GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
25 Haziran 2024 Salı

Araplaşmaya yol verirsek!

Vahşi politika neler yaptırıyor!

CHP’nin çiçeği burnunda belediye başkanları…

İlçelerinde…

Ne kadar sığınmacı Suriyeli’nin açtığı işyeri varsa…

Tamamının “Arapça” yazılı tabelalarını indiriyor…

Belli ki…

İş çığırından çıktığı için…

Son yerel seçimde…

(14 büyükşehir… 21 il… 337 ilçe… 48 belde…)

420 belediye kazanan CHP’nin çiçeği burnunda başkanları huzursuz…

Hatta…

Huzursuzluktan öte…

Gözlerini kapatırlarsa…

En azından…

“Suç işlemiş gibi kendilerini hissedecekler…”

Oysa…

Geçerli olan yasalarımız…

Şunu diyor; temiz temiz…

Üstelik…

Herkesin anlayacağı bir şekilde:

“Tabelalarda yabancı diller ancak yüzde 25 oranında kullanılabilir… Yüzde 75'i Türkçe olmak zorundadır…”

Sinema tutkunları…

Amerikan filmlerine özellikle New York’ta çekilenlere…

Dikkat etsin…

Amerikan vatandaşı Çinliler…

Manhattan semtindeki…

Tarihin en eski ve en çok bilinen Çin Mahallesi…

Çince tabelalardan geçilmez ama…

O tabelaların yarısından fazlası İngilizce’dir…

***

Yine…

New York’ta “Little Italy” (Küçük İtalya) semti var…

Herkes İngilizce konuşuyor…

Kendi dilleri ile…

Evlerinde hasret gidiyorlar…

***

Bizim ekmeğimizi yiyen, suyumuzu içen Suriyeli…

Harf Devrimi ile…

Başımızdan def ettiğimiz Arapça harfleri kullanarak…

Neden ısrarla…

Kaderimiz ile oynuyor?

***

Bunları seslendirmemizin tek nedeni var…

Açalım konuyu…

***

Bir ay oldu; olmadı…

CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel, Soma'da konuştu…

“Suriyeli meselesi ve Arapça tabelalar'' konusunda…

Vatandaşların hassas olması gerektiğini savundu…

Yeni seçilen belediye başkanlarının…

Arapça tabelaları indirmelerini kınadı(!)…

Sadece kınamakla kalmadı…

Dayanamadı, şunları da söyledi:

“Bizim belediye başkanlarımız…

Çiğ popülizmin aktörleri olmayacaktır…

Arapça tabelalara yapılan saygısızlık ana dili Arapça olan milyonlarca Türk vatandaşına yapılmış olur…”

Nutkumuz tutuldu…

Ana dili Arapça olan milyonlarca Türk vatandaşı mı var?

Oysa…

Google Amca diyor ki:

“947 bin Arapça konuşan var…”

***

Özgür Özel’in…

Aslında…

Beş yıl önce bir siyasi çıkışı vardı…

Aynen şöyle:

“Sosyal Demokratlar olarak bir Suriyeli nefreti ya da bir göçmen düşmanlığı üzerine siyaset kuramayız; kurmuyoruz…”

Bugün değişen bi’şi var mı?

Yok!

***

Ne var ki…

Kızışan olayda…

CHP Lideri…

Bir adım daha atıyor, özgün düşüncesi istikametinde…

Aynan şöyle:

“İlgili yasalar var…

Belediye başkanlarımızın bu düzenlemeye uyması gerektiğini söyledik...

Yasalara uygun ihtarlar yapıp…

Sökülmesi için süre vermeden…

Belediye başkanının kendi eliyle tabelaları yırtması…

Fazladan popülizmdir…

Nezaketi koruyalım...

Kuranı Kerim'in ana dili de Arapçadır…”

***

İşte, burada durup…

Soluklanmamız gerekiyor.

Ardından da…

Birilerinin…

CHP liderine şunları hatırlatması gerekiyor:

* Belediye başkanlarının Arapça tabelalar hakkındaki eylemi yasal bir zorunluluktur... Tabelalarda yabancı diller ancak yüzde 25 oranında kullanılabilir… Yüzde 75'i Türkçe olmak zorundadır…

* Türkiye yurttaşı ancak anadili Arapça olan hiçbir vatandaşımız Arapça tabelaların kaldırılmasından rahatsız olmaz… Eğer kast edilen Suriyeli sığınmacı Araplar ise, onlar bu konuda görüş belirtemezler…

* “Kur'an’ın anadili Arapça’dır" ifadesi ile Arapça’nın kutsal dil olduğu kast ediliyorsa çok yanlıştır... Diller kutsal değildir, kutsal olan dinlerdir…

