GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
8 Ekim 2022 Cumartesi

Acıyor…

Yine… Bir hazan mevsimi…

Yine hüzün…Ve yine dilime düşüveren bir Turgut Uyar şiiri…

“Eylül toparlandı gitti işte  / Ekim filan da gider bu gidişle”dizeleri ile…

Hazan ve hüzünün o mahzun o birlikteliğini…

“Acıyor” adlı şiirinde ne güzel tasvir ediyordu şair …

Ekim ayından da gün be gün tükenmeye başladı zaman… 

Bir tek sabrımız kalmış meğer tükenmemeye direnen…

Hani taş olsa çatlardı dedirten cinsten… 

Sabrettikçe daha çok acıyan, daha da çok kanayan…

Hani o…Sarıp sarmalamaları bir türlü başaramadığımız.

Büyüdükçe büyüyen, deşilen yaralarımız.  

***

Bir Ekim gününün gecesiydi…Mevsim hazandı… 

Gündeme düşen haberler…Sanki korkunç bir masaldı…

Ankara’da, söylenemeyen o şarkının…Bütün mısraları hazin, nağmeleri hüzündü…

Onur Şener adlı gencecik müzisyen bir babanın…

Cam kesiklerinin kanattığı yüreği durmuş…

Çok sevdiği minik kızına söylediği bütün şarkılar…Birer birer susmuştu.

***

O şarkı söylenecek, bu türkü çığrılacak! gibi…

Süfli nefsani isteklerinin esiri olmuş insanların…

İstedikleri şarkı söylenmeyince kopan kızılca kıyamet … 

Bu süfli ruhsuzların…Dayattığı bu acımasız dünya düzeninde yaşarken…

Mutsuzluktan söz edilmeyen, sevinç dolu hayat hikayeleri yazılamaz olmuştu…

Bir türlü nedense.

***

“Acıyor…” diyordu şair… Kanayan, büyüyen, acıyan o yaralara  dikkat çekerek… 

“Mutsuzluktan söz etmek istiyorum / Dikey ve yatay mutsuzluktan 
Mükemmel mutsuzluğundan insan soyunun”


Ve…

“Sevgim acıyor” sözleri ile…Adeta, toplumumuzu kemiren sevgisizilik illetine dem vuruyordu.

Şairin sözleri ile…“Ne denmelidir bilemiyorum… Sevgim acıyor”

O dikey ve yatay mutsuzluktan başka…Söylenecek bir söz kaldı mı geriye?

Tepeden aşağıya, soldan sağa,bir uçtan bir uca… 

Toplumun tüm katmanlarına sirayet eden…Dört bir yanımızı çepeçevre kuşatan…

Şehirliyi, köylüyü, memuru, işçiyi, öğrenciyi, öğretmeni, doktoru, hekimi, hakimi, bürokratı, sanatçıyı, genci, yaşlıyı, çoluğu, çocuğu…

Sarıp sarmalayan o  mükemmel mutsuzluk…Nasıl da kendi kendini besliyor… 

Mayalandıkça mayalanıyor, arttıkça artıyor…

Ve sari bir hastalık gibi yayıldıkça yayılıyordu…Ülkeye hayatiyet veren tüm uzuvlara…

***

Çok uzun zamandır…

İyiliğe güzelliğe dair kurulacak cümlelere söz bulamaz olduk biz… 
Sevinçli bayram sabahlarına uyanamaz olduk…

Yıldızlı akşamların konserleri dağıldı, şarkılar suspus… 

Yalnızca ağıtlar yükselir oldu, yıldızsız gecelerde göklere… 

Tükettik, yok ettik tüm sevinçlerimizi…Hızlıca tükettiklerimiz gibi.
Velhasılı…Sızım sızım sızlıyor, acıyor her bir yanımız… 

***

O sevgisizlik illetine bir çare bulalım önce…İyi dilek, dua ve temenniler pusulamız olsun…

Tüm semavi dinlerin, tüm peygamberlerin, tüm kutsal kitapların, tüm meleklerin lisanı ile.

İslam dininin kutlu kıldığı bu kandil gününde, el açıp yalvaralım yaradana… 

Zulümlerin son bulduğu, mazlumların tüm zulümlerden azad olduğu…

Sevgi dolu  bir dünya dileyelim…Yaraladıkça yara alan…İnsan soyuna…