GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
15 Şubat 2012 Çarşamba

Delege seçimlerinin ardından…

Bir yandan olağanüstü duble tüzük kurultayı saçmalığına hazırlanan CHP’de bir yandan da olağan kurultay süreci devam ediyor. İzmir’deki delege seçimleri büyük ölçüde tamamlandı.
Önceki seçimlerle arasındaki bariz fark, genel merkezin etkisizliğiydi bence. İzmir siyasetini okumakta ve de müdahale etmekte zorlandığı gözlenen CHP Genel Merkezi, Ankara’ya müdahalesinin onda birini İzmir’de yapamadı. Ankara’da Eski Genel Sekreter Önder Sav’ın izlerini silmek için her şeyi ama her şeyi yapan genel merkez, İstanbul’da da ciddi kıyım yapmayı başardı ancak İzmir’e istediği ölçüde dokunamadı.
Yerelde örgüte yön verecek, genel merkez adına siyaset şekillendirecek vekil yapısının yokluğu, genel merkezin enerjisini İstanbul ve Ankara’da hatta muhalefetin tüzük talebine yanıt vermek için harcaması İzmir’i biraz daha kendi haline bıraktı da diyebiliriz aslında.
İzmir örgütünde önceki iki seçimde kıyasıya rekabet eden Deniz Baykal-Önder Sav ekiplerinin bu kez olası Kılıçdaroğlu müdahalesine karşı birleşmesi dikkat çekiciydi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ‘Yokum’ dediği yarışta Kocaoğlu ekibinin ileri gelenleri bulundukları ilçelerde ‘gereğini yaparak’ seçimleri büyük ölçüde kazandı.
Özellikle de Bornova’daki adı konulmuş rekabet dikkat çekiciydi. Başkan Kocaoğlu’nun ‘kendi oyuyla’ delege olduğu Erzene Mahallesi seçimlerinde olanlar her şeyi anlatmaya yetiyordu bir bakıma.
İzmir’deki seçimler daha çok yerel aktörlerin kapışmasına sahne oldu! Bir bakıma da mevcut belediye başkanları ve potansiyel rakipleri arasındaki kapışmaya… Tüzük kurultaylarında konulması kaçınılmaz olan ‘ön seçim’ maddesinden hareketle yerel seçimde adayları örgütün belirleyeceği gerçeği, belediye başkanlarını örgütü ele geçirme refleksiyle donattı. Çünkü, ön seçimle beraber 2014’te koltuğunu korumayı planlayan CHP’li başkanlar, rakipleri AKP’den önce CHP’li rakipleriyle örgütün kantarına çıkacaklar.
Örgütü elinde tutan başkanların ön seçimden çıkma ihtimali de yüksek olunca bazı ilçelerde kızılca kıyamet koptu.
Mahalle seçimini kaybeden bazı CHP’li başkanların, ‘2014’ü de kaybederiz bu gidişle’ türünden açıklamalar yapması bu yüzdendi. ‘Örgütte ben yoksam, seçim de kayıp’ anlayışıyla yapıldığı düşünülen bu açıklamalar, tartışmayı alevlendirdi. 
Aslında kast ettikleri CHP’nin kaybından çok kendi adaylıklarının riske girdiğiydi bir bakıma.  
Tabi ki belediye başkanı ile uyumsuz hatta çatışma halindeki bir örgüt yapısı CHP’nin yerel seçim öncesi en büyük düşmanıydı. Belediye hizmetlerini yaygınlaştırmak, tabana/halka anlatmak yerine partili başkanının altını oyan bir örgütle başarıya uzanmak mümkün olmayacaktır.
Mahalle seçimlerinde kaybeden Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır ile Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak’ın ‘2014 seçimlerini kaybedebiliriz’ öngörüsünün altında da sanıyorum bu hesap yatmaktadır. Ama yine de ‘Ben yoksam, seçim de yok’ yaklaşımı her açıdan tartışmaya açıktır.
Tabi ki örgütün kontrolünü kaybeden başkanların hem adaylıkları tehlikeye girecek hem de olası örgüt-belediye çatışması’ kritik ilçedeki yarışlarda AK Parti’nin ekmeğine yağ sürecektir.
Ancak bizim belediye başkanlarının örgütle uyumlu çalışmaktan anladığı şey ne yazık ki örgütün patronluğunu yapmak olunca hesap değişiyor.
İzmir’in ilçelerinde fiilen örgüte patronluk eden pek çok örnek verebilirim. Tabi ki örgütle çatışan örnekler de mümkün. İkisinin ortası yok ne yazık ki! Örgüt de işini yapsın, başkan da… Ama olmuyor işte. Bazı ilçe başkanları, belediyelerin maaşlı çalışanı…
CHP’nin İl Disiplin Kurulu Başkanı Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın maaşlı çalışanı. Dolayısıyla da Karabağ’a ‘yan bakan’ meclis üyesi hakkında geçen hafta disiplin kurulunda verilen ‘kınama’ kararı her açıdan tartışmaya açık.
En başta da siyasi etik açıdan…
Örgütle uyumlu çalışmaktan kasıt örgütü vesayet altına almak olunca bu türden yanlış örneklerin sayısı artabiliyor.
