GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
9 Aralık 2022 Cuma

'Devrim Yılları'nı okuyabilmek…

Gazeteci yazar Hıfzı Topuz’un kaleminden süzülüp gelen bir kitabın sayfaları arasında dolaşırken…

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel direklerinden Atatürk ilke ve inkılaplarını gerçekleşme sürecini

Ve bu kıymeti büyük sürecin en önemli unsuru olan o muhteşem ideali iliklerime kadar hissettim… 

Bu duygu ve düşünceler içinde…

Bu değerli kitabın satır aralarından yola çıkarak 5 Aralık Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde edişinden dem vurmak…

Ve..1934 yılından bu yana geçen 88 yılda…

Türk kadınının bu hakkına yeterince sahip çıkamayarak ödediği bedelden  söz etmek isterken…

Yüreğimizin tam orta yerine taş gibi oturuveren bir haberde, ödenen o bedel olanca ağırlığı ile yüzümüze vuruluyordu… 

6 yaşındaki bir kız çocuğunun… Din kisvesi altındaki o karanlık uygulamalarla…

Babası yaşındaki  bir adama gelin! edilme hikayesi ile uğradığı cinsel istismara…

Ve yıllar süren bu istismarla, tertemiz çocuk dünyasının nasıl da karartıldığına…

Çocukluk yıllarından nasıl da  hunharca koparıldığına… Tüm Türkiye, hep birlikte şahitlik ederken…

Canımı acıtan bu duygularla, dilimin ucundaki kelimeleri klavyemin tuşlarından yazıya dökemiyorum

Ve... Bu ahlak yoksunu, vicdan fukarası canilere… Yüreğimin en derinindeki sessiz çığlıklarımla…

En onulmaz intizarları yolluyor, en acı ağıtları yakıyorum… 

***

Ve… Yanlışların doğruların yerine hızla ikame ettiği günümüzde…

Yanlış  uygulamalarla unutulan, tozlu raflarda kalmış yazılı metinlerin içeriğindeki; hak, hukuk, adalet kavramlarına…

Toplumumuzun, tüm zamanlardan daha çok  ihtiyaç duyduğuna inanıyorum.   

Birinci Dünya savaşı sonrası, çocukların korunması amacı ile 1924 tarihli Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi'ni…

“Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır”  diyerek 1931 yılında  imzalayan M.Kemâl Atatürk…

Ve  geleceğin teminatı olan çocukların yaşama, gelişme, beslenme ve her türlü istismardan korunma haklarının güvence altına alınmasına işaret eden…

Söz konusu bildirgenin; en vurucu, en önemli maddesine göre…

HER BİREY ON SEKİZ YAŞINA KADAR ÇOCUK OLARAK KABUL EDİLİR... VE HER ÇOCUK VAZGEÇİLMEZ HAKLARA SAHİPTİR.

Çocuk gelişiminde çok büyük önem taşıyan, düşündüren ve  düşünmenin ötesinde kişiyi duygusal yönden de etkileyen Çocuk Hakları Bildirgesi… 

* Yaşama ve gelişme hakkı, * İnsana yakışır bir yaşam standartına erişme  hakkı, * Eğitime erişim hakkı, * İstismar ve ihmalden  korunma hakkı...

Şeklindeki maddelerle, çocuklara gösterilmesi gereken özen ve  ihtimamın önemi vurgulanırken... 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ise…

Çocuğun ana karnına düştüğü andan itibaren büyüme evresini tamamlayıncaya kadar ve de bedensel ve zihinsel olgunluğa ulaşıncaya kadar yasal koruma ve güvence altına alınması söz konusudur... Der…

Yani kişi; bedensel ve zihinsel olgunluğa erişinceye kadar ÇOCUKTUR..

Yani rüşdünü ispat etmemiştir ve reşit değildir... Bir başka deyişle akıl baliğ değildir...

***

Son tahlilde…

Küçük yaşta tacize uğramış çocukların, istikballerine karanlık bir perde arkasından korku ile bakmalarına sebep olan…

Çocuğun rızası vardır gibi savlarla… Din kisvesi  altına saklanmış bu taciz suçlularının affedilip salıverilmeleri sosyal hayatın içinde oluşacak büyük yıkımdır. 

İlimin ve bilimin aydınlığına inanarak topluma ışık tutan aydın kesimin, bu büyük yıkımın önlenmesine yönelik yapacakları yasal düzenlemelerle…

Kadın  ve çocuk haklarının sonuna kadar savunulduğu zamanlarda yaşamayı mümkün kılarak…

Gündemimizi bir hayli meşgul eden, kadına şiddet ve çocuk İSTİSMARI haberleri ile başlayıp biten…

Ve üzerimize bir karabasan gibi çöken kapkaranlık  günlerin yerine…

Cumhuriyet aydınlığının yaşandığı, o muhteşem  Devrim Yıllarının yüreklerdeki ferahlığını hissedeceğimiz günlere erişmeyi diliyorum. 

***

Elimden bırakamadan, bir solukta okuduğum bu kitapta yer alan…

Laik T.C Devletinin taşıyıcı sütunları olan her bir devrim hikayesinden çıkardığım derslerle.…

Büyük Atatürk’ün büyük öngörüsü ile…Tarikatların kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması konusundaki kararlılığını…

“Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır.." 

Sözleri ile… Yüz yıl öncesinden, yaşanan bu  günlere nasıl da işaret ettiğini görüyorum…

“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın.” diyerek…

Medeni kanunla… Toplumsal ve siyasal alanda erkeklerle eşit haklara kavuşturduğu Türk kadınını…

Resmi nikah ve miras hakkı ile nasıl da güvence altına aldığını anlıyorum…

Ve de… Vatanı koruma bilincinin  çocukları korumakla eşdeğer bir bilinç olduğunun altını çizen…

“Vatanı korumak çocukları korumakla başlar” sözlerinin derinliği  karşısında…

Bu tertemiz vatana ve bu vatanın tertemiz yavrularına…

Türkiye’nin aydınlığı olan Atatürk ilke ve inkılaplarına…

Nasıl ve ne kadar sahip çıktığımızı sorguluyorum.…

Ve yaşanılan bu utançtan payıma düşen mahcubiyetle…

Gelecek nesillerin karşısında başım önüme düşüyor…

Bütün bu olup bitenlerden… Utanıyorum!