sürerdim, terörle mücadeleye…

Çünkü,

Gül bahçelerini talan eden, münbit arazileri bataklığa çeviren..

O yıllardır mücadele ettiğimiz her türlü terör...

Zaten  bu marazi ruhların soyadı idi...

Bu her türlü ahlâk terörünün teröristleri,

Rehabiliteye muhtaç bu hastalıklı beyinler

Bilmem böyle rehabilite olabilirler mi idi?

Evelemeye gevelemeye gerek yok...

Şimdi... Kitabın tam orta yerinden konuşma zamanı... 

(Cinsel tacize ve çocuk istismarına af... Bir kereden birşey olmaz... Çocuk kendini korusun... Kadın tahrik etmesin) gibi...

Mağduru yargılama teranelerini bir tarafa bırakın artık...
Bana bir çukur kazın, bir yığın da taş...

Bu canilere ilk taşı ben atmazsam namerdim...

"Soraya'yı taşlamak" filminin tesirinden kurtulamadığım kadar tesirindeyim bu vahşetin..

Afedersiniz!.. Af mı dediniz?        

“AF” kelimesinin içinde barındırdığı 

İyi niyete dair bütün güzel hasletleri yüklenip gelen ulvi manası ile;

“İSTİSMAR” kelimesinin…

“İyi niyetin kötüye kullanılması” olarak bilinen 
Süfli manası bir arada düşünülemez! 
Çünkü, istismarın affı olmaz!
***
“Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.” / M. Kemâl Atatürk…