GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
10 Eylül 2012 Pazartesi

Gerginliğin nedeni 9 Eylül mü, 27 Ekim mi?

İzmir’in dahası Türkiye’nin işgalden kurtuluş gününde yaşananları yadırgayanlardan biriyim.
Sayın Başkan Kocaoğlu’nun dediği gibi ‘İzmir’in kendine has duruşu ve kırmızıçizgileri’ elbette var. Lakin gerek protokolde gerekse de yürüyüş esnasında yaşananları ‘İzmir’in duruşu’ ile açıklamak demokrasinin, hoşgörünün başkenti İzmir’e haksızlık olur. Görünüşte gerginliğin altında İzmir Valiliği’nin geçtiğimiz Mayıs ayında yürürlüğe sokulan ‘Milli Bayramlar Yönetmeliği’ne dayanarak kurtuluşun simgesi kabul edilen ‘bayrak çekme’ etkinliğini iptal etmesi yatıyor.
‘Görünüşte’ diyorum çünkü bu rezilliğin perde arkasında farklı nedenler hatta amaçlar yatıyor olabilir. Eğer ‘bayrak töreninin’ iptaliyse bu gerginliğe neden olan, o töreni yeniden programa aldıran hem de bunu bir saat gibi kısa sürede gerçekleştiren Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın ‘yuhalanması’ değil ‘alkışlanması’ gerekirdi.
Mutlak ki İzmir’deki gerginlikte Valiliğin başkanlığındaki komisyonun tartışmalı ‘bayrak töreni’ kararının etkisi var. Ama gariptir ki o komisyonda bu karara en fazla isyan eden İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden görevliler de var.
Ve yine gariptir ki; (bana aktarılan bilgilere dayanarak söylüyorum)
Komisyondaki belediyeciler, temsili milislerin göndere bayrak çekme töreninin iptaline karşı muhalefet şerhi bile koymamışlar! (Yanlış biliyorsam o görevliler beni bilgilendirebilir) Milli Bayramların içini boşaltan o yönetmelikte bu tür törenlerin yerel komisyonlar tarafından düzenleneceği, ihtilaf ya da tartışma halinde bakanlığa sorulacağı yazıyor. 9 Eylül kutlamalarına ilişkin tören konusunda herhangi bir ihtilaf olmamış ki bakanlığa sorulan bir görüş yok ortada…
İçişleri Bakanı İdris Nain Şahin’e bu konuda soru soran tek isim Kültür Turizm Bakanı Ertuğrul Günay…
Kutlama programındaki garipliği medyadan öğrendiğini ve anında telefona sarılıp bu işi çözdüğünü anlatıyor Bakan Günay... Krizin de yönetmeliği doğru okuyamayan ve de yorumlayamayan komisyon üyeleri tarafından çıkarıldığını savunuyor.
Tabi ki burada garip olan böylesine bir krizde sorunu çözmek için harekete geçen tek ismin ‘ithal vekil’ Bakan Günay olması…
Ve de bu sorunu gazetelerden öğrenmesi!
Demek ki bu konudaki ihtilaf ya da tartışma İzmir’in kabinedeki temsilcilerine bile aktarılmamış. Şeytanın avukatlığına soyunarak daha da ileri gidilebilir.
Ve ‘Acaba birileri böylesine bir krizin siyasi getirisini mi hesapladı?’ diye sorulabilir.

Kim ne derse desin 9 Eylül gibi önemli bir güne böylesine görüntüler yakışmadı. Kitle partilerinin marjinal grupların arkasına takılması da yakışmamıştır protokoldeki siyasetçilerin (Sadece Kocaoğlu değil kastım) sözleri de... Keşke İzmir, tepkisini daha farklı bir dil kullanarak sergilemiş olsaydı.
Mesela kenti bayraklarla donatarak… Ya da alana inip meydanları alkışlarla inleterek…
(Bayrak asma konusunda da İzmir önceki yıllara bakarak sınıfta kalmıştır. Belki henüz sayfiyeden dönmediği için belki de ulusal bilinçte çeşitli fay kırıkları olduğundan)
Sonuçta İzmir’in ve de Türkiye’nin Yunan işgalinden kurtuluşunun 90. yılını kutluyoruz.
Kimi uç grupların sergilediği gibi ‘İzmir’in AK Parti işgalinden’ kurtuluşunu değil.
Diyelim ki halkın gerginliğinde valiliğin aldığı ‘bayrak asma’ törenine karşı doğal reaksiyonun rolü vardı. Peki, CHP’lilerin gerginliğine ne demeli? Onların gerginliğinin altında 9 Eylül mü vardı yoksa 27 Ekim mi? Bence CHP’yi şimdiden 27 Ekim’in stresi sarmış.
27 Ekim 2013’ün… Yani yerel seçimin…

Bu sabahtan itibaren sunularından/yorumcularından biri olduğum ve Ege TV ekranlarında hafta içi her sabah 07.30-09.00 arası canlı yayınlanan ‘Güne Bakış’ programının ilk konuğu İzmir Milletvekili İlknur Denizli idi. Dünkü törenlerin önemli bölümüne katılan ve yaşananlara bizzat şahit olan Denizli…
Seçim psikolojisi üzerine mastır hatta doktora yapan bir isim olan Denizli’ye göre CHP’nin amacı seçim stratejilerini siyasi gerginlik üzerine bina etmek. 9 Eylül törenlerinde bu senaryonun ilk perdesini sahnelediler hatta.
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun konuşmasındaki sertlikten protokolde yumruklaşmaya varan gerginlikte sahne alan ilçe başkanlarına kadar. AK Parti’nin İzmir’de böylesine bir gerginliğin tarafı olmayacağını anlatan Denizli, birkaç kez yöneltmeme karşın ‘Büyükşehir adaylığı kulislerinde adınız geçiyor, adaylık düşünceniz var mı?’ sorusuna ısrarla ve içtenlikle ‘hayır’ yanıtı verdi.
CHP’li Başkan Kocaoğlu ile yaklaşık 4 yıl mesai arkadaşlığı yapıp bir de seçim deneyimi yaşamış olan Denizli’nin ‘CHP’nin stratejisine dönük’ söylemlerini dikkate almakta yarar var.
Aslına bakılırsa CHP genel merkezinin yani Yeni CHP’nin attığı bazı adımların İzmir seçmeninin kafasını karıştırdığı bir ortamda İzmirli CHP’lilere de başka seçenek kalmıyor ne yazık ki.
İzmir’in kendine has duruşunun altını çizip, yereldeki mücadeleye dikkat çekerek, seçmenin genel merkez politikalarını sorgulamasını önlemek isteyeceklerdir doğal olarak. Yalnız bu kez işleri kolay sayılmaz. Hangi adımları atacaklarını önceden bilen, öngörebilen bir ismi (İlknur Denizli) rakip takıma kaptırdılar. Ve duyduğuma göre bu durum CHP’nin 2. adamı Adnan Keskin’in de dikkatini çekmiş. Geçen haftaki İzmir ziyaretinde Başkan Kocaoğlu’nun kulağına eğilip, Onu nasıl kaptırdınız?’ diye sormuş.