GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
7 Ağustos 2023 Pazartesi

‘Kemalciler’ ve ‘Ekremciler’ CHP’yi böler mi?

Temmuz’un son günleriydi...

Kılıçdaroğlu...

CHP’li belediye başkanlarını karşısında buluşturmuştu...

Aslında onlara söyleyecekleri farklıydı ama...

Nasıl olduysa...

Kürsüde dudaklarından şu sözcükler döküldü:

Ömrümün sonuna kadar genel başkanlık yapmak istemiyorum... Partinin ilkelerine bağlı, geçmişi temiz biri çıksa hemen bırakırım...”

CHP Lideri’nin...

Özellikle bu cümlesi, akşamüstüne kalmadan unutuldu...

Oysa...

16 kelimeden oluşan o cümlede...

“Olmazsa olmazlar” gizliydi...

Mesela...

Kemal Bey, diyordu ki; açık ve net:

“Ölünceye kadar bu koltukta oturmak istemiyorum...”

(Bu cümle bir Atatürk göndermesi olabilir mi?)

Ve yine diyor ki:

“Geçmişi temiz biri çıkarsa hemen bırakırım!”

(Parti ilkeleri tabii ki önemli ama geçmişi temiz biri ne demek?)

Kılıçdaroğlu’nun kafasında zaten...

Aylardır bir isim vardı da “yedekte” filan mı tutuyordu?

***

CHP’deki asıl problem şu:

İkinci Cumhurbaşkanlığı sandığı kesin sonuçları açıklandıktan sonra...

Sandığa giden CHP’liler arasında...

“Sessiz ve buz gibi” bir hava esmeye başladı...

İlk büyük tepki...

Ekrem İmamoğlu’na sempati besleyenlerden geldi:

“Erdoğan’ın karşısında İmamoğlu olsaydı, şimdi Cumhurbaşkanı’ydı...”

Kılıçdaroğlu’ndan asla vazgeçmeyenler ise şöyle diyordu:

“N’apsın Kemal Bey? Ölümüne çalıştı... Erdoğan ile arasında koca Türkiye’de 2 milyon 330 bin fark vardı...”

***

Bu yakınmalar...

Giderek iyice alevlenen...

CHP’deki “Kemalciler” ile “Ekremciler” ayrışmasını...

Fena halde körüklüyor...

Bu da...

Hem Siyaset’en tehlikeli oluyor...

Hem de parti içindeki küskünlüğü büyütüyor!

Bakın Mansur Başkan’a?

Neredeyse 20 gün “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” gibi konuştu...

Seçim gecesi...

Yarışı sessiz sedasız noktaladı; Ankara’ya hizmete devam ediyor...

***

Asıl soru şu:

“CHP’yi, kimler parça-pincik etmeye çalışıyor?”

“Kemalciler – Ekremciler” kendiliğinden oluşmadı...

Perde arkasında, bi’yerlerde...

Gelişmelerin düzenleyicisi ve...

Yarın “olacaklar”ın planlayıcısı var mutlaka...

***

İşte tam burada...

Türkiye Siyaseti’nden bir “yaşanmış bir hikaye” anlatmanın...

Tam zamanı...

Okurken gözünüzün önüne getirmeye çalışın...

***

1965 - 1973’lü yıllar... CHP hizip çatışmaları arasında bocalayıp duruyor... Bülent Ecevit de bir an önce partinin başına geçmek istiyor... Gelgelelim karşısında Cumhuriyet’in temel direklerinden İsmet Paşa var... Ecevit hep İnönü’nün elini öpüyor, bağlılık gösterileri sergiliyor ve “Genel başkan olmayı hiç bir zaman düşünmedim... Benim Genel Başkanım İnönü’dür...” diyor; başka da bi’şi demiyordu...

O yıllarda İsmet Paşa güvendi Bülent Ecevit’e ama...

Sonra farkına vardı genç, hırslı politikacının amacını...

1972 Kurultay’ı yaklaşıyordu... Kurt politikacı o süreçte öyle sıkıldı ki; Kurultayı toplarken üç kez kalp krizi geçirdi... Kurultay’dan önce “Ecevit kazanırsa endişe ederim!” demişti ve o sırada 88 yaşındaydı... Kurultay’dan Ecevit çıktı; İsmet İnönü kurduğu partiden istifa etti... CHP, artık Bülent Ecevit’in yönetimindeydi...

***

Tüm bu yaşananların ışığında...

