Asırlık yaşıyla...
Gurur duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti...
(*)“Nev-i Şahsına Münhasır”...
Politikacılarıyla son derece renklidir...
Mesela...
Süleyman Demirel’in şu sözü hiç unutulmaz:
“Bu fötr şapkayla altı defa gittim; yedi kere geldim; şapkam tatilde de çalışır!”
Bülent Ecevit, bu ülkeye yıllarca başbakanlık yaptı ama...
“Güneş Motel Vakası” öncesi bi’cümlesi var ki; akıllardan çıkmaz:
“İyi kişilikli ve kumar borcu olmayan 11 milletvekili arıyorum...”
***
Böylesi bir yazının kahramanı...
Denizlili bir siyasetçi / eski bakan...
Aslında...
Ege’nin yükselen yıldızı Denizli’den...
Görüntü olarak biraz (**)“Cool” fotoğraf verse de...
Sohbeti olağanüstüdür...
Bilge’dir...
Hem işadamı hem de politikacı olarak...
Denizli’de “yıldız” olarak anılır...
Kentin tarihinde ilk kez...
(2004 / 2011 arası...)
Denizli Belediye Başkanlığı’nı AK Parti ile buluşturdu...
Recep Tayyip Erdoğan...
O’na çok güveniyordu...
2004 - 2011 arasında...
Yakasında başarıyla Denizli Belediye Başkanlığı rozetini taşıdı...
Yıllarca İktidar Partisi’nde özel görevler üstlendi...
Bu güzel ülkenin...
Kesintisiz beş yıl Ekonomi Bakanlığı’nı yaptı...
Takvimler...
2019’u gösterdiğinde...
Erdoğan, O’na...
“Hayırlı olsun; partimizin İzmir Büyükşehir Başkan adayısın!”
Deyiverdi...
Çok zeki bir politikacıydı...
Büyük olasılıkla “bu görev içine sinmemişti” ama...
İzmir’e adımını atar atmaz...
Adeta...
İzmir için yanıp / tutuşan bir fotoğraf vermeye başladı...
N’itekim...
Bu kentin gazetecileri beklenen soruyu patlatıverdi:
“Sayın Zeybekci, siz de İzmir’i istiyor musunuz?”
Nihat Zeybekci...
Son yılların en şirin ama bi’o kadar şaşırtan cevabını verdi:
“İzmir mahallenin en güzel kızı, kim istemez? İzmir, Anadolu'nun en güzel kızı, en güzel şehri... Doğuştan en güzel şehri... Hayırlısı olsun...”
***
İzmirli...
Sevemedi o “mahallenin en güzel kızı” esprisini...
Tavrını hemen sergilemedi ama...
İzmir’de kaybeden...
AK Parti’nin adayı eski bakan Nihat Zeybekci oldu...
Tunç Soyer...
Zeybekci’ye “yarım milyon” fark atmıştı...
Yüzdeye vurduğunuzda CHP adayı %58’in üstünü yakalamış...
AK Parti adayı yaklaşık %39’da kalmıştı...
“Mahallenin en güzel kızı”na erişmek hiç de o kadar kolay değildi...
***
Nihat Zeybekci, İzmir’i hiç unutmadı...
Bu kesin...
Mahallenin “en güzel” kızı ise...
Talibini önce “tartıya” çıkardı; kilo hesabını ise sandığa bıraktı...
Bugünün siyasi arenasında yaşanan önemli ayrıntı ise...
Bir kez daha...
Nihat Zeybekci’yi hatırlattı...
Nasıl hatırlattı?
Okumaya devam!
***
Geçtiğimiz günlerde...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci...
Yıllar, yıllar sonra...
Adını Bülent Ecevit’ten alan...
Gencecik (49 yaşındaki) CHP’li Bülent Nuri Çavuşoğlu...
Denizli Belediye Başkanı seçimini kazanınca...
