GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
22 Ekim 2022 Cumartesi

Et Kokusu- Tuz Kokusu

Müzik Önerisi: Por Una Cabeza * Gürol Ağırbaş

Teknolojinin şimdilik pek bulaşamadığı, transfer edilemeyen, sözlere dökülemeyen, tanımlaması zor, karşı tarafta karşılık bulabilmesi için aynı deneyimi yaşamanın zorunlu olduğu bir duyu koku…

Burun sinirlerinin devrede olduğu, küçücük zerrelerin bu sinirleri derinden titrettiği, kâh muhteşem hatıralara kâh cehennemin dibine taşıdığı bana göre beş duyudan en özeli en taklit edilemeyeni olsa da insanların en az kullandığı duyu. 

Görsel ve işitsel hafıza konusunda birçok yayın olmakla birlikte kokunun hafızası yeteri kadar ilgi görmüyor belki de ilgi gösteren sadece bu sektöre hitap eden bir azınlık. 

Yemeğin güzel kokması tat alma duyusunu tetikliyor mesela, ya da sevgilinin kendine has kokusu dokunma hissini yükseltiyor, temasa açlığın anımsatıcısı oluveriyor.
 

Kokulara egemensen eğer insanları kolaylıkla ele geçirebilirsin.
 

Bazı kokular elbette evrensel.

Kahvenin kokusunu anlatmak gerekmiyor örneğin, herkesin algısı aynı. Kahve kokusu zindelik demek, canlanmak demek, uyanmak demek…Kimine hasret kimine sohbet demek…

Ekmek kokusunu anlatmak zor, ama yaşamış olanla duygudaşlığını anlamak zor değil…Ekmek kokusu geçmişin izleri demek, anne ocağı baba kucağı demek. Ekmek kokusu bir zamanlar çocuktum demek, sıcak bir yuva, üzerine sürülmüş tereyağı gibi eriyip giden saflığın demek.
Temizlik kokusu, kimisi için sabun kimisi için çiçek kokusu demek.

Temiz çarşafların soğuğunda yumuşacık kıvrılmak demek. Arap sabunu ile silinmiş halıda yuvarlanmak demek. Camların ötesini görebilmek demek. Duşun altında saatlerce arınmak demek. Her bir hücreni tek tek harekete geçirmek demek. Temizlik iman demek, hijyen demek, sağlık demek, ferahlık demek…

Yağmur kokusu ise bambaşka bir arınma getirir insanın aklına. Yıkanması demek yeryüzünün kendisinden yükselen saf suyuyla. Nemin hafifliği demek, toprakla bir olup doğaya buradayım yoklaması demek…Bereketin bolluğun kokusu demek.

Kitap kokusu bilginin yıllara hapsolan derinliği demek. İçine çeke çeke okuyabilene arkadaş demek. Yalnızlığın en büyük kalabalığı demek. Başka zamanlara başka diyarlara yolculuk demek. 

Gül kokusu, kadın kokusu, sandık kokusu, bebek kokusu, evlat kokusu, yeni kokusu, deniz kokusu, odun kokusu, tarçın kokusu…

Burun gözün kulağın yanılgısını yaşatmaz insana…

Dilin, sözün, gözün, gördüğün veya duyduğundan çok daha güçlü bir duygu yaratır koku insanda. İradeni deler geçer, seni büyüler ya dibe gömer ya göğe uçurur. Soluyup seni hayatta tutan nefesin içine işlenmiştir koku, ciğerlerine tek tek kanca takar, seni içten içe ele geçirir. 
Seni kendine şimdiye geçmişe hapseder.
 

Patrick Süskind’in Koku adlı kitabında “insanlığın dili, koklanır dünyayı betimlemeye yetmiyor.”

Bu yüzden anlaşamıyor artık insanlık, diğer canlılar gibi burnunu daha iyi kullanmaya tenezzül etmediği, gördüğüne duyduğuna inanmaya güvenmeye devam etmesi yüzünden Dünyanın çivisi değil kokusu çıktığı halde o pis kokuyu algılayamıyor bu yüzden. 

Kişisel koku şifresini algılayabilmiş olabilseydik kötülerin vicdanı olmayanların acımasızların bencillerin canilerin burun sinirlerimizde yarattığı negatif etkiyi hissedebilirdik belki de…Hayvanlarda olduğu gibi.

Kişisel koku şifrelerini çözebilmiş olsaydık eğer sevmeyi de güvenmeyi de daha iyi becerebilirdik.
Kokulardan kimin neye ihtiyacı olduğunu anlayabilirdik belki de…Kokuların bizde yarattığı hissiyatlar ile empati yapabilir karşımızdaki ile konuşmadan da anlaşabilir uzlaşabilirdik.

Üstünlük duygusunu bastırabilir hemhal olup birlikte gelişmeye ilerlemeye bakabilirdik. 
Belki de atalarımız bu işi daha yapıyorlardı.

Onca atasözü boşuna söylenmiş olamaz kokunun götürdüğü uzak-yakın hatıralar gibi sessizce çığlık çığlığa haykıran ve gerçekleri barındıran…

Bir baş soğan bir kazanı kokutur.

Asıl azmaz, bal kokmaz.

İsin yanında duran is, misin yanında duran mis kokar.

Sarımsağı gelin etmişler kırk gün kokusu çıkmamış.


Balık baştan kokar.

Hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa.

Et kokarsa tuzlanır da tuz kokarsa ne yapılır?

Hakikaten tuz kokarsa ne yapılacak hiç düşündünüz mü?