GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
19 Eylül 2012 Çarşamba

CHP’de 27 Ekim senaryoları!

Seçim sathına girdiğimize göre Ankara ve İzmir kulislerine ve senaryolara göz atmaya başlayabiliriz. CHP’den yani İzmir’in yerel iktidarından başlamak gerekirse; 4-5 farklı senaryodan söz etmek mümkün. İlk ve en güçlü senaryo, Büyükşehir noktasında İzmir’de değişen bir şey olmayacağı yönünde… İlçeler bazında ise metropolde 4-5 civar ilçelerde de 3-4 ilçenin değişebileceği kaydediliyor.
 
Büyükşehir adaylığı sorusunu aylar önce ‘yüzde 90 adayım’ diyerek yanıtlayan ve il kongresinin yanı sıra kurultayda da ‘istediğini alan’ Kocaoğlu’nun devam eden ‘çete davası’nın da adaylık şansını arttırdığı kaydediliyor. Hatta ‘dere geçerken at değiştirilmez’ atasözünden yola çıkanlar Kocaoğlu’nun adaylığına kesin gözüyle bakıyor. Aksi bir tablonun CHP Genel Merkezi’nin çete operasyonunda geri adımı ya da ‘iddianameyi kabulü’ olarak yorumlanacağı kaydedilirken, davanın lehte seyretmesinin en azından didik didik edilmesine karşın ‘İzmir Büyükşehir’de bir İSKİ skandalı’ yaratılmamış olmasının bile Kocaoğlu’nu CHP’nin adayına dönüştürmeye yeteceği yorumları yapılıyor.

Sanmayın ki bu tezi savunanların tamamı Başkan Kocaoğlu’na yakın simalar…
Siyasi tahlil yapabilen pek çok partilinin/vatandaşın yorumu aşağı yukarı benzer…  
Kocaoğlu’na yakın siyaset yapanlar ise Başkan’ın adaylığı konusunda ‘soru işareti’ yaşamasa da ilçelerin belirlenmesi sürecine ilişkin tahminlerde bölünüyor. Kocaoğlu’nun adaylığını cepte görenlerin bir bölümü, ‘Baykal’a bile aday dayatan’ Kocaoğlu’nun bu kez daha etkin olacağını, en az 10-11 ilçeyi belirleyeceğini savunuyor.

Son kurultaydaki PM-MYK seçimlerinden ders çıkaran bazıları ise ‘ilçeler konusunda Kocaoğlu’nun söz sahibi olmasının’ düşük ihtimal olacağını vurguluyor. Aziz Başkan’ın da ilçeleri belirlemek gibi bir derdinin olmadığını savunan bu grup, olsa bile genel merkezin İzmir’in siyasi anahtarını Kocaoğlu’na teslim etmeyeceği görüşünde.

Adaylık tahminleri konusunda ‘aha ortada duranlara’ göreyse Kocaoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında ciddi sorunlar var. Hatta ikilinin birbirinden çok hazzettiği söylenemez.
Vaziyetin böyle olmasına rağmen Kocaoğlu’nun CHP’nin zoraki adayı olduğunu ancak ilçeler konusunda genel merkezin ayrı bir strateji izleyeceğini düşünen bu gruba göre Genel Merkez ‘potansiyel bazı’ adaylar üzerinden Kocaoğlu’na ‘ilçelere karışma’ mesajı verecek.
Kılıçdaroğlu’nun her fırsatta Kocaoğlu’nu övmesinin altında bile ‘idare’ mantığı yatıyor bu gruba göre.

Tabi ki Kocaoğlu’nun aday yapılmayacağını düşünen dahası bu ihtimale yürekten inananlar da var. Kılıçdaroğlu’nun 2,5 yılda yaptığı parti içi operasyonlara gönderme yapan bu grup
Kocaoğlu’nun son ana kadar idare edilip usulca kenara konulabileceğini düşünüyor. Hatta CHP Genel Merkezi’nin şu sıralar adaylık potansiyeli gösteren kimi isimlerle doğrudan ya da dolaylı iletişime geçtiği, yerel seçim sürecinde bu isimlerden birinin değerlendirilmesinin sürpriz olmayacağı…

Biraz da ileri gidip Aziz Bey’in adaylık başvurusu yapmayacağına inananlar bile var.

