GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
11 Ekim 2011 Salı

Ve Baykal bizzat devrede!

CHP Genel Merkezi’nde hafta sonu Abant’ta yapılan kampın detayları tartışılırken İzmir özelinde ‘imzacılar hareketi’ son düzlükte ‘demokrasi’ mücadelesi veriyor. Abant toplantısından sonra Kılıçdaroğlu’nun, ‘Kurultayı 6 ay erteleyebiliriz’ açıklaması birçokları için yeni olsa da bu sütunların takipçileri için yeni değildi.
Genel Başkanın bu eğilimde olduğunu aylar öncesinden hatta en son birkaç gün önce kaleme almıştık çünkü. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun ‘Eylül sonu Ekim başı için’ söz verdiği ‘Tüzük Kurultayı’nın da ileri bir tarihe ertelenmiş olması bizim için sürpriz olmadı. Örgüt cephesinde manidar bulunsa da bu da beklediğimiz bir hamleydi.
‘Hani, genel başkan demokratik bir tüzük yapacaktı? Ne oldu? Bu da mı yalan oldu? Yoksa Sayın Genel Başkan bugünkü tüzüğün kendine verdiği ‘astığım astık, kestiğim kestik’ yetkisiyle bir süre daha mı yürümek istiyor? Türünden sorularla boğuşan parti örgütü, ‘CHP nereye gidiyor’ sorusuna uzun süre daha yanıt bulamayacak gibi…
Çünkü CHP’nin nereye gittiğini şu an için Kılıçdaroğlu bile bilmiyor.
Abant’ta tartışılan tek şey Kılıçdaroğlu’nun kurultayı ertelemesi değildi elbette. Başta Adana Milletvekili Ümit Özgümüş olmak üzere partinin kökleriyle ilgisi olmayan vekillerin ağzından dökülen, ‘Bu partinin ideoloji yok. CHP darbelerin partisidir. BDP pek çok konuda haklıdır ve mecliste desteklenmelidir’ gibi kontrolsüz, maksadı aşan ifadeler de tartışılıyor. Eski Milletvekili Şahin Mengü, sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden Özgümüş için disiplin talebinde bulunmuş. Neler yok ki Abant’ta…
Kılıçdaroğlu’nu alenen eleştiren mi ararsınız genel başkan yardımcılarına yüklenen mi?
Ne ararsanız var! Anlayacağınız çarşı epey karışık Ankara’da! Ankara’da durum böyle de İzmir çok mu sütliman sanki? İzmir çarşısı daha da karışık hatta! Yaz boyu kavga eden belediye başkanları, gövdesinden, ilçelerden kopuk bir il örgütü ve de bir süredir alanda delege avını sürdüren imzacılar…
*
İmzacılar cephesinde bugün flaş bir gelişme yaşandı. Seçim sonrası başlatılan olağanüstü kurultay sürecinde ‘gevşek davranmakla’ eleştirilen hatta bir ara ‘Kılıçdaroğlu ile anlaştı’ diye konuşulan Eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın bizzat topa girdiği iddiası düştü kulislere… Biraz araştırdıktan sonra bunun ‘doğru’ olduğunu tespit ettim.  
Bu süreci ilgiyle takip eden ve İzmir ölçeğinde kendisine yakın isimleri sürece daha önce dahil eden Baykal’ın imza verme konusunda naz yapan kilit isimleri aradığı bilgisi kulislerde bomba etkisi yarattı. Metropol ilçelerde imzaya karşı direnen bir kaç belediye başkanının da aralarında bulunduğu kilit isimleri bizzat arayan Baykal’ın, İzmir örgütündeki imza hareketini ne kadar desteklediğini kesin olarak ortaya koymuş oldu.
Hatta imza konusunda kaçak güreşen bir belediye başkanının, ‘Efendim sizin bu işin içinde olduğunuzu bilmiyordum. Bilsem imzayı çoktan atardım’ dediği bile kulislere yansıdı.
Baykal’ın bu konuda süreç içinde bazı isimlerle zaten konuştuğunu biliyordum. Ancak imzaya direnenleri arayacak kadar sürecin bir parçası olduğunu bugün öğrendim.
