GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
16 Eylül 2022 Cuma

Yılmaz Özdil eli ile… Bir arzuhalim var!

Geçen hafta bu gündü… 

Yüz yıl öncesinin işgal acılarını ve kurtuluşun sevinçlerini günümüze taşıyan…

Hafızalara büyük bir özenle kaydolan…

O muhteşem 9 Eylül 2022 gecesi…

Altmış beş yıllık ömrümün altmış yılına, aklımın erdiğini varsayacak olsam… 


Hiç kesintisiz altmış yıl üst üste yaşadığım… 

 

Her biri, birbirinden coşkulu ve anlamlı… 

Dokuz Eylül İzmir'in kurtuluş günü hikayesi yazıveririm birbiri ardı sıra…

Lakin… Bu seneki bir başkaydı…

Cumhuriyet değerlerinin yüz yıl içindeki birikimiydi… 

O birikimin gücünün sürükleyip getirdiği teknolojinin aydınlığında…

Gündoğdu meydanından tüm yurda yayılan coşkulu bir seslenişti…

 

Hologram gösterisinin büyüleyiciliğinde… Rengarenk, ışıl ışıl, şıkır şıkır bir görsel şölendi…

 

Sanata özlemdi… Sanatın birleştirici ve iyileştirici gücü ile meydanları doldurmaktı… 

Hülasa… Meydanları dolduran milyonlarca kişi ile emperyalizme karşı meydan okumaktı… 

***

Keşke… 

Tarkan’ın; yüce bir gönülle sergilemiş olduğu o her türlü övgüye değer performansına…

26 Ağustos Büyük Taarruz ve 9 Eylül İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşu üzerine sahnelenen…

Milli duyguları ayağa kaldıran o kıymetli koreografiye…


Gölge düşüren o kavram kargaşası yaşanmamış olsaydı.

Keşke… 

İzmir BB Başkanı Tunç Soyer’in konuşmasına ilham olmuş…

M. Kemal Atatürk'ün 1927 yılında kaleme aldığı dokuz yüz sayfalık nutuk adlı o muhteşem eserin…

Gençliğe hitabe bölümleri… Üstüne basa basa ve tırnak içinde Atamızın dilinden okunmuş olsaydı… 

Ve keşke…

Yüz yılın o büyük sevincini burnumuzdan getiren…

Ağzımızın tadını  kaçıran bu saçma sapan siyasi polemikler yaşanmamış olsaydı…

Ve ben, kaleme aldığım bu yazımın her satırını…

Yüz yıla şahitlik eden o muhteşem gecenin yaşattığı o emsalsiz duygularla…

En güzel övgü cümleleri ile bezeyip  bir sonraki seneye ısmarlamış olsaydım.

***

Ve keşke… Kurtuluş gününü takip eden günlerin bir sabah serinliğinde…


Fevzipaşa Bulvarını Gazi bulvarına bağlayan… Halit Ziya Bulvarına yolum düşmeseydi…

Bir binanın duvarına çakılmış, görülüp görülmediği ve dahi okunup okunamadığı belli olmayan…

Yazıları silinmiş; şu garip, şu biçare mermer kaidenin gözüme ilişmesi ile…

O iflah olmaz İzmirlilik damarım kabarmasaydı da…

O mermer kaidenin sessizce anlatmaya çalıştıklarını anlamasaydım!…

Halit Ziya Bulvarı isminin, Halit Ziya Uşaklıgil’e izafeten verilmiş olduğunun bu şehirdeki farkındalık boyutunu

Ve…

Halit Ziya Bulvarı isminin Halit Ziya Uşaklıgil Bulvarı olarak revize edilerek…

Kent belleğine kaydetmenin şart olduğunu… Düşünüp de üzülmeseydim… 
Keşke… Kendi yalnızlığında duvara asılıp kalmış… Şu mermer kaideyi görmemiş olsaydım!



