GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
22 Ocak 2024 Pazartesi

Faşizme geçit var mı yok mu?

Geçen cumartesi ve dün (Pazar) ise Avrupa’nın birçok ülkesinde yeni sağcılığa karşı yürüyüşler vardı, sloganların arasında “Faşizme geçit yok” önlerdeydi. Frankfurt’ta yaklaşık 35.000 kişi “Demokrasiyi savunun - Frankfurt AfD’ye karşı” pankartı altında Almanya’nın finans merkezinde yürüyüşe katıldı.  Kısa bir süre önce Almanya için Alternatif (AfD) partisinden politikacıların aşırı sağcı oluşumlarla birlikte göçmenlere yönelik “tersine göç” planlarının yapıldığı bir toplantıya katıldığının ortaya çıkmasının ardından aşırı sağa karşı düzenlenen gösteriler geçen cumartesi Pazar zirveye çıktı ve Almanya’nın çeşitli kentlerinde düzenlenen aşırı sağ karşıtı gösterilere yüz binlerce kişi katıldı.

Hitler faşizmini unutamamış olan Almanya’da AfD’nin başarısı kaygı yarattı elbette.. Protestoların birçoğunda “aşırı sağa karşı birlikte” sloganı ön plana çıkıyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da yaşadıkları kent olan Potsdam’daki protestoya katıldı.

Scholz, X hesabından yaptığı paylaşımda da sokak gösterilerine katılarak sesini duyuran herkese teşekkür etti. Söz konusu protestoların teşvik edici olduğunu belirten Scholz, “Bizim gibi demokratların bizi bölmek isteyenlerden daha kalabalık olduğunu da gösteriyor” dedi.

***

Avrupa’da işler iyi değil aslında sol siyaset açısından. Sağ popülist “Almanya İçin Alternatif (AfD) Partisi”, ülkenin doğusunda yer alan Pirna kentinde yapılan anakent belediye başkanlığı seçimini kazandı. Böylece göç ve İslam karşıtı AfD, Almanya’da ilk kez bir büyükşehirde belediye başkanı çıkarmış oldu.

Almanya’da iç istihbarattan sorumlu kurum olan Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin Başkanı Thomas Haldenwang, “sessiz çoğunluğun uyanmasını ve nihayet Almanya’da aşırıcılığa karşı net bir tavır almasını umduğunu” söyledi dün Berlin’de…

Münih’te aşırı sağa karşı dün düzenlenen gösteri katılımın beklenenden fazla olması nedeniyle yarıda kesildi. Bir polis sözcüsü Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, katılımın yoğun olması sebebiyle katılımcıların güvenliğinin sağlanamadığını belirtti. Polis gösteriye 80 bin kişinin katıldığını belirtirken, organizatörlere göre 250 bin kişi katıldı. Cuma günü Hamburg’da düzenlenen AfD karşıtı gösteri de katılımın beklenenden daha yoğun olması nedeniyle planlanandan erken sonlandırılmıştı.

Alman medyasını izledim bütün hafta sonu. Sadece aklı başında “anti faşistler” değil politikacılar, kiliseler ve Bundesliga antrenörleri, insanları AfD’ye karşı ayağa kalkmaya çağırıyorlardı.

“Faşizme geçit yok” en çok kullanılan slogandı ama … Var mı yok mu kısa sürede öğreneceğiz…

***

Dünyada gerçekler farklı çünkü: İtalya’da “Mussolini torunu” algısı yaratan bir kadın Başbakan… Davos’ta ilk kez sahne alan yeni Arjantin lideri Milei “Sosyalizm Batı’yı tehdit ediyor” diye açıklama yapıyor. Dünyada aşırı sağın yükselişi akıl almaz boyutlara doğru ilerliyor. Neoliberal ekonomik politikalar uygulayan sağcıların iktidar olduğu dönemlerden yadigâr olarak IMF’ye en borçlu ülke olan Arjantin’in devlet başkanı Davos’ta yaptığı konuşma geçen haftaya damgasını vurmuştu.

Aşırı sağın yükselişinin göstergelerinden Milei, dünyanın en zengin ve en nüfuzlularının toplandığı Davos’ta “Sosyalizm yoksulluk yaratır. Serbest girişim kapitalizmi, açlığı ve yoksulluğu sona erdirmek için sahip olduğumuz tek araçtır” diyordu ve şöyle devam ediyordu: “Batı dünyası tükenme tehlikesiyle karşı karşıya, çünkü Batı’nın değerlerini savunması gerekenler, kaçınılmaz olarak sosyalizme ve dolayısıyla yoksulluğa yol açan bir dünya vizyonun saflarına dahil oluyor.”

Milei bazı planları için ABD’den, IMF’den ve diğer sağcı politikacılardan destek aldığını da kabul ediyor unutulmasın.

Bazı arkadaşlarla zaman zaman tartışırız. Onlara söylediğimi yineleyeyim, başta IMF olmak üzere vahşi kapitalizmin hiçbir kurumuna güvenilmez… Demokrasi falan onlar için laftır!

Güney Amerika’daki komşu ikiz Şili’de de yeni sağ inanılmaz şekilde yükseliyor: Şilililer geçen yıl eleştirmenlerin, değiştirilmeye çalışılan 1980 diktatörlük dönemi anayasasından daha otoriter ve muhafazakar olduğunu söylediği yeni anayasa teklifini reddetmişlerdi. En önemlisi, reddedilen değişikliklerin mülkiyet haklarını güçlendirmeyi ve serbest piyasa ilkelerini desteklemeyi amaçlamasıydı. Anayasayla ilgili tartışmalar, askeri cuntanın şiddetli günlerinden bu yana Şili’yi rahatsız eden siyasi zorlukları vurguluyor.

“Yeni faşistler ne istiyorlar?” sorusunun cevabını bir sonraki yazıda verelim…