GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
14 Haziran 2024 Cuma

CHP’nin ‘sancak gemisi’ bunları neden yaşıyor?

Başlıktaki “İzmir Güzellemesi”

Sizi şaşırtmasın…

Yakıştırmanın sahibi…

CHP’nin genç Kaptanı Özgür Özel

“İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkan adayı kim olacak?”

Sorusuna bakın nasıl karşılık vermişti:

“İzmir; CHP’nin Amiral gemisidir… En zor tayin Amiral Gemisi’ne yapılır!”

Doğrudur…

Ancak, az-biraz eksiktir:

“Amiral Gemisi, enginlerde göreve giderken, kaptanı kim olursa olsun desteğe ihtiyacı vardır…”

…Ve, an itibarıyla gün gibi ortadadır ki…

“CHP’nin Amiral Gemisi, yalnız kalmıştır ve hali acıklıdır…”

Döneceğiz, tabii ki buraya…

***

Sandıklar açıldıktan sonra…

İzmir’in yeni belediye başkanları

Bayram havası yaşıyordu…

Ziyaretlerin…

Önünü almak mümkün değildi…

100 yaşındaki CHP…

49 yaşındaki gencecik Genel Başkanı liderliğinde…

46 yıl aradan sonra birinci parti olmuştu ve…

Ülke genelinde 22 yıl sonra…

Yerel seçimde ilk kez AK Parti'yi geçmişti…

Hatay hariç…

Mevcut büyükşehirlerinin hepsini korudu…

İlave bile yaptı…

Bursa, Balıkesir, Denizli, Afyon ve Manisa büyükşehirlerini de kazandı…

***

Sevinç dalgası hakimiyetini sürdürürken…

Yeni belediye başkanları koltuklarına yerleşti…

Ne var ki…

O gencecik, CHP belediye başkanlarına…

Tanıdık, tanımadık…

Arkadaş, akraba…

Hatta…

“Ben senin babanı bile tanırım; asker arkadaşıydık!” diye başlayan…

Ve sarılıp, öpüşmeyle devam eden…

“Hayırlı olsun!” ziyaretleri…

Her nedense…

Bi’türlü sona ermiyordu…

Çay / kahve muhabbeti uzadıkça…

Yeni başkanlar da “sıkıntıdan patlayacak” hale geliyordu…

Ha’di…

Diyelim ki; “bunlar da geçecek” ama…

İzmir Büyükşehir Belediyesi n’apsın?

Yerel seçim geride bırakalı…

Bugün itibarıyla…

“75 gün geldi / geçti…”

Bu kentin Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay

Özgür Bey’in tanımıyla…

Amiral Gemisi’nin Kaptan Köşkü’nde…

Bir kerecik “Ohhh!” diyemedi…

Belediye binasının önü…

“Ana-baba Günü”

Bu nasıl bi’iştir?

İşçi – memur ne kadar haklı?

Belediye ne ölçüde ne yapmaktan yana?

Her iki sorunun cevabının altında…

“Ekmek parası” yatıyor…

***

İzmir’in büyük başkanı dahil…

İlçe başkanları ile…

Sendikanın sahip çıktığı personel arasında…

Hiç mi?

Tatlıya bağlanacak bi’nokta bulunamıyor?

***

Oysa…

Çok değil…

Takvimler “10 Mart 2024”ü gösterirken…

(Seçime 20 gün vardı…)

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Dr. Cemil Tugay

Hemşehri dernekleriyle buluşmuş…

(Dikkat! Burası çok önemli…)

Türkiye’deki işsizlik ve yoksulluğa dikkat çekerek…

Ardından samimi bi’şekilde şunları söylemişti:

“Kimse bu insanların neden yoksul ve işsiz olduğunu sormuyor... Ülke neden adaletsiz diye sormuyor... Bunlar kader değil… Nasıl Avrupa ülkelerinde insanlar bunlara ihtiyaç duymadan yaşıyorsa Türkiye’de de olabilir... Türkiye’yi sosyal adaletin olduğu bir ülkeye rahatlıkla dönüştürebiliriz… Bu mücadeleyi de en iyi CHP yürütür…”

Alkış, kıyamet gibiydi…

***

Sonrası kahrediyor…

İzmir’de…

Şimdi…

Beterin beteri(!) bir tablo yaşanıyor…

Seçimden önce işe girenlerin görevlerine sona veriliyor…

Sendika ise…

“Hayır; olamaz!”

Feryadını basıyor…

Peki, kim aldı onları seçim öncesi işe?

Nasıl alındı?

Bi’kez olsun; sendikacı arkadaşlara…

Ve dahi…

O sırada “vedaya hazırlanan” önceki başkana…

Veya O’nu etkileyenlere…

“Bu iş patlarsa herkes altında kalır!” diyen çıkmadı mı?

Çıkmadı…

Yeni başkanların…

Çaylar… Kahveler… İyi dilekler… Beklentiler… Arzular…

Arasında “görevlerini yaptıkları” sanılıyordu…

Oysa…

Şimdi “tsunami” İzmir’de belediyeleri önüne katmış…

Sürükleyip, götürüyor…

Bu da İzmir’de “milli huzursuzluk” yaratıyor…

20 / 30 gün önce “işe girme sözü” alanların…

Dünyası karardı diye…

Kendisinden başka “ağlayan” var mı?

Var!

Eşi ve çocukları…

Ne acı yarabbi!