* İlahiyat Profesörü Şahin Filiz'in dediği gibi "Arapça Kur’an dili değildir; Kur’an Arapça’dır, o kadar…”  Arapça yazan tabelalar da âyet-i kerime değildir ki haklı olarak kaldırıldığında Türk halkı incinmez, memnun olur…

Bu uyarı demetini kaleme alan ise…

Binlerce yıldız öğrencinin yetişmesine katkı koyan…

Dr. Sakin Öner’in…

CHP Lideri Özgür Özel’e son sözleri hayli düşündürücü…

“CHP Genel Başkanının…

Belediyelerin yaptığı bu doğru tasarrufa karşı çıkması…

Ancak Suriyeli sığınmacıların…

Türkiye’de kalıcı olmalarını isteyenleri sevindirir…

Tabelalardaki yabancı kelimelerle mücadele eden…

Belediye başkanlarınızın önünü açınız…”

***

Bitiriyoruz…

Müsaadenizle…

Yıllar öncesini hatırlatarak…

Suriyeli sığınmacıların…

Türkiye’ye ilk ayak bastıkları tarih; 29 Nisan 2011’dir…

Demek ki, dolu dolu 13 yılı devirmişler…

Bir yıl içinde İzmir’e akın ettiler…

Hava güzel, iklim müsaitti…

Yatacak yer bulamayanlar Kültürpark’ta sabahlıyordu…

Her ağaç dibi, “umumi tuvalet” oldu…

Sonra işe yerleşmeye başladılar…

Ruhsatsız filan dükkan açtılar…

“Nerede senin ruhsatın?” diyen bile olmadı…

En iyi bildikleri iş, ne hikmetse…

Lokantacılık, ayakkabıcılık ve berber kalfalığıydı…

Biz Onlara acırken…

Bi’baktık…

Bu kentin medyası…

“İzmirliler, mülteci esnafın yemeklerini sevdi…”

Haberleri yapmaya başladı…

Üç / beş yıl önce Basmane’deki mülteci nüfusu…

Yerli Türk nüfusunu katladı…

Suriyeli lokantaları açılmaya başlandı…

Yalnız, bi’farkları vardı, diğer lokantalardan…

Fiyat, lezzet… filan değil…

Hepsi adam boyu “Arapça Tabela” asmaya başladı…

Kapılarının üstüne…

Bazı “acıma hissi yüksek” hemşehrilerimiz…

“N’apsın garip, memleketlisine ancak böyle sesleniyor!” diyerek…

Olayı Türk Filmi’ne çevirmeye kalktı…

Bu yozlaşmaya…

Bu görüntü çirkinliğine…

Ne mülki amir, ne belediyeler gıkını bile çıkarmadı…

Gerisi çorap söküğü gibi geldi…

Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı İzmir’in göbeği…

Kargacık, burgacık yazılmış “Arapça Tabelalar” ile renklendi!

***

Şimdi, burada duralım ve 90 yıl öncesine gidelim…

***

Atatürk, neredeyse bir asır önce Harf Devrimi’ni gerçekleştirdi…

Yeni alfabeyi ilk öğrenen Gazi oldu ve…

Müthiş bir sürpriz yaptı…

4 Ağustos 1928 gecesi, Başbakan İnönü’ye…

Yeni harflerle mektup yazdı…

Sihirli komut şuydu:

“Anlamak zorundasınız…”

Güzel Türkçemizi, biz işte böyle kazandık…

***

Yıllar önceydi…

Yine bu köşede…

“Mecbur muyuz Arapça tabelalar görmeye?” diye yazmıştım…

Hatta…

İlle de “Türkçe” bir ad bulunması önemli değil…

Önemli olan…

“Türkçe Yazılması” dedim…

Hatta ve dahi Almanya’daki gurbetçilerden örnek verdim:

Bizimkilerin astığı tabelada…

Türkçe “Döner” kelimesi var ama tabelanın bütünü şöyle:

“Türkisch Döner Haus”… Yani; “Türk Döner Evi”

***

Suriyeliler yıllardır Basmane’de bu tabelaları…

Göstere göstere asıyorlar…

O dükkanların önünden geçerken…

Kendinizi Şam’da filan zannediyorsunuz…

Soru şu:

Göstermelik bir-iki atraksiyon dışında…

Sizce…

Neden şimdi?

O Arapça tabelalar bir “yıldırım harekat” ile indiriliyor?

Gerçekten yasak ise…

Neden yıllardır o tabelaların asılı kalmasına izin verildi?

Nokta…

Sonsöz: “Merhamette güneş gibi ol; cömertlikte akarsu gibi ol; tevazuda toprak gibi ol; ayıpları, kusurları örtmekte gece gibi ol… / Hz. Mevlana…”