GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
26 Haziran 2024 Çarşamba

'No bebek yes hayat!

Bir düğün sahnesi getirin gözlerinizin önüne…

Aşk ve mutluluk dolu şahane süslenmiş bir salon…

Davetliler heyecanlı…

Nasıl olmasınlar?

Nikahın şeref konuğu…

O günlerin…

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan…

Adettendir…

Onur konuğu mutlaka güzel bi’şiler söyler…

O cümleler…

Her iki aile için de unutulmazlar arasına girer…

Ve…

O günlerin Başbakanı…

Bugünlerin Cumhurbaşkanı…

Recep Tayyip Erdoğan…

İlk kez…

Takvimler “10 Ekim 2009”u gösterirken…

Onur konuğu olduğu o düğünde…

Şöyle dedi:

“İş işten geçmeden her ailede en az üç çocuk olmalı… Nüfusumuz ne kadar artarsa o kadar güçlü olacağız, bundan emin olun…”

Gelinle / damadın yanakları hafiften kızarsa da…

Davetliler hiç şaşırmamıştı…

Başbakan daha önce kısacık benzer hatırlatma yapmıştı…

Ancak…

Bu kadar keskin olmamıştı…

N’itekim…

Düğünden ayrılırken…

Başbakan’ın…

Gelinle / damada adeta niyaz gibi tavsiyesi…

Hiç unutulmadı…

Hala…

Hem kulaklarda hem dillerde:

“Türkiye’nin nitelikli nesillere ihtiyacı var… “

***

Beş yıl sonra bir düğünde de şunları söyledi Erdoğan:

“Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler…”

Ve noktayı da şöyle koydu Erdoğan:

“1, 2, 3, 4 çocuk; gerisi Allah kerim…”

***

O günlerde (2009) yılı…

Türkiye’nin nüfusu…

“72 milyondan azıcık fazlaydı…”

Bugün…

“85 milyon’dan bi’parmak yukarıdayız!”

AK Parti tek başına iktidara geleli…

(3 Kasım 2002 Genel Seçimi…)

22 yılın sona ermesine dört / beş ay kaldı…

Neredeyse, kesintisiz…

“8 bin günden fazla…”

***

Türkiye’nin 2020’li günlerde…

Erdoğan’ın,  “En az dört çocuk” tavsiyesi…

Giderek azalmaya başladı…

Neden?

Geliyoruz o önemli ayrıntıya…

***

Geçtiğimiz günlerde…

Prof. Dr. Mehmet Ali Eryurt’un bir makalesi…

Bu konuda çok dikkat çekiciydi…

Mesela…

Cumhuriyet Tarihi’nin “en düşük nüfus artış hızı”

100 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti’ne ne anlatıyor?

Yurtdışına göç…

Tahmin ettiğimizden daha fazla olabilir ki?

Şaşırtan iki önemli ayrıntı var:

* Hızla yaşlanıyoruz…

* Ve köye geri dönüyoruz!

***

Şaşıralım diye yazıyorum…

Çünkü…

Hayat pahalılığı… Geçim sıkıntısı… N’olacak bu emekli maaşı…

Derken…

Bazı önemli ayrıntılar gözden kaçıyor…

Parasız… Pulsuz… Mutsuz… Baba evinde süren evlilik…

Nasıl “tatlı tatlı” yürüyecek?

Böyle bir kırık – dökük bir hayata göz kırpmak mümkün mü?

Şu rakama dikkat!

Koca Türkiye’de bir önceki yıla göre…

Nüfusumuz sadece “92 bin kişi” artmış…

Oysa…

2007 yılından itibaren…

Bu güzel ülkenin nüfusu…

“Pandemi ve deprem gibi” istisna süreçleri dışında…

Bir yılda ortalama “1 milyon kişi” artıyordu.

Şimdi…

Nüfus hızı, “binde bir”e geriledi…

***  

Koca Türkiye’nin…

Bu konudaki son durumu ortada…

* Doğumlar giderek azalıyor… (Çiftler, gelecek filan düşünmüyor… “Biz karnımızı doyuramıyoruz, bebeği nasıl büyüteceğiz?” diyorlar…)

* Yabancı nüfus azalıyor… (Türkiye’de yaşamayı tercih sona ermek üzere… İstanbul, Antalya, Ankara ve İzmir’de yaşayanlar bizim memlekete (Eyvallah) demeye başladı…)

* Gençler başka ülkelere göç ediyor… Gençler, memlekete veda ediyor! (Özellikle 20-24 yaş grubunda nüfus azalıyor; çünkü yurt dışına göç ediyorlar…)

* Ve, “Ha’di köyümüze geri dönelim!” meselesi… ‘İl ve ilçe merkezleri nüfusu 214 bin kişi azalırken belde ve köy nüfusu 307 bin kişi artmış…)

***

Bu arada…

Baş belası “pandemi”yi unutmayalım…

İki yılda…

100 binin üstünde can kaybımız var…

***

…Ve artık…

Çok yaşlı ülkeyiz…

Türkiye’de nüfusun yaş yapısı hızlı bir şekilde değişiyor….

65 yaş üzeri yaşlı nüfus artıyor…

Bizdeki yaşlı nüfusun oranı yüzde 10’u geçti…

Dünya bu sonucu…

“Çok yaşlı nüfus” olarak tanımlıyor…

***

…Ve n’olacak bu memleketin hali diyerek…

Bitiriyoruz…

Bu iş…

Düğün, derneklerde…

Büyüklerimiz…

Israrla…

Futbol maçı tribünlerinde olduğu gibi…

“Bir… İki… Üç… Dört çocuk… Gerisi Allah Kerim”

Coşkusuyla vatandaşa seslense de…

Hatta ve dahi…

Doğum izni “dört aydan bir yıla çıksa” da…

Bizim buradan gördüğümüz kadarıyla…

Evlenme ve çocuk sahibi olma konusunda…

Gidişat pek de iç açıcı değil…

İşte, bugünlerin (2024) Türkiye özeti:

Geçen yıl evlenen çiftlerin sayısı 2022'ye kıyasla…

Yüzde 1,82 azalarak 565 bin 435'e geriledi…

Boşanmalar ise…

Bir önceki yıla göre yüzde 5,79 düşüşle 171 bin 881 oldu…

“Ah, buna da şükür!” dersek…

Eskisi gibi “mutlu” olur muyuz acaba?

Nokta…

Hamiş 1: “An itibarıyla Türkiye'de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı geçen ayın sonunda “3 milyon 115 bin 536 kişi oldu… / Hafiften de olsa azalma var…”

Hamiş 2: “An itibarıyla 238 bin Suriyeliye vatandaşlık verdik… Bu ayrıntıya dikkat! Bunların 157 bini reşit, 81 bin 8'i ise çocuk…

Hamiş 3: Suriye'den gelen vatansızlar ve mülteciler, kamuya ait sağlık kuruluşlarından ücretsiz yararlanıyor...

Özel not: Bu ayrıntılara bakıp da vatandaş neden köyüne göç etmeye başladığını görüyorsunuz di’mi?

Sonsöz: “Bazen, yolunda gitmeyen işler için neden paniğe kapıldığımızı sorgulayamıyoruz… Ya kadere bırakıyoruz… Ya da… Bütün sorumluluğu Yaradan’a havale ediyoruz… Ha’ni bi’şi değil; Yaradan’ı da meşgul ediyoruz…”