İlçelerdeki genel duruma bakarsak!
Mahalle seçimlerini önemli ölçüde kaybeden Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır’ın cepheden aday çıkarmak yerine kendisinin de içinde olacağı bir formüle ‘evet’ dediği bu kapsamda adaylığa soyunan ilçe yöneticisi, gençlik kolları eski Başkanı Okan Karlıdağ’a destek vermeye hazır olduğu konuşuluyor. Mevcut Başkan Enver Dündar’ın yönetimindeki Karlıdağ’a Kocaoğlu yapısıyla hareket edenler cephesinden önemli isimlerin de destek verdiği biliniyor.
Kocaoğlu’nun işaret edeceği ismin rahatlıkla seçim kazanacağı Bornova’da Okan Karlıdağ, ‘Hem Sındır’ın hem de Kocaoğlu’nun desteğini alma potansiyelini’ koruyor. Örgütsel barışı tesis etmek ve AK Parti ile CHP’deki farkın 5 binlere düştüğü ilçedeki seçimi riske etmemek adına Karlıdağ ismi konusunda Kocaoğlu’nun da ikna edilmeye çalışıldığı duyuluyor. İlçe Başkanı Enver Dündar’ın durumu henüz netlik kazanmış değil. Adaylık için işaret bekleyen Dündar’a Kocaoğlu’nun ‘Bu dönem kenarda dur’ dediği, adaylık için kafasındaki isim olan Osman Koçanalı’nın teklife sıcak bakmaması yüzünden ekibin yeni bir aday arayışına yöneldiği belirtiliyor. Muhtemel adaylar arasında da bir önceki seçimde Kocaoğlu’yla mahallesinde kapışan Nevzat Kavalar ve eski meclis üyesi Erkut Öcal’ın ismi sayılıyor.
Koltuğu en rahat isim Adnan Alabay… Karşıyaka’daki destek imzalarının sayısı 300’ü geçmiş durumda.
Bayraklı’da Karabağ muhalefeti mahallelerde kazandığı seçimleri masa başında kaybetmek üzere. Muhalefet cephesinin ortak bir aday üzerinde uzlaşamaması, Karabağ’ın elini güçlendirirken, Başkan Karabağ’ın İlçe Başkanı Levent Ölçer’i çekerek sahaya sürpriz bir ismi sürebileceği de konuşuluyor.
Mahallesinde İlçe Başkanı Ali Rıza Koçer’e karşı seçim kaybeden Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak da havlu atmış değil. Müteahhit Nihat Gültekin’le yarışa ortak olmanın hesabını yapan Solak, rakip cephede aday değişikliğine karşı da hazırlıklı davranıyor. İlçe siyasetine hakim olan Muş Vartoluları bölmeye çalışan Solak, belediye gücüyle sonuca gidebilir.
Konak’ta Aytekin Tunus’un koltuğu her şeye rağmen sallanıyor. Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın akıllı bir hamleyle hiç müdahil olmadığı seçimlerde Tunus’a karşı bilenmiş yapılar tek vücut olabilir. Eski Başkanlardan Ali Yılmaz’ın adaylık çalışması yaptığı duyuluyor. Hatta Buca’da siyasi krize neden olan Eski İlçe Başkanı Tayfun Emre’nin bile adı kulislerde konuşuluyor. Bir önceki dönem Aytekin Tunus’a karşı farklı kaybeden İl Başkanı Bayır’ın yakın çalışma arkadaşı Zeki Günen’in, ilçenin aktif isimlerinden Muhsin Kurt’un da desteğiyle aday olabilir.  
Karabağlar’da Bitlisli-Mardinli çekişmesine sahne olan yarışlara merkez mahallelerde İl Başkanı Bayır ile varoşlarda Milletvekili Erdal Aksünger’in müdahalesi bazı noktalarda sonuç verse de genel tabloya Başkan Sıtkı Kürüm’ün hakim olduğu yorumları yapılıyor. Bitlisli-Mardinli çatışmasında barış zeminini sağlaması halinde Karabağlar’da Kürüm’ün şansının yüksek olduğu, ancak bu süreçte İlçe Başkanı Birol Ağırbaş’ın ‘siyasi kurban’ olabileceği konuşuluyor.
Gaziemir, Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe, Urla gibi ilçelerde mevcut yapıların eli güçlü… Buca’dan gelen haberler bir önceki kongrede kıyasıya bir rekabete imza atan Mehmet Süne ile Hüseyin Yüzer’in mahalle seçimlerinde kol kola, omuz omuza hareket ettiği yönünde. Delege seçilemese de Ercan Tatı’ya yakın ekibi de kollayan bu ikilinin genel havaya hakim olduğu yorumları ağır basıyor şimdilik.
Görüldüğü üzere yapısal anlamda İzmir’de değişen pek bir şey yok. En azından örgütsel yapı bilindik isimlerden müteşekkil. Hesaplar hem olağan kurultaya hem de yerel seçimdeki potansiyel adaylara dönük yapılıyor. Eski yapı biraz güç kaybetse de genel hakimiyet onlarda. Örgüte yeni enjekte edilen yapınınsa bazı yapısal sorunlar var. Kısa sürede kabul görmeleri zor!