GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
21 Şubat 2012 Salı

İki ateş ortasında İzmir!

Baskının her türlüsüne şahit olmaya başladık İzmir’de. Müfettiş, Sayıştay, Danıştay, maliyeci, özel yetkili, yetkisiz savcı… İzmir Belediyelerinin tarihini incelesek bu dönemki kadar müfettiş geldiği görülmüş, teftiş, soruşturma yapılmışlığı duyulmuş şey değildir.
Gelseler de bu kadar ince eleyip, sık dokumamışlardır. Ya da bu kadar olumsuz rapor yazıp, kenti tıkamamışlardır.
 *
Özel yetkili savcı operasyonlarıyla Büyükşehir tamamen ve de resmen kilitlendi.
İlçelerdeki denetim/soruşturma kâbusu sürüyor.
Müfettişin bini bir para.. Yağmur gibi soruşturma dosyaları yağıyor üzerlerine…
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, İzmir’den giden her türlü şikayete (kimden gelirse gelsin) jet hızıyla onaylıyor. Anlamadan, dinlemeden, başka belediyelerdeki uygulamalarla karşılaştırmadan…
Danıştay, son dönemde üç büyük davanın önünü açtı. Yüzlerce meclis üyesine adliye yolu gözüktü. Hepsi de imar dosyaları…
Bornova’daki üç adanın tek parsele dönüştürülmesi gibi basit bir uygulama planında soruşturma yiyen meclis üyeleri, kentin çarpık bir bölgesi için özel sektör marifetiyle hazırlanan ‘dönüşüm’ planı yüzünden bugün yarın savcının karşısına çıkacak.
Hem de AK Partilisi, CHP’li ayrımı yapılmadan…
Tam 181 kişi… Narlıdere’deki örnek de benzer! AK Parti ve CHP birlikte onaylamış planı.
120 meclis üyesi için yargı yolu açıldı. Belediye başkanları şaşkın…
Karabağlar’da adı danışman arazisine çıkan plan için 157 kişi ifade verdi savcıya.
Yarın Gaziemir, öbür gün Bayraklı sonra Karabağlar… İzmir’in CHP’li idarecileri bundan sonra kalan 2 yılı adliye koridorlarında geçirecek anlaşılan. Geldi ifade, gitti mahkeme…
Büyükşehir’den 100’ü aşkın bürokrat zaten orada…
Valilerin meclis kararlarına dava açtığı iller sıralamasında İzmir’in rekorunu henüz kıran olmadı. Son 8 yılda Büyükşehir Belediyesi’nin 150’nin üzerinde kararına valilik dava açarken, İstanbul ve Ankara’da bu rakam 10-20’yi geçmedi.
Bayraklı Belediyesi’nin 2 yıllık ihale dosyalarının tamamı alındı. Gaziemir’in dosyaları da emniyette… Karabağlar, Selçuk, Torbalı tetikte.
Ya İzmir’in CHP’li yöneticileri bu işi bilmiyor ya da bu işin içinde bir bit yeniği, bir çapanoğlu var. Ya İzmir’in CHP’li başkanlarının, meclis üyelerinin tamamına yakını potansiyel hırsız ya da  birinci sınıf acemi-çaylak..
Bu kadar soruşturmanın, kovuşturmanın, denetimin başka ne anlamı olabilir ki?
Olsa olsa tek bir anlamı olabilir. Bu işin arkasındakilerin niyetleri başkadır da ondan. Şikâyet edeninden, soruşturana kadar…
Gel de İzmir’de iş üret bu ortamda, bu iklimde!
Gel de belediyelerde yan gelip yatmaya zaten alışık bürokratları çalıştır, çalıştırabilirsen.
En rutin imzayı bile at(a)mıyorlar şu anda. İzmir’in yerel seçime kadarki iki yılı şimdiden kayıp! Sanmayın ki bu operasyonlar, davalar, müfettişler, denetimler sadece muhataplarını etkiliyor. Hiç operasyon, müfettiş görmeyenler de diken üstünde…
Sıra ne zaman bize gelecek diye..
Sorulan soruları, verilen kararları görseniz çoğuna gülersiniz.
Bu kadar operasyonun, denetimin, müfettişin yağmur gibi geldiği kente siyasetçinin, bürokratın iş üretmesini beklemek abesle iştigal! Bürokrasi frene basmış hatta geri vitese almış durumda.
Hiçbir zaman İzmir’deki yerel idarecilerin çok dürüst, çok başarılı olduğunu iddia etmedim.
