Başlık biraz bilmece gibi ama devamı şahane…
Üstelik…
100 yaşındaki Cumhuriyet’e adeta “hayat dersi” gibi!
***
Yıllar, yıllar önceydi…
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarıydı…
Atatürk…
Genç Türkiye’nin…
Dünya ekonomisinde söz sahibi olmasını istiyordu…
Ne var ki…
Yedi düveli dize getiren Türkiye’nin parası yoktu…
Şahane fırsatları değerlendiriyordu Gazi Mustafa Kemal…
Fabrikalar…
Kurumlar…
Kuruluşlar…
Arka arkaya bacalarını tüttürmeye başlamıştı…
Unutulmaz örnekler her geçen artıyordu…
Mesela…
İskenderun Demir Çelik’i…
Son vidasına kadar Ruslar yaptı…
Bedelini parayla değil…
Rusya’da yetişmeyen “domates” ile ödedik…
Aynı Rusya…
Seydişehir Alüminyum’u yarattı…
Borcumuzu “portakal” ile kapattık…
Bitmedi…
Nazilli Basma fabrikası…
Kayseri Sümerbank Tekstil fabrikası…
Şişecam fabrikası…
Ve daha niceleri…
Ruslar tarafından gerçekleştirildi ve…
Ödemesi “portakal” ile yapıldı…
Hepsinin karşılığını…
Sebzeyle ve narenciye ile ödedik…
***
Biz, o günlerden bugünlere…
Kendi göbeğimizi keserek geldik…
Kimselere muhtaç olmadık…
Taaaa ki…
Takvimler bugünleri gösterinceye kadar…
An itibarıyla…
TÜİK'e göre geçen ay (Mayıs) aylık enflasyon yüzde 3,37…
Yıllık enflasyon yüzde 75,45, oldu…
ENAG'a göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 5,66, yıllık enflasyon yüzde 120,66 oldu…
***
Sonuç…
Pahalılıktan kimi evlere ekmek girmiyor…
Pazarda çöpe giden meyve / sebzeyi toplayanlar(!) çoğaldı…
Çocuklar yeterli beslenemiyor…
Nasıl büyüyecekler?
Nasıl boy atacaklar?
Bitmedi…
Hastalıklar çoğaldı…
Farkında değil miyiz?
***
Neden böyleyiz?
Geçmişten…
Ders alamadığımız için…
Bu haldeyiz!
***
Tam 33 yıl önce bugünler…
Yani…
Basit hesapla…
Taaaa, 12 bin gün önce…
Türkiye Cumhuriyeti’nin…
1991’li yılları…
Rahmetli Süleyman Demirel’in…
(Kendi ifadesi ile…)
“Altı kez gidip, yedinci kez iktidara geldiği günler…”
Takvimler, Kasım ayının sonunu gösteriyor…
Başbakan Süleyman Demirel…
Cumhuriyet tarihinde ilk kez…
Seçime giren siyasi partilerin genel başkanları ile buluşuyor…
O günlerde…
Memleketin çarşı – pazarı alev alev…
Cumhuriyet tarihinde ilk kez…
Tüketici enflasyonu yüzde 71,1…
Toptan enflasyon ise yüzde 63,2…
Memleket hayat pahalılığından yanıyor resmen!
***
Başbakan Süleyman Demirel…
Masada…
Aralarında başbakanlık yapmış…
Farklı ideolojileri temsil eden liderleri selamlıyor önce…
Prof. Dr. Necmettin Erbakan… Bülent Ecevit… Mesut Yılmaz… Prof. Dr. Erdal İnönü… Doğu Perinçek…
Fotoğraf karesinde yer alanlar…
Başbakan Demirel’i…
Dikkatle dinliyorlar…
İşte…
“Baba”nın o tarihi konuşmasından en çarpıcı bölüm:
“Enflasyon bana göre siyasi değil, bilimsel bir olay… Doğru yaparsanız enflasyon, makul sınırlar içinde kalır… Yanlış yaparsanız enflasyon alır başını gider… Enflasyon devletleri yıkan; milletleri de içinden bozan bir olaydır… Enflasyon sadece bir pahalılık olayı değildir… Ahlâkı bozar; borcu olan borcunu ödeyemez; alacağı olan da alacağını alamaz... Hırsızlıktan, soygunluktan fuhuşa kadar hemen bütün kötü yolları açar... Toplumun içini bozar.. Onun için Batılılar enflasyona (Bir numaralı halk düşmanı!) derler… Batı enflasyondan fevkalade çekinir... Serbest piyasa ekonomisini uygulayan ülkelerde enflasyon hemen hemen yüzde 5 ve 5’in altındadır… Demek ki, enflasyon bir milletin kaderi değildir…”
***
Diğer liderler bilgilendiler ama…
Hiç konuşmadılar…
Toplantı sona erdi…
***
O buluşmanın üstünden 33 yıl geçti…
Enflasyon belası…
Türkiye için “mumlayanmış” gibi…
Hep karşımızda…
Durdurabilirsen, durdur!
Durum acıklı!
***
Bitiriyoruz…
Çocuklar beslenemezse büyüyemezler…
Bu güzel memlekette…
Beş yaşından küçük…
Her üç çocuktan biri olumsuz besleniyor…
İki yaşından küçük her üç çocuktan ikisi de yetersiz gıda alıyor…
Nokta…
Sonsöz: “Bu fötr şapkayla altı defa gittim, yedi kere geldim... Meydanlara çıksam Tayyip Erdoğan’ı yenerim… (Süleyman Demirel – Dokuzuncu Cumhurbaşkanı… Vefatından kısa bir süre önce…)