GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
3 Ocak 2010 Pazar

Kocaoğlu’’nun Bornova adayı Dündar

Kongre sürecinin başından itibaren, sürece müdahil olacağına dönük mesaj veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kendi ilçesi Bornova için adayını netleştirdi.’¶
Kocaoğlu’’nun 20 yıllık siyaset arkadaşı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Büyükşehir Belediye Encümeni Enver Dündar, ekibin adayı olarak bu sabahtan itibaren sahaya indi.

CHP Bornova’’da kısa bir süre seçilmiş ilçe başkanı olarak görev yapan Dündar’’a, ekibin adayı olmayı bekleyen Osman Koçanalı da tam destek sözü verdi.
Kongre sürecinin en başında Bornova’’da örgüt toplantısı düzenleyerek ’‘Burada ben de varım’’ diyen, demeye çalışan Kocaoğlu, ciddi bir direnişle karşılaşsa da geri adım atmadığını göstermiş oldu bu hamleyle.

Mevcut İlçe Başkanı Ertürk Çapın’’a çok da sıcak bakmadığı bilinen ve bir haftadır makamından ve evinden yürüttüğü çalışmalarla delege seçimlerinden sonra ortaya çıkan tabloyu yorumlamaya çalışan Kocaoğlu, örgütün önde gelen isimleriyle yaptığı toplantılardan sonra sabah saatlerinde Dündar ve Koçanalı ile özel görüştü.
Toplantı sonunda Koçanalı ile ayrıca görüşen Kocaoğlu, adayın Dündar olması gerektiği konusunda onu ikna etti. Koçanalı da Dündar’’a ’‘adayımızsınız, birlikte çalışıp, seçimi kazanacağız’’ diyerek birlik-beraberlik içinde hareket edecekleri mesajını verdi.

Uzun süredir iki aday arasında gidip-gelen Kocaoğlu, örgütte güçlü olan iki ismi de kırmadan çözüm üretmek, bunu yaparken de seçim kazanmak için kafa yoruyordu.
Kocaoğlu bu noktaya gelmeden önce çok düşündü.
Enver Dündar gibi yıllarca birlikte siyaset yaptığı, onu başkanlığa taşıyan ekibin ilçe başkanı Nevzat Kavalar’’ı karşısına aldı mesela’…

Kazım Dirik delege seçimleriyle iyice sarsılan Kocaoğlu-Kavalar arasındaki köprü, son bir haftada tamamen atıldı’… Kavalar’’ın, mevcut Başkan Çapın, Bornova Belediye Başkanı Kamil Sındır ve MYK Üyesi Mehmet Ali Susam cephesiyle hareket etmesi netleşti.

Biri Bornova merkezde diğeri de kentin ikinci bölgesi olarak tanımlanan Çamdibi-Altındağ aksında güçlü iki aday arasında gidip gelen Kocaoğlu’’nun tercihi zor da olsa netleşti.
Kendi ilçesindeki örgüt seçiminde mutlak kazanmak isteyen Kocaoğlu, iki önemli isim arasında karar kılmak zorundaydı.
Farklı isimler gündeme getirildi’… 
Olmadı. 

Bu kez iki dostunu da siyaseten kaybetme, kırma/dökme riski vardı’…
Sürpriz gelişme, Bornova Belediye Başkanı Kamil Sındır’’ın önerisiyle gerçekleştirilen ’‘tek aday’’  zirvesiydi’… 
Ancak Sındır, mevcut Başkan Çapın’’ın devamından yanaydı ve aday olarak diretiyordu.
Kocaoğlu ise tek aday, tek liste önerisine sıcak ama kendisine aday diretilmesine soğuktu.

İki yumurtadan birinin kırılacağı seçim öncesi bu öneri her iki başkanın da kazanması için doğruydu belki ama aday esnekliğinden yoksun olunca ’‘barış’’ projesi kısa sürdü.
Dündar mı Koçanalı  mı? Diye düşünürken bası kesimlerden gelen ’‘üçüncü aday’’ önerisiyle de karşılaştı Kocaoğlu’… Olgun Atila gibi mesela’…
Atila’’yı önerenler, karşı ekibin ağır toplarından Keser ailesiyle akrabalığı, ikinci bölgedeki gücünü öne sürüyor ve ’‘seçimi kesin alırız’’ diye de ekliyordu.
Ama CHP’’nin gelecek vaat eden Büyükşehir Meclis Üyesi Atila, adı gibi ’‘Olgun’’ bir tavır sergileyerek, üzerindeki adaylık baskısını, delege seçimlerindeki gibi net bir tavırla savuşturdu.

İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Okan Karlıdağ’’dan, Eski Meclis Üyesi Erkut Öcal’’a kadar çok sayıda isim, gündeme girdi-çıktı’…
Sonunda Başkan Kocaoğlu 24 Ocak’’taki kongrede kendisini temsil edecek ismi buldu.
Enver Dündar’… Koçanalı gibi örgütün sevdiği bir ismi de kaybeden hem de’…  
Peki, şimdi ne olacak? Kongre sürecinin sonlarına doğru yapılacak Bornova seçiminde rüzgar nasıl ve nereden esecek?

Meseleye CHP üst yönetimindeki hesaplaşma boyutuyla bakarsak, Bornova kongresi hem son derece kritik hem de son derece sıradan olabileceğini görürüz.
Seçimi daha önce yapılacak Konak, Karabağlar, Buca gibi delege sayısı bakımından İzmir’’in fotoğrafını ortaya koyacak ilçelerin sonuçları, buradaki yarışın dozunu, rüzgarın kuvvetini, yönünü tayin edecek.