Ama İzmir’dekilerin en az Ankara, İstanbul ve Kayseri’dekiler kadar dürüst olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Devletimin tüm müfettişlerini İzmir’in üstüne salar, operasyon üstüne operasyon yapıp, ceza üstüne ceza yazarsanız, haklı da olsanız anlatamazsınız bu kentte.
Korkum odur ki, bu türden baskılar, CHP içinde aslında ayıklanması gereken yapıları da seçmen nezdinde temize çıkaracak hatta yeniden aday olmalarına, seçilmelerine zemin hazırlayacaktır. Sapla saman, at iziyle it izi birbirine karıştı çünkü.
Su bulandıkça bulanıyor. Olaylara siyasal kılıf bulmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürülüyor.
Kişiye göre hukuk, kişiye göre yargı sistemini tartışıyoruz bugün.
MİT yasası, şike yasası üzerinden…
Kesin olan şu ki…
İzmir’e de şaşı bakılıyor.
Öteki muamelesi yapılıyor resmen Türkiye’nin batıya açılan penceresine…
Sadece emniyet, savcılık, müfettişler değil bunu yapan ha!
Devletin tüm kurumları aynı gözlüğü takıyor neredeyse İzmir’e bakarken. Hangi CHP’li başkana selam versen, bir müfettiş hikâyesi, bir soruşturma dosyası anlatıyor bir çırpıda.
Ama yanlış… Adil değil her şeyden önce…
Mesele seçimse, 2014’ü beklemeyin bence. İzmir için erkene alın şu seçimleri…
Hatta kazanın mümkünse. Rahatlayın. Ve çekin İzmir’in üstünden soruşturma/operasyon bulutlarını…  
Çekin ki iş yürüsün. Çekin ki korkak bürokratların yüreğine imza cesareti serpilsin.
Çekin ki, kente çivi çakılsın. Yok, ‘Biz bu işin içinde yokuz’ diyorsanız.
‘Kraldan fazla kralcılarınıza’ ayar verin o zaman da. İnsafa, adalete davet edin.
*
İnanmıyorsanız hatta taraflı buluyorsanız beni…
Gözlerinizi kapatıp, kente şöyle bir dışarıdan bakmayın deneyin.
Bir tarafta 35 İzmir’e 35 proje açıklamış bir iktidar.
Bazen ihale bile yapmadan ‘tıkır tıkır’ yürütüyor gemiyi…
İşi kitabına uyduruyor çoğu zaman…
İzmir’e çivi çaktıkları için sahip çıkıyor, bağrımıza basıyoruz.
Görmüyor, duymuyor, bilmiyoruz.
‘Yeter ki şu kentin makûs talihi dönsün, yeter ki Ankara’dan hizmet gelsin’ diyoruz.
Öteki tarafta eli kolu bağlanmış, ifade vermekten bunalmış bir muhalefet…
İşte buna gönlümüz razı değil.
İstiyoruz ki siyaset maçı çift kale oynansın. Rekabet adil koşullarda yaşansın.
AK Partililer de koşsun, CHP’liler de…
Sonuçta iyi olan kazansın. Ama her durumda kazanan İzmir olsun.  
Bu kadar mı zor arkadaş şu kentin üzerinden kara bulutları dağıtmak?
Bu kadar mı zor adil bir rekabetten yana olmak?
Bornova’da 181 meclis üyesini adliyeye götürmesi beklenen dosyaya baktım. Sordum, soruşturdum. Hiçbir şey yok! Belediye uygulama planı yapma yetkisini kullanmış.
AK Partililer de CHP’liler de el kaldırmış.
Dönemin Bornova Belediye Başkanı Sırrı Aydoğan’a sordum.
Müfettiş önyargılı bakmış, kimseye sağladığımız ekstra bir rant yok. Sadece uygulama planında bazı küçük değişiklikler, (karakolun yerini değiştirme, yolu biraz alta/üste çekmek gibi) var. Onları yapmak da zaten bizim görevimiz’ diyor.
Planlanan araziyi sonradan satın alan AK Partili işadamı Abdullah Kavuk’la da konuştum.
‘Planda bir şey yok. Ya müfettiş işi kavrayamamış ya da bürokratlar iyi savunamamış’ diyor.
İyi de 181 meclis üyesi ifade verirken, Altındağ’da özel sektör desteğiyle bin konutluk kentsel dönüşüm güme gidiyor.
Müfettişler, soruşturmalar bir yanda. Olur, olmaz her şeye dava açan ‘istemezük takımı’ öbür yanda… Güzel İzmir ise iki ateşin ortasında…
Gel de yatırım yapmayı dene bu ortamda…
Gel de iş üretmeyi aklından geçir!