GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
18 Nisan 2020 Cumartesi

Atamızın başlattığı yolda yüzyılı devirdik

Bu yıl 23 Nisan’da Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun yani bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin tescil edildiği günün yüzüncü yılını kutluyoruz. Bağımsızlık elde etmek kolay olmamış o günlerde. İstanbul’un fethinden, Fatih Sultan Mehmet gibi dâhilerden, Kanuni Sultan Süleyman gibi padişahlardan sonra 1700 yıllarında en büyük sınırlarına ulaşan, o yılları takip eden süreçte ise önce yavaş yavaş, sonra hızlanarak duraklama ve gerilemeye geçen Osmanlı’nın 1918 de geldiği içler acısı son durum hatırlamak bile istemediğimiz bir durumdu…

Sevr Anlaşması, Yunan, İngiliz, Fransız işgalinde bölünmüş savaş yorgunu bir ülke, yalnızca kendini düşünen bir padişah. Moraller düşük ama “Geldikleri gibi giderler” diyen deniz gözlü bir Mustafa Kemal. İstanbul’da ülkenin lideri görünün zayıf ve bencil bir Vahdettin, Anadolu’ya geçmiş dimdik bir Mustafa Kemal, asıl lider.

Liderlik derslerimde hep şunu öğretirim: Lider olmak için makam gerekmez. Liderler güçlerini makamdan, koltuktan almazlar, kendi karakter özelliklerinden alırlar. Liderler güçlerini insanları korkutarak, sindirerek, çeşitli oyunlar çevirerek, dedikodu ve basitlik gibi özelliklerden almazlar. Enerjileri daha büyük hedeflere harcar, en zor anda bile yıkılmadan, umutlarını kaybetmeden, umut vererek ve kendilerini değil, toplumu düşünerek lider olurlar. Gerçek liderlik etik demektir…

Daha 40 yaşına basmamış Mustafa Kemal’in öyküsü işte böyle bir öyküdür, dimdik ve umutlu bir “Geldikleri gibi giderler” öyküsüdür. Yüzyılın lideri olduğu birçok araştırmada kanıtlandı ama belki de binyılın lideri olan Atamız bizim liderimiz oldu. Hiç zaman kaybetmedi. Genç dahi, 19 Mayıs 1919 da çıktığı yolda, daha bir yıl geçmeden Türkiye Büyük Millet Meclisini kurdu. 1938 de yaşama gözlerini kapadığında kendine ait bir evi bile yoktu. Onun evi Türkiye’nin her yeriydi, kalplerimizdi. Ölümsüzdü…

Geldikleri gibi gittiler, birkaç yıl içinde. Takip eden yıllarda tekrar gelebilmek için savaş hariç çok dolambaçlı yollar izlediler, çeşitli yöntemler, provokasyonlar, sağ sol çatışmaları, terör, sızıntı, FETÖ, ekonomik oyunlar, vb ama bir türlü tekrar gelmekte başarılı olamadılar. Temellerimiz o kadar sağlam atılmıştı ki, genlerimizde bağımsızlık o kadar var ki, bir türlü yapamadılar, yapamıyorlar… Yavaşlatıyorlar belki ama başaramıyorlar.

Bu yıl garip bir yıl. Korona virüsü ile evlerimize kapandığımız bir yıl bayram kutlamak için zor bir yıl ama daha bir hafta öncesinden halk balkonlarına bayraklarını asmaya başladı. Zoom, Skype gibi kanallarla halk 23 Nisan programları yapmaya başladı. O kadar ki, İngiltere’de bir Türk whatsup grubumuz bile 23 Nisan’da zoom aracılığıyla kutlama, İstiklal Marşımızı toplu söyleme programı yaptı. Yani tüm ülke ayakta değil, dünyanın her yerine dağılmış Türklerle tüm dünya ayakta, yüzyılımızı devirdiğimiz bu günde.

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diyen dünyanın her yanındaki tüm Türkler İstiklal Marşımız ve çeşitli programlar ile daha nice yüz yıllara TBMM diyoruz…