GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
19 Eylül 2009 Cumartesi

Bayramda yürümek!

Karşıyaka Belediyesi’’nin Kent A.Ş şirketinden çıkarılan 270 işçi yollarda.
Ankara’’ya yürüyor ya da yürütülüyorlar.’¶
Manisa’’dan sonra izlerini kaybetsek de yolda olmalılar. Ve Bayram’’da onları yola düşüren, yürüten nedenleri sorgulamak istiyorum bugün.
Neden mi? İşçinin/emekçinin halini bildiğim, aynı süreçleri belki de yaşadığım için.
Baştan söyleyeyim bu süreçte Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’’ın sorumlu olduğunu düşünmüyorum. Profesyonel sendika yöneticilerinin aksine’…  
Nedenine gelince’…
Durak ve Karşıyaka Belediyesi de tıpkı Ankara’’ya yürüyen işçiler gibi bu sürecin mağdurlarından bana göre.
AKP Bayraklı’’yı oluştururken Karşıyaka’’yı kuşa çevirdi. 600 bin nüfuslu ilçeyi 290 bin nüfusa düşürdü, ilçe sınırlarının yüzde 65’’ini Bayraklı’’ya bağladı.
Bayraklı ile coğrafi bütünlüğü olmayan 9 mahallenin Bayraklı’’ya bağlanması işçileri bugün Ankara’’ya yürüten temel neden bence.
Durak 2008 başında bunlar yaşanırken en sert tepkiyi koyan belediye başkanıydı. Mitingler yaptı, imza kampanyaları, mini referandumla on binleri sandığa taşıdı.
Olmadı. AKP bildiğini okudu. Sonrasında iki ilçe arasında malları bölüştürme komisyonu kurulan İzmir Valiliği’’nde de mücadele sergiledi.
Karşıyaka Belediye temsilcilerinin koyduğu şerhler dosyalarda duruyor. İsteyen görebilir. Kent A.Ş’’nin yarısının Bayraklı’’ya verilmesine Valilik komisyonu izin vermedi.
İzin verdiğinde de iş işten geçmiş, Hasan Karabağ kadrosunu kurmuş, temizlik-park bahçeler ihalesini gerçekleştirmişti.
Cevat Durak yine pes etmedi.
İşçileri çıkardığı 30 Nisan’’dan önce beş yıl boyunca üç kez toplu sözleşme imzaladığı sendikanın kapısını çalıp, makul bir öneri getirdi. Tüm işçileri kapsayan bir ücret indirimi’… Sendika hem o süreçte hem sonrasında 900 lira maaşı kabul etmedi. Ve olan 270 işçiye oldu.
Karşıyaka Belediyesi’’nde bölünme öncesi 2 binin üzerinde personel çalışırken şimdilerde işleri bin 100 civarında personel yürütüyor. Yani geliri azalmış, hizmet alanı yarı yarıya bölünmüş bir ilçe’… Yasalar başkanın elini kolunu bağlıyor. Temizlik ihalesi, hizmet verilen alanın yüzölçümü oranında hizmet verilen nüfus ölçüsünde yapılıyor. Park-bahçeler ve diğerleri de aynı şekilde’…
Tüm bunlar göz önüne alındığında ve yasanın personel maaşı, bütçenin yüzde 30’’u geçemez şeklindeki amir hükmü düşünüldüğünde Durak’’ın 700 sendikalı işçiyle şirket yönetmesi mümkün değil. Yönetirse ne mi olur?
Çiğli Kafesan’’ın durumuna düşer. Yani batar’… Sürekli takviye ister.
Öte yandan gereksiz istihdam alanı açılır ki bu da bir kişinin yapacağı işi 10 kişiye vermekle eşdeğer. Komünizmle yönetilmediğimize göre bu da yasal olarak mümkün değil.
Durak’’ı işçi düşmanı ilan edemiyorum birileri gibi. Çünkü halen bu ilçede 400 civarında DİSK üyesi olmak üzere Tüm-Bel-Sen gibi sendikaların örgütlü olduğunu, Karşıyaka Belediyesi’’nin çalışanlarının yüzde 65’’inin sendikalı olduğunu biliyorum.
Rakamlar ortada. Belki de 270 işçi çıkarmasına rağmen sendikalı yoğunluğunun en yüksek olduğu ilçe Karşıyaka’…
 
