GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Kemal ARI
YAZARLAR
4 Şubat 2022 Cuma

Kör karanlığa geçit yok!

Hah! Bir bu eksikti…

Bir dostum “Samsun Atatürk heykeline olanları duydunuz mu?” diye sorunca, ne yalan içimde bir parlama oldu bir anda:

“Eyvah!” dedim;

“Ne oldu acaba?” 

Evet, bu duyguyu yaşadım ister istemez. Gün boyu o iş bu iş derken, medyada ne dönüyor, ne oldu bitti; neler yaşandı bu aziz ülkemde, kulak verip göz gezdirememiştim.

Apar topar sanal kaynaklara yöneldim; öğrendim ki:

İki garip kişi Samsun Atatürk Anıtı’na geliyor; kaideyi tırmalayıp, Gazi’nin üzerinde olduğu şahlanmış atın ayaklarına bir halat bağlıyorlar…

Halatın ucu bir araca bağlı, artık nasıl bir araçsa…

Çekmeye çalışıyorlar, güya yıkacaklar.

Hey;  kafadan kırık, akıldan yoksunlar?

Atatürk’ün heykeli bile olsa, yıkılır mı?

A beyinleri devre dışı olmuş zavallılar!

O dimdik ayakta; atının üzerinde, atı şahlanmış, elinde kılıcı; karanlığın, hem de kör karanlık ve bağnazlığın üzerine yürüyor…

Emperyalizme karşı savaşıyor; kötülüklere ve hukuksuzluklara karşı aydınlığın meşalesi olmuş şahlanıyor…

Hiç, hiç yıkılır mı o koca dev?

Tabii, Samsun halkı olayı görüp duyunca yürümüş, kale gibi sarmışlar heykelin dört yanını.

Sonra siyasi parti temsilcileri, dernekler ve öteki sivil toplum örgütleri devreye girmişler…

Olayı lanetlemişler, birlik ve beraberlik mesajları vermişler…

Ne bu?

Nereye koyacağız, nasıl yorumlayacağız?

Bu adamlar kimlerdir ve nasıl bu cesareti bulabiliyorlar? Amaçları nedir; neyi gerçekleştirmeye çalışıyorlar?

Ve bundan kim, kimler nemalanır ve kimler ne gibi oyunlar kurarak bunun içinden sıyrılmaya çalışırlar? Buna bakmak gerekir asıl.

Ha, şunu söyleyelim:

Kurt, dumanlı havayı severmiş.

Memleketimizde hava ne yazık ki pek çok nedenden dolayı dumanlıdır:

Ekonomik zorluklar halkı canından bıktırmış, siyaset karışmış; türlü türlü zorluklar geniş kesimleri burnundan solur hale getirmiştir.

İşte böyle ortamlarda ülkeyi ve toplumu karıştırmak isteyenler bir kıvılcım çıkararak, nifak tohumları saçmaya çalışırlar.

Bu olur hep…

Ben o heykeli iyi bilirim. 

Hem tarihini, hem nasıl yapıldığını, hem ulusun nasıl bir coşkuyla bayraklaştığını etrafında görüp yaşadım, hissettim.

İlkokuldan itibaren her milli bayramda çook etrafında bulundum, genç lisesiler olarak 19 Mayıs’ta ve 10 Kasımlarda yanan meşaleler altında hazırolda nöbet tuttum.

O bizim zor zamanlarımızda cesaretimiz, soğuk günlerimizde güneşimiz, karanlıklarda ışığımız oldu hep.

O bir çift mavi gözün ışıltıları altında yumak yumak toparlandık; bayrak olup dalgalandık, içimizde, en derinlerden bu kutsal yurdu, onun soylu tarihini ve al yıldızlı bayrağını hissettik.

Çare ne?

Toplumun hangi yönden olursa olsun farklı cenahlarında kendini hissetmekte olan kesimlerin derhal bir araya gelmesi ve çelik bir iradeyle ortaya çıkması ve bu tür nifak tohumlarını güçlü haykırışıyla boğmasıdır.

Duyarlı olmalıyız, ama tahrik olmamalıyız.

Tam zamanı işte, iktidarıyla, muhalefetiyle; her nereden ve kimden gelirse gelsin ayrıştırıcı, itici, ötekileştirici dilleri ve tavırları bir yana bırakmalı, inadına kaynaşmalı ve birleşmeliyiz...

Bir olmalıyız, bir..

Toplumsal bir karmaşanın, kargaşanın asla öznesi olmamalıyız, olamayız.

Zaten birilerinin istediği de bu.

Toplumda karşıtlıklar yaratmak, bunu körüklemek; sonra da bir fitili ateşleyip, kargaşa çıkarmak!

Demokrasinin dışında hiçbir yolumuz yok; dosta düşmana göstermeliyiz bunu.

Tek yol demokrasi ve tek yol özgürlükçü düşünce...

Bu ülkede:

Kör cehalete geçit yok…

Koyu bağnazlığa geçit yok…

Kötücül duygularla doğrudan halkı hedef almış demokratik olmayan güçlere geçit yok…

Atatürk mü dediniz?

O zaten bu tür halk ve millet düşmanlarına karşı çelikten bir kale, sarsılmaz bir irade, dalgalanan bir bayraktır.

O nedenle hepimiz daha çok Atatürk’ün etrafında birleşiyor, inadına daha çok onun açtığı özgürlük ortamının ve demokratik değerlerin önemini duyumsayarak, kör karanlığa karşı kararlı duruşumuzu sürdürüyoruz.

Yaşasın Türkiye, yaşasın bayrak, yaşasın Atatürk;

Yaşasın soylu ve asil Türk Milleti!