GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
21 Haziran 2019 Cuma

Vasatta seyreden sıkıntılı haller

İki önemli siyasi figürün ekranda bir araya gelmesi sonucu, çok gerilerde kalmış bir anıyı tazeledik. Eskiden, çok eskiden, siyasi liderler birlikte ekranlara çıkar ve tartışırlardı. Hafta sonu, iki belediye başkan adayını ekranlarda görünce, o günleri hatırlar gibi olduk.

Ve bu vesileyle, ülkenin ne kadar çok irtifa kaybettiğini içimiz acıyarak düşündük.

Sözü hiç dolandırmadan söylemek lazım; Tartışmanın kalitesi yoktu… Programa bilgi toplumuyla çoktan vedalaşmış şarklı bir vasatlık hâkimdi. Kronikleşen vasatlığın ve düşüş sıkıntısının gölgesi hissediliyordu.

Kanımca, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı kim olacaktan ziyade; “Erdoğan’ı bırakıp İmamoğlu’nun peşine mi takılmalı?” sorusuna cevap arayışıydı bu tuhaf yayını ilginç yapan.

Ve görüldü ki, yeryüzü tanrıları, eskisini çekip yenisini (seküler versiyon) piyasaya sürmeye hazırlanıyor…

‘Devletin seküler zemine dönüş sancıları ile İmamoğlu ve İstanbul seçimleri üzerinden başlatılan sürecin örtüştüğünü’ düşündüren çok fazla öncül ortaya çıkmaya başladı.

Belli o ki birileri iktidarı hizaya getirmek veya değiştirmek için hareketlenmiş…

İmamoğlu, seküler Cumhuriyet’in başarılı bir projesi gibi duruyor. Başarı kriteri, gördüğü genel kabuldür. Ancak devamı nasıl gelir, orası henüz çok açık değil.

İmamoğlu ile tetiklenen hareketlenmenin, ılımlı islama dayalı süregelen değişime etkisi ne olur? Niyet nedir? Durdurmak mı, kontrol altına almak mı? Aklımızda bir sürü soru…

Tekrarlanan seçimlerin göze batan ve zihinlere takılması gereken bir boyutu var; Türkiye İstanbul’a indirgenmiş durumda.

Tamam, biliyoruz; Türkiye’de her ne oluyorsa, İstanbul-Ankara ekseninde olup bitiyor. Her şey bu eksende belirleniyor.

Fakat bu defa, seküler toplum öne çıkacaksa, İzmir’e ihtiyaç var. İstanbul ve İzmir bir araya gelerek Türkiye’nin önünü açacak adımları atmalı, diye düşünüyorum.

İstanbul’da tekrarlanan seçim süreci son buluncaya kadar “herşey çok güzel olacak.”

Fakat hemen ardından göreceğiz ki ülkede herşeyin çok güzel olması için alınacak daha çok yol var. İçeride ve dışarıda gelişmelerin çok endişe verici olduğunu söylemek için allame olmaya gerek yok.

Düşüş sürüyor ve İstanbul seçiminden sonra ivmelenerek artacak.

Sorunların etrafında dolanmayı bırakıp canımızı yakan gerçeklerle yüzleşmek ve ülkece çıkışa yönelmenin yolu yordamı üzerine konuşmaya başlamak gerek.

Yoksa çıkışsızlık bütün dengeleri yıkıcı bir etkiyle altüst edecek.