GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
6 Mart 2024 Çarşamba

Düzene itiraz etmek kimin haddidir?

Sözü uzatmaya gerek yok; Düzene itiraz etmek yoksulların haddidir.

Nedenine gelince…

Sistemden beslenenlerin sisteme karşı çıkması gösteri olarak anlamlı olabilir, ancak gerçek bir itiraz değildir. İktidar-muhalefet ekseninde yaratılan gerilim alanında toplumun meşgul edilmesidir. Asıl olan, yoksulların kendiliğinden, yaşadıklarından yola çıkarak, vekillere ihtiyaç duymadan dile getirdiği itirazıdır.Yoksulluğu yaşayanların kendi meselesine sahip çıkmasıdır.

Antik çağın öncesi ve sonrasında, yoksulların isyanı ile Doğu Akdeniz’de üç büyük dinin ortaya çıkışı arasındaki güçlü bağlar bir tesadüf değildir. Bu üç büyük dinin ortaya çıkışında, düzene ve düzenin muktedirlerine itiraz var.

Ve itiraz o kadar güçlü ki mesela, Hz. İsa Golgota’da çarmıha geriliyor.

Tarihsel gerçek; Yoksulların önüne düşen peygamberler, kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların gücüyle muktedirlere kafa tuttular.

Mesela, Hz. İsa, yol arkadaşlarını mülksüzlerden seçiyordu. Roma İmparatorluğu’na karşı olmakla ünlüydü. Vergi toplayan askerlere karşı duran İsa’yı, Roma parası üzerindeki Sezar figürüne tepki vermeye zorladıklarında, şu yanıtı vermiş; Sezar’ın hakkı Sezar’a, Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya. Gelin görün ki güce ve paraya tapan insanlık, bu yanıtın salt “Sezar’ın hakkı Sezar’a” kısmını hatırlıyor.

Ancak yoksulların itirazı çok uzun sürmedi; dinlerin kurumsal dönüşümleri sonucu, tapınaklar ve din adamları muktedirlerin hizmetine girerek sistemin parçası oldu. Öncülerle ancak bu kadar oluyor.

1789, 1848, 1871 ve benzeri halk ayaklanmalarıyla yüz yıl önce demokratik haklara kavuşan yoksulların mutluluğu da çok sürmedi, demokratik hakların çoğu kullanılamıyor. Demokrasilerin son bulacağı günler uzak değil.

Yeryüzünde yoksul sayısı hızla artarken, dejenere edilen dinler ve demokrasiler vasıtasıyla itiraz alanları kontrol altına alınıyor. Oysa her ikisi de başlangıçta itirazın kendisiydi. Muktedirler ikisini de sisteme dahil ederek etkisizleştirdiler.

Yoksulların durumu, öncülerine iktidar alanı açmak için kullanılıyor. Nasıl olsa, muktedirler masasının sağı da solu da bir.

Evet, itiraz yoksulların haddidir. Ancak bu itirazın sistemin kontrol aygıtı olan aydınlardan azade olması gerekiyor. Sağcı veya solcu, aydın ve öncü tahakkümünden uzak durmak gerekiyor.

Sistemden beslenenlerin aklıyla sisteme itiraz olmaz. Öncülere ihtiyaç yok. İtiraz kendiliğinden olmalı ve yoksullar tarafından dile getirilmeli. Araya girip itirazın, isyanın dinamiklerini yok eden sağ ve sol entelijansiya hareketlerinden uzak durmaları, yoksulların biricik çıkışıdır.

Düzene itiraz etmek yoksulların haddidir ve artık itiraz zamanlarıdır. Yeter ki iktidar zümresinin sağ ve sol politik ajanları gölge etmesin.