GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
11 Eylül 2012 Salı

İslim arkadan imza sonradan…

İzmir’deki 9 Eylül gerginliği iktidar ve muhalefet cephesinden yapılan sert açıklamalarla sürerken bugün ortaya atılan bir iddia olayın seyrini değiştirdi. 
Olayın kronolojisiyle başlayalım önce…
5 Eylül’de valilik binasına bayrak çekme krizi ortaya çıktı.
7 Eylül’de Bakan Günay tarafından kriz çözüldü.
9 Eylül beklendiği gibi gergin geçti. Kutlamaya gelen bakan yuhlandı, Başkan Kocaoğlu ile Milletvekili Sait atıştı, protokoldeki AK Partililerle CHP’liler itişti. Ve bazı ‘küçük’ siyasi partiler bayrak açarak kutlamalara siyaset bulaştırdı.
*
Sonuçta bu manzara İzmir’e yakışmadı.
*
Kentte tartışmaların/itiş kakışın şoku yaşanırken 10 Eylül’de AK Parti İl Başkanı Ömer Cihat Akay, protokol krizinin göbeğindeki adam olan Milletvekili Rıfat Sait’le basın toplantısı düzenledi. Partisinin ‘il başkanları toplantısına’ katıldığı için 9 Eylül’de kentte olmayan Akay, ayağının tozuyla düzenlediği toplantıda bir de belge açıkladı. 40 gün önce valilikte yapılan tören komisyonu toplantısına ilişkin tutanağa göre 9 Eylül’de gerginliğe zemin hazırlayan ‘bayrak krizine’ Büyükşehir Belediyesi’nin ‘itiraz etmediğini’ anlaşılıyordu.
*
Ve Akay’ın ‘Belediye görevlisinin imzası var’ dediği belgenin sır perdesini bugün Başkan Kocaoğlu araladı. O belgede ‘Büyükşehir Belediye Başkanını temsilen’ Protokol Müdürü Pınar Kavasoğlu’nun ‘ıslak’ imzası vardı.  
Doğruydu! O imza Kavasoğlu’nundu. 
Lakin ortada skandal boyutunda bir ayrıntı vardı Kocaoğlu’na göre.
İmza öylesine ıslaktı ki 1 Ağustos’ta yapılan komisyon toplantısı 41 gün sonra (Ne tesadüftür ki tam da AK Parti’nin ‘belge açıklayacağı’ günün sabahında) imza altına alınıyordu.
Ve Kavasoğlu’nun imzasındaki mürekkep kurumadan belge AK Parti’ye ulaşıyordu.
Accayip bir ayrıntı daha…
Valilikten 10 Eylül sabahı arayanlar Kavasoğlu’na, ‘acilen imzalamanız lazım, bakanlıktan toplantı tutanağı istiyorlar hatta siz gelemiyorsanız biz gelelim’ diyerek evrakı ayağına yani görev yeri olan Büyükşehir’e götürüyorlar. 
Her ne kadar Vali Kıraç, ‘Devlette böyle ciddiyetsizlik olmaz. Araştırdım, tarih ve sayı doğru’ diyorsa da yeniden görüştüğüm yetkililer, “Ne diyelim Sayın Vali’ye… Elimizde Kavasoğlu’nun odasına imzaya gelen görevlinin güvenlik kamerası kaydı mı var’ diyelim. Anlaşılan Sayın Vali’nin olan bitenden haberi olmadı’ şeklinde konuşuyor.
*
Neresinden bakarsak, bakalım…
Bu bir skandal! Hem de büyük bir skandal!
Devlet ciddiyetini ayaklar altına alan bir skandal…
İzmir’in hatta ‘ülkenin kurtuluşunu’ simgeleyen 9 Eylül’e ilişkin ‘valilik gibi’ kentin en büyük mülki idaresinde yapılan bir toplantıdan söz ediyoruz.
Kurtuluşun en önemli simgesi ‘Valilik binasına Türk bayrağı çekme’ kısmı o ‘ciddi’ toplantıda kutlama programından çıkarılıyor.
Başkanı Vali Yardımcısı olan Komisyon tarafından…
Mayıs’ta yürürlüğe giren genelgeye dayanarak…
 
Neyse ki sivil toplum örgütlerinin isyanıyla sorun törenden 4 gün önce ortaya çıkıyor ve neyse ki Kültür-Turizm Bakanı Günay’ın olayı gazetelerden öğrenip müdahale etmesiyle de törene 2 gün kala çözülüyor.
Hem de bir saatlik telefon trafiğiyle…
Konuyla ilgili egedesonsoz.com’a çarpıcı açıklamalar yapan Bakan Günay, sorunun öncelikle genelgenin dar bir bakış açısıyla yorumlanmasından kaynaklandığını söylüyor.
Genelgeyi dar bir bakış açısıyla yorumlayan kim?
Başkanı Vali Yardımcısı olan komisyon…  
Bakan Günay’ın devreye girmesinden sonra ‘bayrak çekme törenini’ yeniden programa alan kim? İzmir Valiliği…
Bakan Günay’ın girişiminden sonra jet hızıyla program değiştiriliyor.
Ve 9 Eylül gibi İzmir için Türkiye için son derece önemli bir gün, genelgeyi bile yorumlamaktan aciz yöneticiler yüzünden krize dönüşüyor.