Açıkçası senaryolar muhtelif…
Tabi ki senaryoların şekillenmesinde başat faktör mevcut başkan Kocaoğlu’nun durumu…
Adaylık açıklaması yapacak mı?
Genel Merkez Kocaoğlu’nun üzerini çizebilecek mi?
İlçelerin belirlenmesinde hangi yol/yöntem izlenecek? Kimler etkili olacak?

Açıkçası CHP Genel Merkezi net bir renk vermiyor. Partinin 2 nolu ismi potansiyel adaylardan Hüseyin Aslan’ın Tv programında konuğu olurken yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Başkan Kocaoğlu’na karşı adaylık için başvuru yapmaya hazırlanan Dr. Hakan Tartan’ın davetlisi olarak İzmir’e gelip, onunla poz verebiliyor.
Kocaoğlu’nu yere göğe sığdıramayan Kılıçdaroğlu ise ‘Nüfusu 100 binin üzerindeki il ve ilçe belediye başkanları zirvesine’ nüfusu 20 binlerde olan Seferihisar’ın Başkanı’nı ‘özel’ olarak davet edip, kendisinden sonra kürsüye çıkarak alkışlatabiliyor.
Ve Yavaş Şehir konseptiyle sadece ilçesinin değil pek çok ilçenin kaderini değiştiren Seferihisar’ın Belediye Başkanı Tunç Soyer’in gönlünde de ‘büyükşehir’ yattığı bu nedenle Kocaoğlu’nun Soyer’e karşı hep mesafeli kaldığını İzmir’de herkes biliyor.

Sağ gösterip sol vurmaları meşhur Kılıçdaroğlu’nun ne yapacağı şimdiden kestirilemezken bu muğlak tabloda adaylık beklentisi olanlar gizli ya da aşikar çalışmaya devam ediyor.
Genel merkezin kapıları gün aşırı yoklanırken milletvekilleri ve örgüt de yukarıda saydığım senaryoları algılamaya dahası safını seçmeye çalışıyor.

Kişisel yorumuma gelince;
Aday olmak istediği ve resmi açıklamasını yaptığı sürece CHP Genel Merkezi’nin
Kocaoğlu’nun adaylığı konusunda tasarrufu sona erer.
Lakin, ilçeler konusunda ben de yukarıdaki senaryolardan bazılarına katılmak durumundayım.
İzmir’in tüm anahtarlarını tek bir siyasi ekibe ya da yapıya teslim etmemek hatta yerel seçimin ardından yapılması olası bir kurultayda İzmir’i yekpare bırakmamak adına bile ilçelerdeki tablo biraz karıştırılabilir.  
Kocaoğlu’nun metropoldeki 4-5 ilçede aday önermesi hatta dayatması mümkündür!
Bunu yaparken de ‘geçen yaz boyunca uğraştığı’ hatta CHP Genel Merkezi’nin bile devreye girip sonuçsuz kaldığı ‘Mahşerin atlıları’ oluşumunu örnek göstermesi beklenebilir.
İlçeler konusunu başka bir yazıda daha derin dönmek üzere burada bırakalım.
Büyükşehir’de ibreler Kocaoğlu’nu gösterse de Kılıçdaroğlu’nun son ana kadar ne yapacağı kimi atayacağı belli olmaz. Belki de sırf o yüzden Kocaoğlu, adaylığı konusuna yüzde 10 gibi siyaseten yüksek bir ihtimal bırakmaktadır. Öte yandan CHP Genel Başkan Yardımcılarından medet umanların bu seçimde sukut-ü hayale uğrayacağını düşünenlerdenim.
Çünkü Kılıçdaroğlu, böylesine kritik süreçlerden geçerken genel başkan yardımcılarına ya da MYK’ya danışmayı tercih etmiyor.
Belki MYK üyelerinin siyaseten tarafsız/doğru karar vereceğine inanmadığından ya da bizim bilmediğimiz başka bir MYK’ya danıştığından…
Kim bilir?

DEVAM EDECEK…