GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
27 Ağustos 2022 Cumartesi

Deniz ve yağmur

Müzik Önerisi: Kiss of Life - Sade

Şahane bir yağmurun altında denizin içindeyim.

Gök mavi deniz gri bu sefer…Bulutlar dizi dizi kucağımda, gözlerim kapalı yüzümde ıslak yağmurun tatlı suyu, vücudumda denizin tuzu…

Arınıyorum…Yağmurda yıkanırken denizde ıslanıyorum hayata bir başka can katan suyun her haliyle kucaklaşıyorum.

Uçuşuyorum…Şükür yetmiyor içimdeki minneti anlatmaya. Gözlerim kendi sıvısıyla doluyor yağmurun damlalarına karışıyor bir tatlı bir tuzlu dilim tadına doyamıyor bu karışımın…Gökyüzünden bana bahşedilen Hayat Öpücüğü sanki.

Deniz uyum, deniz bir mücadele…

Deniz özgürlük, deniz sonsuzluk.

Deniz sabır, deniz tecrübe…

Deniz sıfırlandığın,

Deniz yumuşadığın,

Deniz öğrendiğin, deniz şükrettiğin yer…

Yağmura ne demeli şimdi?

Kaçan kaçana yağmurdan sadece ıslanmak halbuki başa gelen, ben iliklerime kadar hissetmeyi seçiyorum deniz ve yağmuru anlatmak değil yaşamak istiyorum.

Yağmur arınma, yağmur güzellik…

Yağmur cennetin çatlağından yeryüzüne sızan büyülü iksir,

Yağmur can veren, büyüten çoğaltan…

Bereket getiren, yüz güldüren.

Yağmur rahmet, yağmur bolluk…

Yağmur ıslandığın,

Yağmur arındığın,

Yağmur dinlediğin, fark ettiğin kendinle barıştığın yer…

Deniz bile yağmurda ıslanmaktan kaçamazken sen nereye kaçabilirsin?

Kaçmıyorum, aksine kucaklaşıyorum yağmur ve denizle aynı anda hem de…Hem gözü kara heyecanlı coşkulu hem de gri suskun içe kapanık…

İçimi ferahlatan, aynı zamanda korkutan…

Tüm duyguları aynı anda yaşarken kendime doğaya ve Yaradan’ıma duyduğum hayranlık…

İçine sığdıramadığın mutluluk, kapıdan içeriye sokmadığın öfke, kaygı ve kıskançlık…

Denizin yüzeyinde rakımın sıfırında Dünyanın dörtte üçünün merkezinde yağmur üzerime yağarken kendimi hem çoğalmış hem hafiflemiş hem sıfırlanmış hissetmem ne tuhaf…

Yaşadığım zamanın bölünemeyecek kadar değerli en kısa parçasındayım, tadı da tuzu da aynı anda damağımda ne dünüm var ne yarınım…Ne keşkem var ne de endişem.

Ne ağırım ne hafif…Ne korkum var ne pişmanlığım.

Suların kucağındayım, beşiğine bırakılmış yumuşacık sarmalanmış bir bebek gibi gökteki bembeyaz bulutları seyrediyorum, martılar ninni söylerken dalgalar pış pış yapıyor. Yağmur damlaları gözyaşlarımla bir oluyor yanağımdan süzülüyor.

İyiyim.

Denize aşık ben, yağmura tutkun ben…

Suyun iyileştirici gücü hem ruhumu hem aklımı hem zihnimi temizliyor…

Memleketimin belki de dünyanın en güzel köşesindeyim, kendime düşlediğim cennetteyim. İçimdeki neyse dışımdaki de o.

Gördüğüm yaşadığım sahip olduğum her anı zevkle şevkle büyük bir şükranla taçlandırmak bizim elimizde değil mi?

Soluğumuz yettiği sürece, ayaklarımız yeryüzünü kavradığı sürece, gözlerimiz cenneti kulaklarımız masalsı ezgileri burnumuz sihirli kokuları ve tenimiz doğa ana tarafından okşandığı sürece kişisel cennetimizde değil miyiz biz?

Aşka gelen biz, tadını çıkarmayı fotoğraflara hapseden biz.

Anı oracıkta bırakan biz, geleceğin endişesi geçmişin keşkesi ile yaşayan biz.

Yağmurun sesine denizin mavisine sırtını dönen biz.

Bedava olan mucizeleri görmezden gelen biz.

Yaşamı mücadele haline getiren hırslarımız, gözü dönmüşlüklerimiz, egolarımız

Yaşamı bir masal gibi sürdürebilecek duygularımız, algılarımız, farkındalıklarımız, seçimlerimiz…

Her sabah daha iyi bir sabaha uyanma bir seçim, her anı şölene dönüştürebilmek bir beceri.

Yazın son günleri:

Maviye sevdam, denize aşkım ve yağmura tutkum!

Memleket meseleleri, ekonomik sorunlar, kavgalar, yokluklar, vazgeçişler, vedalar bir köşede kudurmaya devam edebilir, ben kendimle barış içinde olmayı seçiyorum.

Oscar Wilde’ın dediği gibi “Hayattan aldığım zevkler için hiçbir zaman yazıklanmadım. Hayatta tatmadığım hiçbir haz kalmadı diye övünmek isterim

Yazıklanmamak için yaşamadıklarınızı/yaşayamadıklarınızı ya da seçimlerinizi tekrar gözden geçirin. Numerik olan satılık olan değerlerden ziyade basit hazlar çok da mutlu edebiliyor insanı…

Gerçek zenginlik nefesin, gözlerin ve seçimlerin!