GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
19 Mart 2020 Perşembe

Birleşik Krallık’ta koronavirüs planları

Geçtiğimiz hafta Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson ülkede şu an için çok özel bir önlem alınmayacağını, okulların ve normal yaşamın kesintisiz devam edeceğini açıkladı. “Sevdiklerinizi zamanından önce kaybetmeye hazır olun” diyerek COVİD19 ile ilgili hükümetin tutumunu netleştirdi. Takip eden saatlerde diğer hükümet görevlileri yaşlı ve risk grubunda olanların evlerine kapanmalarını, başlarının çaresine bakmalarını sağlık verdi.

Hükümet yetkilileri “herd immunity” yani tam tercümesiyle “sürü bağışıklığı” olarak adlandırdıkları “virüsü özgür bırakalım, herkes hastalanıp iyileşsin ve böylece toplum bağışıklık kazansın” yönündeki düşüncelerini açıkladı. Bu düşünce hükümette olmayan birçok sağlık yetkilisi tarafından eleştiriye uğradı. Hatta Boris Johnson’ın istifasını isteyenler bile oldu.

Bir örnek; ABD Harvard Üniversitesi Epidemiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıklar profesörü Dr William Hanage “Birleşik Krallığın ‘sürü bağışıklığı korona virüs planı’ bana bu planın mizah olduğunu düşündürdü” diye yazdı. “Bir hükümetin en temel işlevi halkını güvende tutmaktır. Yetkisini, halkının güvenini ve meşruluğunu buradan alır. Bu virüs gelip geçici bir şey değil, bir fırtına” diye ekledi.  

Tıp yetkilileri sürü/toplu bağışıklığın ancak aşının yanı sıra toplumda belli bir yüzdenin üzerinde bireyin hastalığı geçirmesi ile gerçekleşebileceğini ve bunun kalıcı olmayabileceğini söylüyorlar. Yani toplumun ileride %100 bağışıklığı sağlanacaktır anlamına gelmiyor. Nitekim Korona virüs ailesi eskiden beri var olan bir virüs ailesi (SARS, MERS gibi salgınlar da bu virüs ailesinden kaynaklı).

 

COVID19 da bu aileye ait ve barındırdığı mutasyon/lar nedeniyle yarasalardan bir aracı konağa, oradan insanlara, şu anda da insandan insana bulaşır hale geldiği düşünülüyor. Ancak tam olarak nereden kaynaklandığı ve nasıl tedavi edileceği anlaşılmış değil. O açıdan serbest bırakıp herkes bu hastalığı geçirsin düşüncesi burada %95 kabul görmüyor. Genelde elden geldiğince yayılımın sınırlandırılmasının gerekliliği savunuluyor. Bu açıdan Birleşik Krallıkla Türkiye karşılaştırıldığında Türkiye’deki tutumun çok daha yapıcı olduğu görülüyor.

Bu yazının yazıldığı an itibarıyla Birleşik Krallıkta 1340 Korona virüslü hasta bulunuyor ama bu sayı her an artmakta ve daha teşhis edilmeyen 10 000 hasta olduğu düşünülüyor. Toplamda 35 kişi yaşamının yitirmiş durumda, çoğu yaşlı ve diğer hastalıkları olan kişiler. Sağlık Bakanı Matt Hancock yaşlı insanların kendilerini 4 ay karantinaya almalarını söyledi. Hükümet yoğun tepkilerden dolayı son anda bir U dönüşü yapıp Nisana kadar bazı toplantıları ve maçları yasakladı. Önümüzdeki günlerde pub gibi kalabalık yerleri de kapatabileceğini belirtti ama tarih vermedi. Halk virüsün patlaması korkusuyla süpermarketlerden abartılı alışveriş yapmaya başladı. Süpermarketler müşterilerini abartılı olmamaları konusunda uyarmakta ve kısıtlamalar getirmekte…

Televizyonun değişik kanallarında bilgilerine başvurulan tıp yetkilileri ve doktorlar buradaki herkese ücretsiz sağlık hizmetleri veren Milli Sağlık Örgütünün son 10 yılda çok tırpanlandığını belirtiyor. Milli Sağlık Örgütüne eskiye oranla maddi olanak ayrılmadığı için örgütün teçhizat, cihaz ve yatak olarak çok gerilediğini, örneğin İtalya ile karşılaştırıldığında İtalya’dan çok geri olduğunu ve bu sağlık örgütünün bir patlamayla baş edemeyeceğini, çok insanın öleceğini savunuyorlar.

Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçiliği ise Türkiye’nin yakın bir tarihte bu ülkeyle sınırlarını kapatabileceğini ve burada bulunan Türklerin bir an önce ülkemize geri dönmesini duyurdu. Kısacası burada yavaş yavaş bir panik durumu yaşanmaya başlandı.