GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
20 Kasım 2015 Cuma

Bütün utanmazlar için…

Türkiye ile Yunanistan arasındaki hazırlık maçında konuk ülkenin milli marşı çalınırken ıslıklayanlar… Önce Ankara’da, sonra da Paris’teki terör kurbanları için saygı duruşunda bulunurken böğürenler, ıslık çalanlar… Ve bu yaptıklarınızı hep mazur göstermeye çalışan eski-yeni ağabeyleriniz, başta da Ahmet Hakan
 
İstanbullu Rum arkadaşım Yorgo Teodoridis sizler için Yunanca’dan çevirdi… Hepinize gelsin..
 
***

Paris'teki saldırılarda karısını kaybeden Yunanlı Antoine Leiris'in yazdığı mektubun Türkçe'ye çevirisini paylaşmak istedim !
 
***
 
"Sizden nefret etmeyeceğim!
 
Cuma akşamı, çok özel bir insanın, hayatımın aşkının, oğlumun annesinin, yaşamını çaldınız. Ama sizden nefret etmeyeceğim. Kim olduğunuzu bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum, sizler ölü ruhlarsınız. Körü körüne cinayet işlediğiniz Allahınız görünür olsaydı eğer, karımın bedenindeki her kurşunun onun kalbinde açtığı yaraları da görürdünüz.
 
O halde, size nefretimi hediye etmeyeceğim. Aradığınız bu ama nefrete kızgınlıkla cevap vermek, aynı cehalete kendini teslim etmek olur ki sizin de yaptığınız bu. Korkmamı istiyorsunuz, komşularıma şüpheli gözlerle bakmamı, güvenliğim için özgürlüğümden vazgeçmemi.
 
Yenildiniz.
 
Oyun devam ediyor.
 
Geceler ve günlerce süren bir bekleyişin sonunda nihayet, bu sabah onu gördüm.
 
Geçen Cuma evden çıkarken olduğu gibi çok güzeldi, 12 yıl önce ona çılgınca aşık olduğum günkü kadar güzeldi. Tabii ki kederden yıkıldım, bu küçük zaferinizden dolayı hakkınızı teslim ediyorum ama bu da uzun sürmeyecek.
 
Karımın bize her gün eşlik edeceğini ve sizin asla ulaşamayacağınız özgür ruhların cennetinde birbirimizi yeniden bulacağımızı biliyorum.
 
Oğlum ve ben, sadece ikimiz kaldık ama dünyanın bütün ordularından daha güçlüyüz. Size daha fazla zamanımı ayıramayacağım. Birazdan öğle uykusundan uyanacak Melvil'e eşlik etmem gerekiyor. O sadece 17 aylık, her gün olduğu gibi yemeğini yiyecek, sonra her gün olduğu gibi oynamaya gideceğiz ve bu küçük oğlan çocuğu, yaşamı boyunca, mutlu ve özgür olarak sizi utandıracak. Çünkü hayır, o da sizden nefret etmeyecek. "