GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
26 Mart 2020 Perşembe

Korona günlerinde etik ikilem

Üniversitede Profesyonel Etik dersi verdim yıllarca. Dersimde etik ikilemle ilgili verdiğim benzer örnekler simdi gerçek oldu maalesef. İnanılır gibi değil. “Etik İkilem” bir karar alırken doğruyu seçmenin, doğruyla yanlış arasındaki farkı görmenin zor olduğu, duraksama yarattığı durumlar demek...

İtalya’da ve Fransa’da doktorlar yeterince yasam kurtarıcı solunum cihazı yoksa bu cihazları hangi hastalara bağlayacak, nasıl secim yapacak? İtalya önce daha genç olanları, en sona en hasta ve en yaşlıları tercih edin gibi bir genelge yayınlamış. Benzeri bir duyuru Fransa’dan geldi bugün. “Ancak kurtarılabilecek hastalara bakıyoruz”...

Savaş günlerindeki gibi çünkü artık İtalya’da ve Fransa’da her ihtiyaçlı hasta için bir yaşam kurtarıcı cihaz kalmamış. Ayrıca doktor ve hemşireler yetişemem durumundalar. Ülkemiz de aynı yönde hızla ilerlemekte. Yani kimi yaşatıp kimi ölüme terk edecek doktorlar, önce geleni mi, sırayla mı? Yoksa kurtulma olanağı daha fazla olan, daha az hasta, daha genç olanı mı? Buna etik ikilem diyoruz. Yani hangisi doğru sorusunun yanıtının çok net olmadığı karar verme anları bizi etik ikileme sürüklüyor.

Süper güç ABD’nin yardım yerine Avrupa’dan gelen uçakları durdurduğu, Çin’in ise malzeme ve doktor yolladığını görüyoruz. Burada da etik konusu gündeme giriyor. Her yana uzanmaya eli kolu yeten ABD’nin nedense şu an eli kolu kendi ülkesine bile yetmiyor gibi görünüyor. Bu yollardan geçmiş ve alnının akıyla bu mücadeleden çıkmış Çin ise Konfüçyüs geleneği ile yardım eli uzatıyor. 

Tüm bu yaşananlar dünyamızın etik açısından hiç de iyi bir yerde durmadığını gösteriyor. Ülkelerin silaha ve savaşa bol yatırım yaparken, hastane ve yoğun bakım ünitelerine yatırım yapmamış olduğunu görüyoruz. Yine bazı ülkeler sokağa çıkma yasağı ilan edip ekonominin dibe vurmasına göz mü yumalım, yoksa önlem alıyor gibi görünüp bırakalım virüs ve hastalık patlasın, ölen üç beş yaşlının emekli maaşı, hastanelere olduğu yükün azalması da yanımıza kar kalır ikilemi içindeler adeta…

Topluma yük olarak görülen hasta ve yaşlılara “Evde kal” çağrısı yapılırken ve ekonomi gibi değerler ön planda tutulurken yaşlıların bilgeliği ve deneyimleriyle topluma yol gösterici olduğu da etik hesaplamanın pek içine girmiyor. Ayrıca, yarının büyükleri, karar alıcıları olacak bu dönemi yaşayan gençlere ve çocuklara ne kadar kötü bir örnek teşkil edildiğinin de farkında değil bugünün karar alıcıları…

Kısacası, insanlık bir daha sınavdan geçiyor, etik ikilemleri ile boğuşuyor. Tarih bu günleri etik açısından nasıl yazacak acaba?