***
Ve… Aynı gün içinde… 

Takipçisi olduğum Yılmaz Özdil’in ‘Tarkan’ başlıklı köşe yazısı…

Gündemin tam ortasına büyük bir hızla düşüveriyordu… 

Her satırını, artan şaşkınlık içinde… Okudukça okuyordum

İzmir’in sokak isimleri ile ilgili görüş tavsiyelerde bulunan Yılmaz Özdil… 

Harfi harfine şöyle diyordu…

(Yunus Emre’den Tevfik Fikret’e, Yahya Kemâl’den Orhan Veli’ye, Ayhan Işık’tan Kemâl Sunal’a, Aziz Nesin’den Yaşar Kemal’e, Özdemir Asaf’tan Sait Faik’e, Sadri Alışık’tan Tarık Akan’a, Orhan Kemal’den Fakir Baykurt’a, Atilla İlhan’dan Can Yücel’e, Muzaffer İzgü’den Rıfat Ilgaz’a, Necati Cumalı’dan Bekir Yıldız’a, Bedia Muvahhitten Ayfer Feray’a, Cahit Külebi’den Halikarnas Balıkçısına, edebiyatımıza, sinemamıza, tiyatromuza damga vuranların İzmir’de adı var.)

Ve heyecan dolu satırları şöyle devam ediyordu… 

“Bu unutulmaz anı’yı yaşatmamızı sağlayan İzmir Büyükşehir belediye başkanımız Tunç Soyer’den bir İzmirli olarak rica ediyorum. Gündoğdu’ya çıkan sokaklardan birine, İzmir’in sosyokültürel tarihine geçen Tarkan’ın adını verin, ilelebet hemşehrimiz olsun.” 

Ve akabinde gelen bir müjdeli haberle yine şöyle sesleniyordu usta gazeteci hemşehrim.

”İzmir büyükşehir belediye Başkanı değerli Tunç Soyer bilgi verdi, sürprizi kaçmasın diye yazmıyorum, hayalimin üstünde şahane bir gelişme var“ 

***

Bir vakitler…

Benim de, aynı halisane duygularla dile getirdiğim… 

Aynı heyecanla İzmir Büyükşehir Belediyesine sunduğum dilekçeler geldi aklıma… 

Birden hayale kapıldım! 

Sonra…

Bu dilekçelere karşılık, tarafıma gönderilen cevabi yazılarda…

Alınan meclis  kararına dayanak gösterilen…

3/ 01/ 2014 tarihli ve 05.22 tarihli ‘ilke kararını’ hatırladım birden!..

E besbelli ki… Gerekli hallerde ‘bu ilke kararları‘ uygulanmıyor olmalı! 

Diye geçirdim içimden ve sevindim.

Bir umut düştü yüreğime… Keşke dedim… Yılmaz Özdil büyüğüm…

Bu şehrin hafızasına mutlaka sahip çıkılmalı diyerek, kişisel beklentinin üzerinde bir serzenişle kaleme aldığım…

Ege’de SonSöz sayfalarında yayımlanan…

https://www.egedesonsoz.com/yazar/Paha-bicilmez-miras-/16622/

https://www.egedesonsoz.com/yazar/Kolombiya-ve-Brezilya-sokak-isimlerinin-esbab-i-mucibesi-nedir/17289/

02 Aralık 2021 ve 17 Haziran 2021 tarihli şu yazılarıma bir göz atıverirse…

Her zaman gururla andığı, Türkiye’nin gelişimine yön vermiş o şanlı okulun kurucusunun isminin…

‘İlke kararları’ uygulanıyor gerekçesi ile lalettayin bir anı levhasına layık görülmesini…

134 yıl önce… İAL’nin tesis edildiği yıllara dayanan o derin dostluğu yaşamış…

Edebiyatımızın büyük ismi Halit Ziya Uşaklıgil ile… Burhanzade Abdurrahman Özbelge isminin…

Ve daha birçok unutulmuş değerlerin… Kaderine terk edilmiş yalnızlığını birlikte aşarız belki…

Belli mi olur? Bir sürpriz geliverir Sn. Tunç Soyer’den…

Belki… Yılmaz Özdil gibi, benim de hayalimin üstünde şahane bir gelişme olur…

Neden olmasın? 

***

Lakin… Yaşadığımız süreçte…

Popüler kültüre esir olmuş bir toplumla …

Bu kentin hafızasına sahip çıkmak çok zor… Biliyorum. 

Ne desem nafile… İçim acıyor içim…  

Ah keşke…

Bu kadar iflah olmaz bir İzmirperest olmasaydım! 

Diyorum.