Eğer, Konak-Karabağlar-Buca aksında Genel Sekreter’’in dediği olursa (ki bence yüksek ihtimaldir) Ankara’’daki hesaplaşma zaten sonuçlanmış olacağından, Bornova, yerel güçlerin mücadelesine dönüşecek, dolayısıyla da rüzgar, melteme dönüşecektir.
Tersi olursa, şiddetli lodos, fırtına beklentisi olasıdır. Bu ilçeden gidecek 60-70 delege il başkanlığı seçimlerine, dolayısıyla da kurultay delegeliklerine etki edecektir de ondan.
Bir tarafta Baykal, bir tarafta Önder Sav,
Bir tarafta Kocaoğlu,  bir tarafta Sındır,
Bir tarafta Mehmet Ali Susam, diğer yanda A. Rezzak Erten,
Bir yanda Savcı Sayan, öbür yanda ’…?
Ve bir yanda Ertürk Çapın, bir yanda Enver Dündar’… 
Delege seçimlerinin sonuçlarına bakarsak, Çapın’’ın sayısal olarak önde götürdüğü bir süreç izliyoruz. Kocaoğlu’’nun adaylık noktasında kararsız kalması Çapın’’ın elini biraz daha güçlendirdi bence.

MYK Üyesi Susam, dün Bornova’’daydı. Delegelere seslendi, Çapın’’la görüntü verdi. Tabi ki Çapın’’ın en büyük desteği Susam değil’… Çocukluk arkadaşı Belediye Başkanı Kamil

Sındır’…
Kocaoğlu’’nun adayını açıklamasıyla Bornova’’da cepheler netleşti. Rüzgar bugünden itibaren, tersten de esebilir’… Bornova’’yı ne kadar istediği, Çapın’’ı da ne kadar istemediği son bir haftada ortaya koyan, makamından, evinden yaptığı müdahalelerle kentin siyasi açıdan fotoğrafını çeken Kocaoğlu, ekibinin de desteğiyle dengeyi kısa sürede sağlayacaktır. Koçanalı gibi önemli bir ismin ikinci bölgeden vereceği destek de bu süreçte ayrı bir anlam taşıyacaktır. Genel Sekreter Sav ekibinin desteğini tekrarlamaya gerek yok. Delege seçimlerinden itibaren Kocaoğlu’’nun yanında bu ekip çünkü.

Kocaoğlu’’nun Dündar konusunda kararsız kılan, kafasını karıştıran en önemli etmen, İzmir siyasetinde adı konulmamış ama varlığı herkesçe kabul gören siyasi şovenizmden başka bir şey değildi aslında’… Dündar’’ın Elazığ kökenli olduğunu bilenler, İzmir’’e faşist yakıştırması yapanları haklı çıkarırcasına siyasetteki ’‘siyah-beyaz’’ gibi son derece tehlikeli bir ayrımı sosyal demokratlık iddiasındaki partinin kongre sürecine yansıtmaya çalıştılar’…

Çünkü Dündar’’ı vurmak için kullanacakları başka bir argüman yoktu ellerinde’…
’‘Hırsız’’ diyemediler, çünkü değildi’…
’‘Yolsuz, arsız’’ diyemediler, çünkü değildi’…
Siyaseti kişisel hırs, makam-mevki için yapıyor’’  da diyemediler’… Çünkü  sadık bir ekip adamı olduğu konusunda süreç içinde çok sayıda sınavdan başarıyla geçmişti’…
’‘Solcu değil’’ de diyemediler’… Çünkü 1980 sürecinin en solunda, solun en merkezinden geliyordu’…

Kürt kökenli demeye getirdiler’… Ama tutmadı. Çünkü geçmişte Bornova’’da, (Türk-Göçmen kökenlilerin oyuyla) seçim kazanmış, kökeni üzerinden siyaset yapmamış, özellikle sorulmadan kökenini söylemeyen bir yapıda olduğu biliniyordu.
Ve Başkan Kocaoğlu’’nu siyah-beyaz ayrımıyla korkutmaya çalıştılarsa da O,  tüm bu oyunu bozarcasına, Dündar’’da karar kıldı. Koçanalı’’yı da tam yanı başına yerleştirerek’…
Gri bir proje ortaya koydu anlayacağınız. AKP’’nin açılım süreciyle derinleştirdiği ayrımı  tamir edercesine, etnik köken değil, ideolojik duruş üzerinden şekillenen gri bir proje’…
Aslında Bornova’’da ’‘gri proje’’ her iki cephe için de geçerli.
Giritli yanı üzerinden öne çıkan ama Ağrılı Savcı Sayan ekibinin desteğiyle yürüyen Ertürk Çapın cephesi de ’‘gri’’ proje aslında.
Bir tarafta aday siyah, ekip beyaz’… Öbür yanda aday beyaz, ekip siyah’… İşte size faşist İzmir yakıştırmalarına en güzel yanıt’…

Sonuçta Bornova’’da iki adaydan biri kazanacak. Ama yarış nefesleri kesecek’… 
 
Belki de sonucu Çapın’’ın köylerden seçtirdiği bana göre naylon delegeler belirleyecek. Köy delegesi yapılan ama o köyden yolu bile geçmeyen meclis üyeleri, oğullar, torunlar’…