GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
11 Ocak 2020 Cumartesi

Bir ‘kelaj’ geçti bu dünyadan!

Türkiye’nin “en ilginç” sanatçısıydı…

Bakışı, bıyığı, ses tonu, mimikleri, hareketleri…

Hepsi, ama hepsi…

Bu güzel ülke için yepyeniydi, o yıllarda…

Vatandaş…

O’ndan duyduklarını, daha önce hiç işitmemişti…

Sahi…

Birisi, “yaşa…” deyince gülmüyorduk ama…

O, gözlerini kısıp da…

“Yeşşeeee…” dedi mi, altımıza işeyecek hale geliyorduk…

Sadece, “Yeşşeeee…” mi?

40 yıl boyunca Türkçe’nin kafasını, gözünü yararak…

Bu milletin diline…

Sonu “J” harfi ile biten…

Ne kelimeler ne deyişler kazandırmadı ki…

Mesela…

O’nun için “saçtan yana nasipsiz” olan herkes…

“Kel” değil, “Kelaj”dı…

Parayı anlatmak için kullandığı kelime…

“Mangır” değil, “Mangıraj”dı…

Mesela…

“Şapkamın Altındayım…” demiyordu…

Onun yerine…

“Şepkemin Altındayım” sözcükleri ile milleti kırıp, geçiriyordu…

Eşcinsel erkeğe “Hötöröf” diyor…

“Abidik Gubidik” bir konuşma türü yaratmanın…

Ne anlama geldiğini bilmese bile…

Milleti güldürmenin…

Adeta keyfini çıkarıyordu…

20 yıl önce bugün veda etmişti milyonlarca sevenine…

Yaşasaydı…

Ki, o yaşta çok güzel hayat sürenler var aramızda…

Bugün 89 yaşında olacaktı…

***

Hayatı romandan farksızdı…

Karadeniz’in en uzak ucu Artvin’den çıkan…

Ender sanatçılarından biriydi…

20 yaşında İstanbul’a geldi…

Avni Dilligil Tiyatrosu’nda dekor yardımcısı oldu…

Her gece, “N’olur Allahım, ben de artist olayım” diye dua ederdi…

Bir gece başrol oyuncusu Senih Orkan hastalandı…

“Ha’di sahne senin…” dediler…

Bi’daha o sahneden aşağı indiremediler…

Tiyatro, O’nun ilk aşkıydı…

Ama…

Kocaman bir şöhret sadece sinemadaydı…

Önce “kötü adam” gibi oldu…

Çark etti, hemencecik…

“Tatlı Serseri” oluverdi…

Vatandaş işte bu role bayıldı…

Sonra “Adanalı Tayfur” ile milyonların kalbine girdi…

60’lı yılların ortalarında…

Hafif argolu filmlerin değişmez aktörü oldu…

Filmlerde…

O’nu, Mücap Ofluoğlu seslendirdi…

O muhteşem ses, palto gibi üstüne kaldı…

Sahneye çıktı…

Türkiye’de şovmenliğin ilk imzasını atan yıldızdı…

Öyle hızlıydı ki…

Kendi film şirketini kurdu…

Bu arada rol arkadaşı kadın yıldızlara plak yapmaya başladı…

Mesela…

Ajda Pekkan’ın, Sadri Alışık’ın, Fatma Girik’in…

İlk plaklarına yapımcı olarak imza attı…

***

Seyirci O’nu saçsız sevmişti ama…

O bundan hoşlanmıyordu…

Bu yüzden hep filmlerde bile şapkalı görünmeye çalıştı…

60’lı yıllarda “saç ekme” teknolojisi icat edilmemişti…

Bu nedenle…

Kellikten kurtulmak için neler yaptı neler…

Mesela…

Taze dana pisliği içine kimyon katıp…

Sıcak sıcak kafasına bile sürdü…

Boşunaydı tüm çabası…

O da boşverdi zaten…

Bi’daha asla hiç sırma gibi saçlara kavuşamadı…

***

40 küsur yılda 400’e yakın film çevirdi…

Milyonlar O’nu seviyor…

Milyonlar O’nun replikleri ile büyüyordu…

Çocukların bile ağzından…

“Yeşşeeee…” kelimesi düşmüyordu…

En hızlı döneminde İsveç’e davet ettiler…

O sırada 227 film çevirmişti…

İsveç Televizyonu’nda canlı yayına çıktı…

Programın diğer konuğu ünlü yönetmen Ingmar Bergman’dı…

Sunucu şöyle dedi:

‘‘Şimdi karşınızda sadece dört film yaptığı halde bütün dünyanın tanıdığı bir sanatçı ve 227 film yaptığı halde hiç kimsenin tanımadığı bir başka sanatçı...’’ 