Baykal’ın yanı sıra Eski Genel Sekreter Önder Sav’ın başından itibaren bu sürece gövdesini koyduğu biliniyor. Delegelerin yanı sıra kilit isimleri bizzat arayan Sav da son dakikaya kadar bastırıyor. Onlar açısından bu bir sınav! Dün güç verdiklerinden bugün güç almaya çalışıyorlar. Pek çok hayal kırıklığını, brütüstlüğü aynı anda yaşıyorlar.
Belki de yoğun pişmanlıklar yaşıyorlar.
İmza hareketinin iki merkez üssü var. Biri Karabağlar öteki Karşıyaka… Biri Sav’ın öteki Baykal’ın kalesi… İzmir Eski Milletvekili ve Genel Sekreter Yardımcısı A.Rezzak Erten 20 gündür kentte kamp kurmuş durumda. Delegelerle bizzat görüşüyor.
İmza hareketi için oluşturulan komite üyeleri de ilçe ilçe dolaşıp delegeleri iknaya çalışıyor. İmzacıları son düzlükte…
Ve ellerinde bugün itibariyle kesin olmamakla birlikte 280’in üzerinde imza var. Baykal’ın attığı omuzla birlikte 311 rakamının kısa sürede aşılacağı konuşuluyor. Şu ana kadar Bayraklı ve Bornova dışında harekete ciddi direnç sağlayan ilçe yok. Bornova’nın il delegelerini bizzat yazan Kocaoğlu’nun sürece müdahalesi yok gibi! Ancak Kocaoğlu’nun delegelerinin imza vermemesi Başkan’ı bu süreçte ‘taraf’ yapmaya yetiyor. Tabi ki imza hareketinin karşı tarafı…
Kocaoğlu’nun imza hareketinin karşısında gibi durması başta ilçe belediye başkanları olmak üzere Milletvekili Susam cephesindeki direnci kırıyor. Susam’la birlikte hareket ettiği bilinen Eski İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’nun kendilerine yakın delegeleri serbest bıraktığı hatta bizzat imza atmasının da an meselesi olduğu belirtiliyor. Baykal’ın bizzat topa girmesiyle moral bulan imzacılar hareketinin yarın akşam mesai bitimine kadar vakti var.
Baykal’ın da bizzat topa girmesiyle bu rakamın çok üzerine çıkılması sürpriz olmaz. Ama sonuçta Baykal’ın, Sav’ın çabalarının sonuç vermemesi de benim için sürpriz olmaz.
İmza yeter sayısına ulaşılmazsa bu işe çok İl Başkanı Tacettin Bayır sevinecek. Hatta bu süreci kendi zaferi olarak hanesine yazacak.
Bu süreç Baykal ve Sav açısından olduğu kadar onların güç ve makam verdiği isimler için de bir çeşit sınav niteliğinde… Belki onlar ‘yanlış adamlara güç/makam vermiş olmanın’ derin pişmanlığını yaşayacaklar. Ama dün onların eteklerine yapışarak bugünkü makamlarına oturanların brütüstlüğü de iyot gibi çıkacak ortaya.
Başkan Kocaoğlu’nun kıran kırana geçen Bornova kongresinden sonra söylediği gibi;
Kimin adam kimin şalgam olduğunu herkes görecek.
Örgüte emek verenlerin korkusu, CHP’nin bu süreçten de kaybederek çıkması… İmza toplansın ya da toplanmasın partinin yarısının örgütsel bir talebinin olduğu şimdiden ortada. Herkesi kucaklayan bir yapının tesis edilmesi, İzmir özelinde dik ve diri bir siyaset izlenmesi imza verenin de vermeyenin de ortak beklentisi… Genel merkez İzmir örgütündeki gazı almak için her halükarda harekete geçmek zorunda. Onlar bu gazı almadığı için örgüt kendi gazını çıkarıyor bugün.
Aslında durum bu kadar da net!
Yarın akşam itibariyle imzanın durumu netleşecek. Atılsa da atılmasa da sürece dair yazılacak, çizilecek çok şey var.
DEVAM EDECEK