GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
8 Kasım 2023 Çarşamba

Cumhuriyet eleştirilerinde insaf sorunu!

Cumhuriyet, tarihsel bir olgudur. Roma’dan beri devam edegelmiştir. Uygulamaları da tarihsel dönemlere ve toplumlara göre farklılıklar göstermiştir haliyle.

Türkiye’de ilan edilen Cumhuriyet de yüz yıl öncesinin koşulları ve kurucu liderin hedeflerine göre şekillenmiştir. Otoriterdir, zaten başka türlü de olmazdı. Radikal bir modernleşme hedefine sahip olduğu için bazı sıkıntılarının olması da kaçınılmazdı.

Hem muasır medeniyet ve hem de buna bağlı olarak ulus devlet inşasına yönelik hamleler, haliyle kolay benimsenmemiştir.

Yüz yıllık tarihi içinde Cumhuriyet’in en çok eleştiriye konu olan yanı, din ve geleneği baskı altına alması ve tek dili zorlaması olmuştur. Bunlar tartışılabilir ve zamanla düzeltilebilir uygulamalardır ve nitekim bazılarında belirgin yumuşamalar da olmuştur.

Geçen gün HEDEP Grup Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder ve Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık’ın bu konudakini konuşmalarını dinledim. Çok sert eleştirilerdi. Eleştiri haktır ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Ancak bu konuşmalar bende, HDP’den HEDEP’e geçişin biraz daha radikalleşmeye yönelik olan bir tercih olduğu izlenimini oluşturdu.

Sırrı Süreyya Önder, bir TV konuşmasında şu sözlere yer verdi:

“Cumhuriyeti alın tepe tepe kullanın. Biz bundan hiç bir hayır ve bereket görmemişiz. Ben hiç bir şeyimi buna borçlu değilim. Ben ne zaman konuşmuşsam bedel ödemişim. Sürgünler, hapisler, ölümler... Ben bu Cumhuriyetin ne hayrını görmüşüm. Konya’daki köylüye, Zonguldak’taki işçiye, Diyarbekir’deki Kürde ne faydası olmuş. Biz kavramını, daralta daralta teke indirgemiş. Tek millet, tek mezhep, tek cinsiyet al sana Cumhuriyet tarifi…”

Bu konuşmada haklı uyarılar olmakla birlikte, gerçeklikle bağdaşmayan ve ideolojik yanlılıktan kaynaklanan haksız ithamlar da bulunmaktadır.

Her şeyden önce Önder, yüz yıllık uygulamanın tamamını, tekleştiriyor. Atatürk’ü de, Kenan Evren’i de, Erbakan ve Erdoğan’ı da aynı Cumhuriyet tanımı içinde görüyor. CHP, MHP ve AKP’yi de aynı Cumhuriyet kavramı içinde görüyor. Oysa ki bunların her birinin Cumhuriyet anlayışı aynı değildi. Nitekim HDP de beş on yıl önce Erdoğan’ın politikalarına destek olurken, son belediye seçimde aday çıkarmayıp, CHP adaylarını desteklemişti.

Tek dil sorundur. Ana dili haktır. Kürt için de mübadele ile gelen yüz binlerce insan için de. Yüz yıl önce kuruluş aşamasında Cumhuriyet, ulus tanımını tek dil ve tek din olarak yapmış ve uygulamış. Bu eleştirilebilir bir konu.

Tek mezhep üzerinden bir devlet dini tanımı da doğru değil. Aleviler, Osmanlı da olduğu gibi Cumhuriyet’in büyük bölümünde de ibadetleri yasaklanmış bir mezhepti. Cemevi de yasaktı, cem ayini de. Devlet baskısı dışında büyük ve acı katliamlar da yaşamışlardır. Ama Alevilerin neredeyse, tamamına yakını bugün de Cumhuriyet’ten yanadırlar.

Muhacir ve Mübadillerin de büyük bölümü ana dillerini ilk kuşaktan sonra terk etmek zorunda kalmışlardır. Dilleri bakımından asimile olmuşlar ama bazı kültürel değerlerini sürdürmektedirler. Buna rağmen Muhacir ve Mübadillerin de Atatürk veya Cumhuriyet karşıtı bir duruşları kayda geçmemiştir.

Cumhuriyet’in tek dil gibi tek cinsiyete dayandığını söylemek ise insafsız bir yaklaşımdır. Anadolu’nun tamamında, Kürt yerleşimleri başta olmak üzere, kadınlar birçok medeni hakkını aşiret reisleri sayesinde değil, Cumhuriyet sayesinde kazanmışlardır.

Konya’nın köylüsü de Diyarbekir’in Kürdü de Cumhuriyet’ten hayır görmüştür. Savaş ortamı kadar insan ölümüne yol açan salgın hastalıklarla Cumhuriyet başa çıkmıştır. Yüzde doksanı okuma yazma bilmeyen bir toplumdaki eğitim seferberliğinden her il ve köy hayır görmüştür.

Mardinli bilim adamı Aziz Sancar, 2015 yılında kazandığı Nobel Ödülü Madalyasını Anıtkabir’e bağışlaması çok önemli bir davranıştır. “Atatürk ve Cumhuriyet’in bilimsel devrimlerine borçluyum bunu” diyor Sancar. “Bu Madalyayı Atatürk adına aldım ve yeri Onun yanıdır” diye açıklıyor bu davranışını.

Bu davranış ve gerekçelerini inkar etmek çok da kolay değil.