***

Kafalar karışmasın ama…

Çiğli gibi bir ilçede şu yaşananlar…

Aslında…

Belediyelerle… Çalışanlarıyla… Sendikalarla…

İnanılmaz bir olaydır…

Çiğli’nin çiçeği burnunda Belediye Başkanı…

Onur Emrah Yıldız’ın anlattıklarına kulak verir misiniz?

“Adaylığımın açıklanması sonrasında da yoğun işe alımlar gerçekleştirildiğini tespit ettik… Aralarında İzmir’de ve Çiğli’de yaşamayanlar, hatta yurt dışında olanlar; işe gelmeyenler yer alıyor... Aldığımız kararın nedenlerini biz yaratmadık; bunu yapmaya mecbur kaldık, mecbur bırakıldık…”

Eee, daha he desin Çiğli’nin yeni Belediye Başkanı?

Günün sorusu şu:

“O işten atılanları Çiğli’ye seçim öncesi kim ya da kimler aldırdı?”

Bulun gerçek cevabı, bitsin bu kavgalar!

***

Gelişmeler “iki parça” halinde yürüyor…

Birincisi; seçim’den önce…

Belediyeler’e alındığı iddia edilen işçiler ve yöneticiler…

İkincisi; toplu iş sözleşmesinde görüşmeler tıkanınca sendika üyesi memurlar da iş bıraktı…

Ayıkla pirincin taşını!

***

Soru şu?

Kocaman sıkıntılar neden sadece İzmir Büyükşehir’de ve…

İzmir’in ilçe belediyelerinde yaşanıyor?

Neden CHP’nin bayrağını diktiği başka kentlerde yok?

Acaba?

İzmir, “özel siyasi bir proje”nin deneme tahtası yapılmak mı isteniyor?

***

Kıdemli bir sendikacının dediği gibi…

“İzmir’de memurlar ilk kez büyük belediyesinin kapısını zorluyor ve camları kırıyor… Agrasif bir durum var… Eğer kıymetli bir vazoyu kırarsanız, bi’daha aynı vazo olamaz… Bunu belediye başkanlarının da unutmaması gerekiyor…”

***

Bitiriyoruz…

Kıdemli “ağabey gazeteci” olarak…

Şunu hatırlatmamda yarar var…

Merhum Osman Kibar’dan (Asfalt Osman) bu yana…

Bu kentin son yarım asırda görev yapan (*)“Şehrül-Emin”leri…

İhsan Alyanak… Cahit Günay… Ceyhan Demir… Burhan Özfatura… Yüksel Çakmur… Ahmet Piriştina… Aziz Kocaoğlu… Tunç Soyer…

Bu kadim kent için özveriyle görev yaptılar…

Bir olay hariç…

Belediye işçilerinin ve bağlı oldukları sendikaların…

Tam da bugünleri hatırlatan…

Şaşırtan sert eylemleri olmadı…

Belediye binasının camlarını kırmak ne demek?

O “hariç” dediğim olay da...

Taaaa, Yüksel Çakmur Başkan döneminden…

Merhum Turgut Özal’la birlikte yerleşme başlayan…

Özelleştirme ve taşeronlaşma politikalarına karşı…

İzmir Büyükşehir Belediyesi işçileri…

7 Ocak 1992'de Ankara’ya başlattıkları ve…

28 gün süren “Ölüm Yürüyüşü”nün üzerinden 32 yıl geçti…

Sonra…

Her şey tatlıya bağlandı…

***

Bitiriyoruz…

İzmir’de yaşananlar…

Dört buçuk milyon kentsoyluyu huzursuz ediyor…

İşçilerin de memurların da…

Daha dikkatli olması şart…

Ve…

Doğrudan halkın oylarıyla…

İzmir’in en büyük kamu koltuğunda oturan…

Büyük başkanların…

Biraz daha duyarlı…

Olmalarında büyük fayda var…

Bu tartışma…

İllaki bitecek…

Ama…

Eve ekmek götüren çalışanlar zarar görmesin…

Büyük başkanlar da…

Her zamankinden daha sabırlı olsun…

Bu olay böyle kalmayacak…

Yakında sona erecek…

Ne var ki…

Devam ederse…

Bana kalırsa (ki kalmaz ama ben yine söyleyeyim!)

“İzmir büyük ve tamiri zor ciddi yara alacak!”

Belki de o yarayı tamir edemeyeceğiz(!)…

Yazık değil mi?

Nokta…

(*)Şehrül-Emin: Şehrin emin kişisi, emin insanı. Yani bugünkü manasıyla seçilmiş belediye başkanıdır. Bu da şehrin imarından, turizminden, çöpünden, suyundan, çevresinden, bünyesinde bulunan şirketlerden ve o yerleşim yerinde yaşayanların refahından vb. gibi şeylerden sorumlu kişi demektir…

Hamiş: “Aday belirleme sürecinde (İzmir partimizin sancak gemisidir…) demiştim... Bugün sancağı yere düşürmeyen, CHP sancağını onur ve gururla taşıyan birtakım kötü niyetlilerin beklentilerinin aksine 30 belediyeden, 28'ini bizlere armağan eden İzmirliler’e yürekten teşekkür ediyorum… / Özgür Özel – CHP Genel Başkanı…

Sonsöz: “Kırıldığında insanlarla arana mesafe koyman gerekir… Hissediyorlarsa yanına geleceklerdir… Gelmiyorlarsa doğru mesafeyi buldun demektir… / Anonim…”