GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
24 Haziran 2019 Pazartesi

Büyük uzlaşmaya doğru

31 Mart yerel seçimlerinin ve ardından tekrarlanan İstanbul seçiminin gösterdiği gerçek;

Türkiye’de yaşayan herkes için büyük uzlaşmanın kapılarını zorlamanın zamanı geldi.

Ve biliyoruz ki Anadolu ve Trakya toprakları üzerinde bir arada barış içinde yaşamak, kahir çoğunluğun arzusudur.

Birbirine hakaret etmeyi siyasal eleştiri zannedenlerin, hamaset ve lafebeliğini siyaset yapmak olarak anlayanların, ezberciliği düşünceyle karıştıranların, islamcı rövanşistlerin ve siyasetten geçinen bilumum çapsız asalakların kenara çekilmesi artık bir zorunluluktur.

İktidar çevrelerinde uzun süredir işler yolunda gitmiyor. Güvenlik, sağlık, eğitim, üretim, istihdam, sosyal güvenlik gibi iktidarı belirleyen en temel konular sıkıntılı… İktidar, ülkenin iç sorunlarını çözemediği gibi dış ilişkileri de yönetemiyor.

Son seçimlerde ortaya çıkan sonuç, seçmenin bu olumsuz tabloya verdiği tepkidir.

İstanbul seçimlerinin tekrarlanmasının en önemli sonucu; Türkiye’nin yeni bir başlangıç yapmak için yakaladığı tarihi fırsattır.

Bu başlangıç, ülkenin kaybettiklerinin telafisini mümkün kıldığı ölçüde anlamlı olacaktır.

Kapitalist sistemin içinden geçtiği derin kriz, Dünya düzeninde radikal bir değişimi de beraberinde getiriyor.

Bu nedenle, Türkiye, uluslararası sistemde yerini konuşmalı…

Tabii ki seksende başına gelenlerin benzerini bir daha yaşamak istemiyorsa…

Meselelerimizi hep birlikte konuşmak için görece uygun zaman ve zemin var, artık.  Bir arada düşüneceğiz, bir arada tartışacağız ve hep beraber bir çıkış yolu bulacağız.

Ülkede toplumsal mutabakatın nasıl çöktüğüne hepimiz tanık olduk. İslamcılar ve Kürtler toplumsal mutabakattan çekildiler; mutabakat bozuldu, kamusal yaşam altüst oldu.

Kimlik siyaseti sonucu ayrışan toplumda herkes, körün fili tarif ettiği gibi, tuttuğu yerinden tarif ediyor meseleleri. Öte yanda, sorunsalın eksikliğini aklına getiren bile yok.

Yani, meseleleri nasıl ele alacağımıza dair bir konsensüs henüz yok.

Artık biliyoruz ki Erdoğan’ın islami zeminde oluşturmaya çalıştığı yeni toplumsal mutabakat fikri tutmadı. Türkiye, seküler zemine geri dönüş sinyalleri veriyor. Doğu-Batı ekseninde süren mücadelede dengeler Batı lehine değişiyor.

Herşeyin güzel olması için yeni başlangıçlara ihtiyaç var. Yeni toplumsal mutabakatı konuşmanın zamanı geldi. Yeni sosyoloji ve yeni siyaseti konuşmanın zamanı geldi.

Uzun sözün kısası, büyük uzlaşma için ayağa kalkmanın tam vaktidir.

Dün belki erkendi, ama yarın çok geç olacağı muhakkak.