Peki ya işçiler’…
Burada en haklı olan işçiler. Cevat Durak’’tan daha çok haklılar. Herkesten haklılar. Ama yanlış bir sendika yönetiminin güdümünde kaldılar ne yazık ki’…
CHP İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ile görüştük geçenlerde.
Bu süreçte ücret indirimi ile sorunu çözmek için masaya oturanlardan dahası masadaki temsil yetkisi en güçlü isimlerden biriydi Nalbantoğlu.
Doğrudan Baykal’’ı temsil ediyordu çünkü.
Nalbantoğlu diyor ki; Kent A.Ş sorunu sendika aidatı yüzünden tıkandı.
Yani 30-40 bin lira maaş aldığı iddia edilen sendika yöneticilerinin çıkardığı ’‘aidat’’ krizi bu işi yokuşa sürmüş yani.
 Hüseyin Çalışkan’’a sordum. O daha da ekledi. Biz sendika aidatına da ’‘evet’’ dedik. Ama istekleri bitmedi. Bizim kapımızı çözüm için çalan da onlardı, kapıyı en sert şekilde kapatan da’’
Yani sendika yönetiminin bu süreçte günahı ağır’…
Öncelikle eylem yaptıkları belediyeler arasında ayrım yapıyorlar. İzmir’’de bile.
İkinci olarak Karşıyaka sanki özellikle seçilmiş bir eylem alanı gibi duruyor.
Üçüncüsü sapla samanı karıştırıyorlar.
Nereyi işgal edeceklerini eylemi nerede koyacaklarını bile bilmiyorlar. Ya da Karşıyaka’’ya kasıtları var. Sorunu yaratan AKP ile kol kola girerken belediyenin şantiyesini işgal edip, personele saldırıyor, Baykal’’a pet şişe atıyorlar.
Ondan sonra da tek çare bayram bayram gariban işçileri Ankara’’ya yürütüyorlar. Acaba aidat yüzünden masadan kalkan hangi yönetici pahalı ciplerinden inip işçilerle birlikte yürüyor şu anda?
Ve sendika Türkiye genelinde örgütlü olduğu belediyelerin yüzde 90’’ının CHP’’li olduğunu unutuyor mu? Bildiğim kadarıyla Baykal’’dan ’‘özür dilemek’’ için randevu isteniyor ve ’‘ret’’ yanıtı alınıyor. Yine bildiğim kadarıyla da CHP Genel Merkezi’’nden yetkili bir ’‘genel başkan yardımcısı’’ sendika genel başkanını arayarak, ’‘DİSK ile ilişkilerimizi gözden geçireceğiz’’ yanıtını veriyor pet şişe olayından sonra’…
Peki tek suçlu DİSK yöneticileri mi?
Bence değil. 270 işçinin sorunun çözemeyen ve buna karşın İzmirliden yüzde 60 civarında oy alıp 28 ilçe, Büyükşehir ve il genelde iktidar olan CHP en büyük suçlu.
CHP bu sorunu ne pahasına olursa olsun çözmeliydi. Pet şişeyi kafaya yemeden tabi ki’…
 
Ya iktidar partisi?
Zaten sorunun kaynağı iktidar partisi’… Karşıyaka’’yı orantısız bölüp, yetersiz bir yasa çıkararak’…
Sandalyelerin yarısını Bayraklı’’ya veren yasa, işçinin yarısını vermiyorsa burada ciddi bir sorun var demektir. AKP belki de Bayraklı’’yı kazanacağını düşünerek peşinen CHP’’li işçileri istemediği için böyle yaptı.
Ama sonrasında yavuz hırsız misali üste çıkmakla kalmadı, Kent A.Ş sorunu üzerinden ilçe ve İzmir genelinde siyaset yaptı. Karşılıklı ziyaretler, kongreye gelmeler vs’…
Türkiye genelinde 10 milyon kişinin işsiz kalmasından sorumlu olan iktidar, kendi yarattığı sorun yüzünden işten çıkarılan 270 kişi üzerinden siyaset yaptı.
Ve ben bunu onlara yakıştıramadım.
Dedim ya baştan. Olan gariban işçiye oldu diye’… DİSK yöneticilerinin bir düdüğü ile yatan, bir düdüğü ile kalkan, otur deyince oturup, kalk deyince kalkan gariban işçiye’… Kullanılan, istismar edilen işçiye’… Bayram bayram umutsuzca yürütülen işçiye’…