Baştan söyleyeyim…
AK Parti hükümeti muhalefetten çekmedi şu ‘valilerden’ çektiğini…
Biri elektriksiz köye buzdolabı götürür, öbürü 25 askerin şehit olduğu ve henüz cenazelerinin bile teşhis edilmediği gün ziyaretçisine hediye verir, sucuktan, lokumdan söz eder.
Öteki İzmir’in kurtuluş gününde ‘bayrak çekme törenini’ programdan çıkarır.
Hatta valiliği temsilen kurtuluş gününde bir ‘çelenk’ bile konulmaz Atatürk anıtına.
Hükümetin yerinde olsam valilik kurumunu gözden geçirir hatta kaldırmayı bile düşünürüm. Gün geçmiyor ki bir vali skandalı daha patlak vermesin.
Ama İzmir’deki skandal büyük… Hem de çok büyük!
9 Eylül’deki gerginliğe zemin hazırlayan ‘bayrak krizine ilişkin’ AK Partililerin iddiası şuydu. “Tamam komisyon başkanı vali olabilir. Hatta valilik genelgeyi hatalı yorumlamış da olabilir. Ama CHP’li Büyükşehir’in temsilcisi de o toplantıdaydı. Neden itiraz etmedi? İtiraz etseydi konu genelge gereği bakanlığa intikal edecek ve çözülecekti”
Hedefteki isim Kocaoğlu da ‘Arkadaşımız o toplantıda sözlü olarak itiraz etti’ diyerek bayrak krizinde kendilerinin en küçük payı olmadığını savunuyordu.
’Kocaoğlu’nun ‘sözlü olarak itiraz ettik’ savunması AK Parti İl Başkanı Akay’ın belgeli iddialarının altında eziliyordu. Sözlü olarak itiraz ettiniz ama 1 Ağustos’taki toplantıda kutlama programı ‘paşa paşa’ imzaladınız diyordu bir bakıma Akay çünkü. Ve Kocaoğlu’nun son açıklaması olayın seyrini değiştirdi. 1 Ağustos’taki ‘ciddi’ toplantı sözlü olarak yapılmıştı çünkü.
Ve söz çoktan uçmuştu. Yazı yani belge ortada yoktu. Ve o toplantıya ilişkin tutanak tam 41 gün sonra imza altına alınıyor. ‘İslim arkadan imza sonradan... misali’
Belki de AK Partililer isteyince akıl ettiler belgeyi.
*
9 Eylül’ün bayramdan çıkıp önce meydanda daha sonra siyaset kurumunda büyük bir krize dönüşmesinde valiliğin rolü büyük. Önce genelgeyi ‘dar bir bakış açısıyla’ yorumlayıp ‘bayrak krizini’ tetiklediler ardından acil kaydıyla AK Parti’ye ulaşan belgeyi 41 gün sonra imzalattılar. Anlaşılan EXPO’ydu, Mekspoydu’ derken Sayın Vali Kıraç’ın işleri bugünlerde hayli yoğun. Gerçi 9 Eylül öncesinde izne ayrılıp bu önemli günü ABD’de geçirdiğini de unutmamak lazım. Küçük bir ayrıntı daha…
O komisyona başkanlık eden Vali Yardımcısı’nın tayini çıktı Uşak’a.
7 Ağustos’ta… Yani o meşhur ve ciddi toplantıdan 6 gün önce…
Belki de Sayın Vali Yardımcı’nın aklı da tayinindeydi o günlerde.
Kim bilir?
Uzun lafın kısası… 9 Eylül krizi artık ‘imza’ krizine dönüşmüştür. Ve önceki krizin müsebbibi belli değilse de son krizin nereden/kimden çıktığı üç aşağı beş yukarı bellidir.
Noktayı ise İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray koyuyor bugün.
-Şu meşhur genelgeden önce yani 89 yıl boyunca hiç krize dönüştü mü 9 Eylül?
-Hayır, dönüşmedi.
-O zaman neden suçlu arıyorsunuz? Suçlu o genelgeyi çıkarıp valilerin bile kafasını karıştıranlardır.