GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
5 Ocak 2020 Pazar

Çocuklar geleceğin ‘ikbal ışığı’ olacak!

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Bunu yaparken de...

Bu özel anıyı anlatan fotoğraf sanatçısı Bedri Doğan’ı…

Derleyerek günümüze taşıyan Ahmet Hidayet Reel’i…

Ve…

“Büyük Atatürk’ten Küçük Öyküler”

Kitabının yazarı Süleyman Bulut’u…

Saygıyla analım...

 

***

 

Bu Pazar da, Florya Köşkü plajındayız…

O günlerin usta objektifi Bedri Doğan

Hayatının en heyecanlı dakikalarını anlatıyor:

 

***

 

Plajde hem yürüyor hem müşteri arıyorum…

Güneş tepemizde…

Birden benim tarafıma doğru bir kalabalık gelmeye başladı…

Dikkatla bakınca…

Köşk’le plajın sınırından…

Gazi Paşa’nın, yanında Ülkü ile beraber bana doğru geldiklerini gördüm…

Arkasından diğer paşalar geliyordu…

Üstlerinde plaj kıyafetleri vardı…

Belli ki, denize halkın olduğu taraftan gireceklerdi…

Yol vermek için hemen kenara çekildim…

İşte, tam o sırada…

Küçük Ülkü, beni göstererek Atatürk’e bir şeyler söyledi…

O da hemen etrafına bir işaret verdi…

Anında ortalık genişledi…

Yere kumların üstüne oturuverdi…

Yanına da Ülkü’yü oturttu…

Bana doğru eliyle işaret ediyordu…

Şaşırmıştım…

Arkama bakmaya başladım…

Atatürk, acaba kimi çağırıyordu?

Arkamda kimseler yoktu, sadece deniz vardı…

Bana doğru bir kez daha el edince…

Bu defa yanındakiler…

“Fotoğrafçı oğlum gelsene…” diye seslendiler…

Sendeleyerek yanlarına doğru yürüdüm…

Hala unutamadığım, çok tatlı…

Ancak gerektiğinde her şeyi yapabilecek kudrette bir sesle:

“Bizim bir resmimizi çek bakalım” dedi…

 

***

 

Kutunun önündeki körüğü nasıl açtım?

Sehpayı nasıl ayarladım?

Siyah kumaşı açarak buzlu cama bakıp…

Kartı nasıl yerleştirdim?

Hala hatırlayamam…

Dilim tutulmuş, kafam çalışmaz hale gelmişti…

 

***

 

“Dikkat! Çekiyorum…” cümlesini…

Gazi Paşa’ya karşı nasıl söyleyebilirdim?

 

*** 

 

Fakat, O anladı…

Ve Ülkü ile birlikte hareketsiz durdular…

Bana en sıkıntılı gelen şey…

Objektifin kapağının…

Havada bir - iki daire yapıncaya kadar açık kalmasıydı…

O sürenin yıldırım hızıyla geçmesini istiyordum…

Atatürk’ü, bu şekilde durdurmak bana işkence gibi geliyordu…

Aksine…

Bu zaman bana yıllar kadar uzun geldi…

Nihayet fotoğraf çekilmişti…

 

***

 

Titreyen ellerimle hemen banyosunu yaptım ve iki tane verdim…

Uzun uzun baktı…

Sonra arkasında duran takım elbiseli genç bir adama bir şeyler söyledi…

O da cebinden para çıkarıp verdi…

Gazi Paşa parayı aldı ve…

Hemen Ülkü’ye verip, bana yolladı…

 

***

 

Küçük kız, elime bir lira bıraktı…

Bütün varımı yoğumu O’na feda edebilirdim…

Çektiğim iki fotoğraf için para almaktansa…

Ölmeyi aklımdan geçirdim…

Yalvararak Ülkü’ye geri vermek istedim…

Gelgelelim…

Atatürk’ün gözlerindeki şefkatle karışık sevgi altında…

Ani kızma ve sinirlenme ihtimallerini sezerek…

Israrımdan vazgeçtim…

 

***

 

Atatürk sanatçılara büyük önem verirdi…

Fotoğrafları çekilirken…

Hep doğaldı…

Kendisi gibiydi…

Ülkü, mutlu olsun diye bir dediğini iki etmiyordu…

Cumhuriyet’i…

Türkiye’nin gençlerine…

Emanet  etmeye kararlıydı…

Nitekim, öyle yaptı… 

Nokta…

 

Sonsöz: “Küçük hanımlar, küçük beyler… Sizler geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız… Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz… Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunu düşünerek ona göre çalışın… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk - Bursa / 17 Ekim 1922)