GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
28 Nisan 2011 Perşembe

Dış kapının mandalı

CHP’nin seçim bildirgesini okudum. Niyetim, olumlu bulduğum bildirge hakkında yazmaktı. Gel gör ki, Ankara siyasetinin İzmir’e mesafeli durmak konusundaki kararlı tutumunun, CHP’nin yeni yönetimince de benimsediğini görünce canım sıkıldı. İzmir neredeyse yok sayılmıştı.
 
Dokuz yıl süren AKP iktidarında, kendisine sunulan iktidar nimetlerini elinin tersi ile iten İzmir halkı, Cumhuriyet tarihinin en partizan iktidarına karşı direnişin simgesi oldu. Din guruplarına ve etnik guruplara dayanarak Cumhuriyet’i dönüştürmek isteyen siyasal iktidara karşı duruşuyla ülkeye moral verdi.
Ve bugün CHP ülke siyasetinde etkili olabiliyorsa, bunu büyük ölçüde İzmir halkına borçludur.
İzmir, bir bedeli olacağını bile bile, yerel yönetimlerde CHP’yi iktidara getirdi. Ve o bedeli öderken bir kere olsun sitem etmediği gibi, son yerel seçimlerde desteğini daha da büyüterek, AKP’ye adeta meydan okudu.
 
İşte bu şehir, 8 satırlık bir vaat ile geçiştirilmiş… Dünyanın bütün nimetleri İstanbul’un önüne yığılırken, İzmir’e termal turizm… “Onu da istemiyoruz, biz başımızın çaresine bakmayı biliriz,” diyesi geliyor insanın. Doğrusu, bu kadarını AKP bile yapamamıştı. Sanki, AKP İzmir’den intikam alıyor.
 
“Gavur İzmir” ile simgelendiği üzere, İzmir’e ‘Türkiye dışı’ muamelesi yapılması, artık kabak tadı vermeye başladı.
Kozmopolit yapısını koruyan, Batı yaşam normlarını benimsemiş, özgürlüğüne düşkün İzmir halkı, Türkiye’nin el kapısı olmaktan rahatsız.
 
İzmir kendisini iyi anlatamıyor. İzmir’i temsil edenler, şehri yönetenler bu konuda son derece başarısız. Ankara’nın İzmir’i anlamak konusundaki tembelliği, İzmir’i yönetenlerin de şehrin sorunlarını ve gereksinimlerini anlatmak konusundaki beceriksizliği birbirini tamamlıyor. Sonra da, “gavur İzmir…”
 
Türkiye’de siyasetin odağının doğuya kaydırıldığı bir vakıa. Atatürk’ten sonra, İktisat Kongresine ev sahipliği yapan İzmir, her iktidar tarafından geri plana itildi.
İzmirli siyasetçilerin bu duruma itiraz ettikleri ne görüldü ne duyuldu.
CHP’nin seçim bildirgesinde İzmir’e ayrılan bölüm, söz konusu tutumun yeni yönetimde de sürmekte olduğunu gösteriyor.
 
Türkiye’de işler, Ankara-İstanbul ekseninde kotarılır. Ülke rantının paylaşıldığı bu eksene bir de Diyarbakır eklendi. Ülke geleceğini bu üçgende arıyor.
 
Kim ne derse desin, Başkentin indinde İzmir, dış kapının mandalıdır. İzmir eliti ve kentte siyasete yön veren zümre, bu durumdan sorumlu olmalı, diye düşünüyorum...
 
En büyük desteği verdiği sosyal demokrat hareket bile daha yolun başında İzmir’e böyle sırt çeviriyorsa, ve bu durum “İzmir’den sorumlu siyasetçiler” tarafından, unutkanlıkla açıklanıyorsa, işimiz çok zor…
 
Uğradığı haksızlığa rağmen, İzmir halkı seçimlerde CHP’yi destekleyecektir. Ama, yeni CHP yönetimi şunu bilmeli ki, böylesine kenara itilmenin siyasi bir bedeli olacaktır.