Farklı bir tepki gösterdi; şöyle dedi:
“İlk icraatlarına ve şehrin en önemli meselesini çözmek üzere aldıkları karara baktığımızda Denizli Büyükşehir Belediyesi’ne ait işletmelerde alkollü içki satışı için onay vermişler... Bu şehrin böyle bir şeye ihtiyacı yok...”
Denizli’nin çiçeği burnunda...
CHP’li başkanı Çavuşoğlu sesini çıkarmadı ama...
Nihat Zeybekci’nin söyleyecekleri bitmemişti...
Devam etti, eski ekonomi bakanı:
“Denizlili hemşehrim belediye tesisine gittiğinde, (Orası belediyenin yeri, burası güvenlidir, ucuzdur, sağlıklıdır; burası bütün Denizli’nindir...) der... Ama oraya gidip de yan tarafta iki kadeh içtikten sonra zıvanadan çıkan insanla muhatap olmak istemez benim vatandaşım... Belediye kanununun onlara vermiş olduğu yetkiyle böyle bir karar almamaları gerekiyordu, aldılar... Biz de AK Parti olarak bununla ilgili hukuki süreci derhal başlatacağız...”
***
Oysa...
Beş yıl geriye gittiğinizde...
Bi’de bakıyorsunuz ki...
İktidar partisi adına...
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna talip olan...
Nihat Zeybekçi...
Talip olduğu İzmir’i işaret derek...
O dönemde “alkollu içki”ye karışmayacağını söylemiş...
Hatta şöyle demişti:
“Belediyenin kafelerinde alkol satışını neden kaldıralım?
Mekanları, neden taşıyalım?
Bu uygulamaların hiçbirisi ile bir problemimiz olmayacak...”
***
Bitiriyoruz...
Bi’kez daha beş buçuk yıl önceye gidelim...
Tarih; 2019 yılının 8 Şubat’ı...
O günlerde...
“Arzular Şelale” misali...
İzmir’i yönetmeyi şiddetle kalbinden geçiren...
Nihat Zeybekci...
Gazeteci Şirin Payzın’ın sorusuna cevap veriyor:
“Yaşam tarzı tartışmalarıyla İzmir'e haksızlık yapılıyor... Bunlar gericilik ve yobazlıktır...”
Bir soru daha:
“AK Parti’ye yönelik genel bir ön yargı var, şarap üretimine teşvik vermeyi düşünür müsünüz?”
Cevap aynen şöyle:
“Alkollü içki üretimini destekleyerek geldik... Hükümet olarak yerli içki üretimimizi, diğer ülkelerden ithal edilen ürünlerin üzerine koyduğumuz vergilerle koruyarak geldik...”
Siz de bilirsini ya; yine de söyleyeyim:
Kalpten kalbe bir yol vardır...
Bazı prensipler “yumuşak yumuşak” değişsin diye...
Nokta...
(*) Nev-i Şahsına Münhasır: Kişiliğiyle herkesten ayrılan, kendine özgü kimse...
(**) Cool: “Genellikle sakin, kendinden emin, havalı ve çekici kişiler için söylenir... Cool olarak nitelendirilen insanlar, sosyal ortamlarda daima rahat ve kendinden emin bir tavır sergiler...”
Hamiş 1: Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin bugünkü çoğunluğunu elde eden CHP’yi, 52 üye temsil ediyor... AK Parti 16, Yeniden Refah 2, MHP ve BBP ise, Meclis’ie “birer” üye yerleştirebildi...
Hamiş 2: Nihat Zeybekci’nin, beş buçuk yıl öncesi Atatürkçü seçmene mesajı aynen şöyleydi: “Atatürk yüzde 25'lik bir partinin insafına mı kaldı, Atatürk anti-emperyalist duruşuyla bağımsızlığın sembolüdür, 85 milyonun kahramanıdır ama herkesin sevme şekli başkadır...”
Sonsöz: “İzmir’de herkes oyuncu olmak ister; kimse seyirci olmaktan memnun değildir ve bu nedenledir ki; her maçı(!) oyuncular kazanır! / Anonim...”