GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
17 Ocak 2010 Pazar

İkinci Mustafa mı, ikinci Tayyip mi?

Türkiye Değişim Hareketi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül’’ün İzmir çıkarmasını  yerinde izledim. Kalabalık beklediğim gibiydi. Ve beklediğim gibi İstanbul’’dan, Bursa’’dan, Ankara’’dan, Antalya’’dan hatta Karadeniz’’den binlerce kişi otobüslerle, özel araçlarıyla Bornova Meydanı’’ndaki yerlerini almıştı.’¶ Ağırlık Ege’’den olmakla birlikte on binlerce kişi Bornova Meydanı’’nda yerini alırken, ara sokaklara kadar her yer tıklım tıklım sarıya boyandı, dolup, taştı.
Hafta içinde makamında yaptığımız röportajdan önce belediye toplantı salonunda yaklaşık 500 kişi ile yapılan İzmir provasındaki konuşmanın hemen hemen aynısını dinledim.
Konuşmayı uzun tutması dışında sorun yoktu aslında. Ancak gözüm meydandaki binalardan birine asılan bir pankarta ilişti’…
Sarıgül’’ün adına vurgu yapılarak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’’le adaşlığı üzerinden mesaj veriliyordu pankarta. ’“Rahat uyu Atam, ikinci Mustafa geliyor’” türünden bir slogan yazılmıştı pankarta.
Ve alanda dolaşıp halkın dahası meydana şu veya bu şekilde gelenlerin nabzını tutmaya çalışırken bir yandan da düşündüm. Adının Mustafa olması Sarıgül’’ü ikinci Mustafa yapmaya yeter mi? Yetmezse Sarıgül’’ü hangi liderle, kiminle özdeşleştirebiliriz diye’…  
Aylardır hakkında yaptığım değerlendirmelerde Sarıgül ile Başbakan Erdoğan arasındaki benzerliklere vurgu yapıyorum. Hafta içi yaptığımız görüşmede bu benzerliğe bizzat kendisi de dikkat çekti. Canlı yayın sohbetimizde değil ama özel konuşmamızda kendisini Erdoğan’’la özdeşleştiriyordu Sarıgül’…
Erdoğan gibi yoksul tabakadan geldiğini vurgulamak için babasının ’‘taksi şoförü’’ olduğunu söylüyor, gençlik kollarından itibaren siyasette tırnağıyla yükseldiğini vurgularken de Erdoğan örneğini veriyordu.
Aralarındaki farkı Erdoğan’’ın ’‘sağcı’’ kendisinin ’‘solcu, sosyal demokrat’’ olması olarak açıklayan Sarıgül, ’“Sağdaki halk çocuğu başardı, soldaki neden başarmasın?’” şeklinde değerlendirmelerde bulunuyordu.
Bornova mitingini gördükten sonra iyice emin oldum.
Sarıgül’’ü Ulu Önder’’e benzetmek abesle iştigal olur gerçekten. Yurdu düşmandan kurtaran, ulusal bağımsızlık mücadelesinden Türk milletiyle birlikte alnının akıyla çıkan, padişahlığa son verip Cumhuriyetin temellerini atan, dahi bir komutan, siyaset ve devlet adamı Atatürk ile Sarıgül arasındaki tek ortak nokta şimdilik isimleri ’‘Mustafa’’. O kadar’…
Ama Başbakan Erdoğan’’la arasındaki tek bağ yoksulluktan gelip siyasette başarılı olmaları değil en azından.
Evet. Küçük Mustafa’’nın da Küçük Tayyip gibi okula giderken ayakkabıları  delik, deşik olabilir. Her ikisi de gençlik kollarından yükselerek siyasette sonuç almış da olabilir. Ama hepsi bu değil’…
Her ikisinin de çıkış noktası  yerel yönetimler’… Her ikisinin de yedi düvelle sorunu yok.
Büyükşehir Belediye başkanı  olmadan bir seçim önce Refah Partisi’’nin Beyoğlu adayı olarak Manukyanın işlettiği genelevlerden bile oy istemiş, almış bir isim Tayyip Erdoğan’… Beyoğlu gibi İstanbul’’un göbeğinde ikinci parti olmayı başararak bir sonraki döneme adını yazdırdı’…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince de kurumun gücünü yarınları için kullanmaktan çekinmedi.
Tıpkı Sarıgül’’ün Şişli Belediyesi’’nin gücüyle siyasetini kurgulaması gibi’…
Yurdu karış karış gezerek yarınlara yatırım yapan Erdoğan, Siirt’’te okuduğu şiirle kesintiye uğrayan siyasi hayatını, aynı şiirin yarattığı mağduriyetle Başbakanlık gibi makamla taçlandırdı.
Şişli Belediye Başkanı olarak üçüncü dönemini yaşayan Sarıgül de ’‘CHP Genel Başkanı’’ olmak için yurdu karış karış dolaştı. Kurultay’’da Baykalcı delegelere tosladı, sonuçta partiden ihraca götüren mağduriyet sürecini yaşadı. Gelinen noktada CHP’’de uğradığı mağduriyetin etkisiyle gücüne güç katıyor. Sarıgül de Erdoğan gibi herkesle, her kesimle barışık.