Cevap bekleyen yepyeni bir soru var:

“Yoksa CHP yeni bir Bülent Ecevit mi arıyor?”

***

...Ve, inanılmaz bir rastlantı:

Taaa, 51 yıl önce...

Kurultay’a giderken...

Ecevit’in duygu ve düşüncelerini bildiği için...

İsmet İnönü, CHP’ye gönül verenlere şöyle diyor:

“CHP gemisini fırtınalar arasından alıp güvenli bir limana sokabilmek için büyük gayret sarf etmek zorundayız...”

Ve, günümüz...

İki ay bile olmadı daha...

Tarih, 13 Haziran 2023...

Kılıçdaroğlu, partisine gönül verenlere şöyle sesleniyordu:

“Hiç kimse unutmasın, gemiyi (chp) limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir... Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin...”

Allah, Allah...

CHP adına...

Tarih tekerrür mü ediyor?

***

Bir ay sonra...

Kuruluşunun 100’üncü yılını kutlamaya hazırlanan...

Yakasındaki CHP rozetiyle...

Rekor Urla Belediye Reisliği…

CHP İzmir İl Başkanlığı…

İzmir Milletvekilliği ve CHP Genel Sekreter Yardımcılığı yapmanın…

Onurunu yaşayan Bülent Baratalı’ya...

“Neler oluyor Altıok’ta?” diye sordum...

İşte, bugünlerin en ilginç CHP yorumu:

“Önce Meclis ardından da Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmek büyük hayal kırıklığı yaratmış; CHP seçmeninin üstüne umutsuzluk ve moralsizlik çökmüştü... Kurultay kararı ilaç gibi geldi; parti tabanı sakin... Çekişmeler şimdilik bi’kenara bırakıldı çünkü hesaplaşma yerelden başlayacak... Partili taban kendini çabuk toparlar... Ancak partili olmayıp oy verenler açısından her şey o kadar kolay değil... Onlar partiye üye olmayan, ikbal beklemeyen Cumhuriyetçi, laik ve Atatürkçü kesimdir... Bu değerlerin yok olmamasından başka beklentileri yoktur... Partinin fabrika ayarlarına dönmesi onlar için yeterlidir ve bu kesimi tekrar kazanmak gerekir...”

Tam bu sırada deneyimli siyasetçi Baratalı’ya sormakta yarar var:

“İktidar partisinin İzmir’deki son yerel seçimde (31 Mart 2019) aldığı oy (%38.7) 1 milyondan fazla... CHP, sekiz buçuk ay sonra zorlanır mı?”

Yılların politikacısı Bülent Abi, sakin ama CHP adına temkinli noktalıyor sözlerini:

“İşte AK Parti de aynen buna oynuyor... CHP ile bütünleştirdiği hayal kırıklığını ve umutsuzluğu her yerde ve her koşulda kendisine yakın medya ile köpürtüyor... Partide telafisi olmayan bir çekişme yaşandığını ve sonunda CHP’nin bölüneceğini hemen her gün anons ediyor... Bu hücumun tek nedeni önümüzdeki yerel seçimlerdir... Bütün bunlar İstanbul, Ankara ve Adana’yı geri alma provasıdır... Bu nedenle CHP’de kavga varmış gibi görünen durum hemen sona ermeli... Anadolu’da bir söylem vardır: “Kavgalı eve kız verilmez, kavgalı evden kız alınmaz...” CHP’nin çatısı bu özdeyişi aklından çıkarmamalıdır...”

***

Bitiriyoruz...

Ekrem İmamoğlu’nun...

Geçtiğimiz hafta...

“Bu saatten sonra ne yapmalıyım?” diye...

Bi’araya getirdiği...

Eski CHP Genel Başkanları Altan Öymen ve Hikmet Çetin ile...

Eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın

Akşam yemeğinde...

İstanbul’un Büyük Başkanı’na ne tavsiye ettiler?

“Aman İstanbul’u bırakma... İstanbul’u kazan CHP Genel Başkanlığı çantada keklik...”

Büyüklerimiz boşuna dememiş...

“Aklın yolu bir!” diye...

Nokta...

Hamiş: Gözden kaçmasın; eğer İmamoğlu, “Ben İstanbul’u kaçırmak istemiyorum” deyip genel başkanlık yarışına arkasını dönerse, bilin ki Özgür Özel’e “CHP’nin 1 numaralı koltuğu” için büyük şans doğar...

Sonsöz: “Her şeyi kaybettim ama kendimi buldum... / Hz. Mevlana...”