227 filme yönetmen Ingmar Bergman da inanamamıştı…

Programı paylaştığı Türk aktöre ister istemez sordu:

‘‘Afedersiniz; siz şimdiye kadar 227 film mi çevirdiniz, yoksa 227 fotoğraf mı çektirdiniz?”

***

Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in…

Belki de…

En sevdiği sanatçıydı…

Başbakan olduğu dönemde…

Baba için…

‘‘Uyuttun Bizi Süleyman’’ isimli plak bile yaptı…

Plak piyasaya çıkınca ortalık toz-duman haldeydi…

Ancak…

Demirel, duyarlı davrandı, dava açtırmadı…

70’lerde çıkan plağın sözlerini hatırlatayım da…

Neşeniz yerine gelsin:

“Ne işler açtın başıma / Maliye ortak aşıma / Tahsildar taktın peşime, aaahh! / Unuttun bizi Süleyman / Dağıttın bizi Süleyman / Mahvettin bizi Süleyman / Ayıp ettin be Süleyman…”

***

Ha’ni, şu sıralarda Türkiye için…

Libya, çok tartışılır oldu ya…

Bakın…

Kahramanımızın inanılmaz bir Libya macerası vardır…

Kadafi, bi’tarihlerde…

Ünlü komedyeni Libya’ya davet edip gazino açtırır…

Bizimki, Libya’da çok para kaybeder…

Kendi deyimi ile…

Casus diye yakalanıp, cezaevine atılır…

Gazinosu kapatılır…

Rüşvet vererek hapishane aracından kaçmayı başarır…

Ama o kaçış…

O günlerin parasıyla…

Tam 40 milyona mal olur…

Bi’daha mı, “Tövbe” der…

***

Sanat hayatında…

Maddi ve manevi çok kazık yediğini itiraf eden bir aktördü…

Kumar’da da çok para kaybetti…

Başına gelmedik şey kalmadı…

Kızını (Seren) Selçuk'ta Meryem Ana'ya götürmüştü…

Gazetelerde…

“Ünlü komedyen kızını vaftiz ettirdi!” diye manşetler çıktı…

O Seren ki…

El bebek gül bebek büyüdü…

Şöhretin zirvesindeki bir babanın ilk çocuğuydu…

Çok düşkündü yavrusuna…

Kolay mı; 40 yaşında baba olmuştu…

Belki inanmayacaksınız ama…

Bir saat altı “ıslak” kaldı diye, üç dadıyı kovdu…

***

Tanıdınız, tabii…

Öztürk Serengil’den söz ediyorum…

Bugün soyadını…

Kızı sanatçı, TV yorumcusu Seren Serengil sürdürüyor…

***

Yeşilçam’da bir dönemin…

Ayhan Işık’tan sonra…

En çok kazanan yıldızı olarak kayıtlara geçti…

Buna karşın…

Kumar tutkusu yüzünden müthiş mal varlığını yitirdi…

Kaleme aldığı anılarında…

Kumar yüzünden 27 daire satmak zorunda kaldığını yazmıştı…

Dört kez evlendi…

11 Ocak 1999 gecesi…

İstanbul Kozyatağı’ndaki evinde…

Solunum sistemi durdu…

Veda etti bu dünyaya…

O sırada 68 yaşındaydı…

Geride…

Tek başına…

Türk Sineması’nı 400 filmle uçurduğu…

Unutulmaz bir dönem bıraktı…

Nokta…

Sonsöz: “İnsan her şeyi göremez; sevdiğin şeyler, seni kör ve sağır eder… / Hz. Mevlana…”