Partisinin kuruluşunu Mardin’’de yapıyor, ilk meydan mitingini İzmir’’de gerçekleştiriyor. Genel Başkan olamadığı partinin kalesinde’…Alevi ile alevi, Kürt ile Kürt, Dadaş ile Dadaş olabiliyor’… İlginçtir harekete en büyük desteği de Karadeniz’’den alıyor’…
Makamında geçirdiğimiz iki saatlik zaman diliminde Ordu, Giresun ve Trabzon’’dan ciddi heyetleri kabul etti. Karadeniz’’de harekete teveccühün her bölgeden fazla olduğunu gizlemiyor Sarıgül’…
Erdoğan’’ın da Özal’’ın da hatta Mesut Yılmaz’’ın da yıllar süren iktidarlarının sigortası olan Karadeniz, Erzincanlı Sarıgül’’ü umut olarak görüyor anlaşılan.
İki ismin bir diğer ortak noktası ise iktidara giden yolda her şeyi mubah gören anlayışları’… Milli Görüşçü Erdoğan’’ın icraatları bizleri nasıl şaşırtıyorsa solcu Sarıgül’’ün söylemleri, icraatları da aynı oranda şaşırtıyor’…
Ama Türkiye’’de iktidara giden yolun artık ideolojiden değil, ’‘miş gibi görünmekten’’ geçtiğini bilen her iki isimde siyaseti sonuç alma sanatı olarak görüyor ve de takiyenin kralını yapıyor.
Amaç iktidara gelmekse, herkesle her kesimle barışık, moda tabirle adına ’‘merkez’’ denilen, eskilerin ’‘orta yolcu’’ dediği noktadan yürüyor. Ve son anket. Habertürk’’ün ulusal bir araştırma şirketine yaptırdığı, bugün manşetinden verdiği liderlerin beğeni anketi’…
Erdoğan yüzde 41 ile lider, Sarıgül yüzde 28 ile ikinci’… Baykal’’ın oyu yüzde 18, Bahçeli’’nin yüzde 17’…
Her kesimden oy alan Erdoğan’’ın her kesime özellikle de oy aldığı kesimlere hizmet etmediğini 8 yıllık iktidarında yaşadık, gördük.
Dağıtılan birkaç  torba kömür ve makarnayı saymazsak, Erdoğan kendisini iktidara taşıyan fakir fukaraya değil, sistemin tepesinde oturan mutlu azınlığa, milli görüş gömleğini çıkarmadan üzerine başka gömlek giyen tarikat ve cemaatlere hizmet etti.
İki lider arasındaki benzerlik Sarıgül’’ün de yol haritasına ilişkin ön fikir vermemizi sağlayabilir mi? Sonuç böyle olursa kendi adıma şaşırmam ama ön yargılı da olmamak gerek. Bekleyip göreceğiz’…
İktidarını fakir fukara üzerine kuran Erdoğan gibi Sarıgül de ezilmişlerin sözcülüğüne soyunuyor. Ötekisi olmayan bir çatı kuruyor partisine’…
Ve baştan söyleyeyim’… Rolünü çok iyi yapıyor Sarıgül. Tıpkı Erdoğan gibi.
İktidar olur, Türkiye’’yi kurtarır demiyorum. Ama Türk siyasetindeki alternatifsizlik boşluğunu görüp, ’‘nasıl iktidar olurum’’ sorusuna doğru yanıtlar buluyor Sarıgül’…
Ve beklendiği gibi sadece CHP için değil AKP için de ciddi bir tehdit bence. CHP’’nin olmadığı yerlerde AKP tabanından ya da o tabana yönelen merkez sağdan ciddi oy alacak altyapıyı kuruyor. D(Y)P, MHP, AKP demeden herkesi hareketin içine katıyor’… Tıpkı CHP’’den genel sekreter transfer eden Başbakan Erdoğan gibi’…
İkinci Mustafa olamasa da İkinci Tayyip olmaya şimdiden aday bence.  
Bornova mitingine gelince’…  Bindirilmiş kıtalar da olsa meydan görülmeye değerdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’’nun evinin 100-200 metre yakınında konuştu Sarıgül. Başbakan’’ın aksine CHP’’li yerel yönetimlere dokunmadı. Baykal’’a dokundurdu sıkça ama isim vermeden’… Erdoğan’’a da ekonomik kriz üzerinden yüklendi sadece’… Daha çok kendini anlattı’… En çok alkışı da konuşmasındaki ’‘Tam demokrasi’’ vaat eden bölüm aldı’…
’‘Ankara’’ya parti kurmaya değil iktidarın mührünü almaya gideriz’’ sözleriyle de uzun bir süre daha belediye başkanlığını bırakmayacağını anlatmaya çalıştı. İzmir’’i ilgilendiren konuşmasının fazla ilgi görmemesi de alandaki İzmirli oranıyla doğru orantılıydı’…
Sonuçta kazanan Bornova esnafı oldu’… Yurdun, bölgenin her köşesinden gelen binlerce kişi yiyecek, içecek bulmak için çabalarken esnafa da bayram ettirdi. Kahveci Kaynana Cemal’’in 5 bin çay sattığı düşünülürse ekonomik krizin ağır yükünde inleyen esnaf için Sarıgül ayağını sürüyerek geldi. Yani iyi  geldi’…