GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
6 Ekim 2011 Perşembe

İmzalar tamam gibi!

Türkiye’nin ana muhalefetinde ilginç gelişmeler birbirini izliyor. Hem genel merkez hem de İzmir özelinde…
Dün ajanslara düşen bir araştırma…
CHP seçmeninin yüzde 54’ü Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu başarısız bulmuş!
Türkiye’deki ‘sol seçmen’ üzerinde ‘sol algısı ve liderlerin imajını ölçmek’ için Andy-Ar şirketi tarafından 20 ilde gerçekleştirilen anketin sonuçları vahim…
Burada sorgulanan 12 Haziran seçimlerindeki sonuçlar değil. Yani şirket yüzde 25.9’luk seçim sonucunu sormuyor seçmene…
Soru aynen; 1,5 yıllık genel başkanlığı döneminde Kılıçdaroğlu’nu başarılı buluyor musunuz şeklinde yöneltilmiş. Seçmenin 54,7’si ‘hayır’ derken yüzde 10,5’i ‘kısmen başarılı’ demiş.  
Seçmenler arasından Kılıçdaroğlu’nu başarılı bulanların oranı ise yüzde 26’da kalmış! Genel seçimde Türk halkının yüzde 26’sından oy alan ancak gelinen noktada kendi seçmeni içindeki desteği bile yüzde 26’ya düşen bir genel başkan!
*
‘Umudumuz Gandi, Halkçı Kemal’ naralarıyla oturduğu genel başkanlık koltuğunda 1,5 yıl gibi kısa sürede eriyen, hayal kırıklığına dönüşen bir lider…
Yıllarca Baykal gitsin diyen pek çok CHP’li bugün Deniz Baykal’ı bile arar hale gelmiş durumda.
Seçmenin önemli bir tespiti daha var. CHP’deki ‘değişime’ ilişkin… Yeni CHP söylemiyle dikkat çeken ve böylelikle kimilerine göre ‘devri sabık’ yaratan Kılıçdaroğlu, attığı onca adıma/manevraya rağmen seçmen tabakasını bile ikna edememiş. Kılıçdaroğlu döneminde parti politikalarının değiştiğine inanıyor musunuz sorusunu seçmenin yüzde 52’si ‘hayır’ diye yanıtlamış.
Yani CHP eskiden neyse şimdi de o demiş bir yerde seçmen. Ya da CHP'ye oy veren iki kişiden biri Kılıçdaroğlu'nu silmiş! Seçmenin böyle düşünmesi için haklı nedenler var tabi ki.  O kadar çok manevra yaptı ki Kılıçdaroğlu, seçmenin başı döndü, takip edemediler. 
Bana sorarsanız Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığı, iktidara yürümeyi bırakıp parti içi iktidara göz dikmesiyle başladı. İpleri elime alacağım derken, o ipleri boynuna, ayaklarına doladı.
Yeteneksiz, Türkiye gerçeklerinden kopuk, siyaseten acemi bir ekip kurdu. Ekibini kurarken gözettiği tek husus sadakatti. Sadık olsun yeter der gibiydi.
Parti emektarlarını dışlamakla, tasfiye etmekle değişimi sağlayacağına inandı.
Bol keseden vaatlerle seçmeni kandıracağını sandı.
Evdeki bulguru garantiye almadan Dimyat’a pirince gitti. Hakkari'de Türk bayraksız miting yaptı mesela... Tarikatlar için 'iyidir' ifadesini kullandı.
Bir gün öyle bir gün böyle konuştu.
Alenen verdiği sözleri tutmadı. (Ön seçim, çarşaf liste gibi)
Tutarsız demeçler verdi. Başbakanın ifadesiyle ‘tükürdüğünü bile yaladı’ Yeni ekibiyle ortak bir politik dil oluşturamadığı gibi öne çıkardığı isimleri kısa süre sonra harcadı. Çünkü seçime 9 ay kala ‘parti içi iktidarı’ hedefleyen adımlar attı. İzmir gibi partisinin başkenti olan bir ilde kentten kopuk isimlerle yola çıktı. Milletvekili listelerini pek çok ilde hatalı yaptı. Partinin hafızasını yok etti.
Örgütsel barışı bir türlü sağlayamadı. Vs. vs.
 Neticede seçmen düzeyinde desteğini yitirdi. Dahası halk düzeyinde de kaybetti itibarını… Önce ‘Gandi’ sıfatını kaybetti ardından seçmen düzeyindeki iktidar umudunu… Hem de ‘Yüzde 30’u geçemezsem koltuğu bırakırım’ demecinin gereğini yerine getirmediği 13 Haziran’dan itibaren…
Tabi ki köklü bir değişim kolay değildir.
Ama bu kadar kısa sürede bu kadar hata yaparsan olacağı budur. Bugün CHP ne yazık ki eriyor! Türkiye’nin ana muhalefeti halk desteğini kaybediyor.
Bu durum sadece CHP ya da CHP’liler açısından değil, Türk demokrasisi açısından da kötü! Üçüncü dönemine rağmen güçlenen iktidara karşın eriyen, küçülen muhalefet, demokrasilerde iyiye işaret değildir. Bana sorarsanız Kemal Kılıçdaroğlu’nun 22 Mayıs kurultayında başına taktığı ‘Ecevit kasketini’ önüne koyup düşünme vakti gelmiştir.
Kılıçdaroğlu, denemiş ama olmamıştır çünkü.
Olmadıysa başarısızlıkta, yanlışta ısrar etmenin anlamı yoktur! Ve yanlışın neresinden dönülürse kardır. Dün CHP’de değişimi başlatan Kılıçdaroğlu’na bugün düşen, değişimin önünü açmak ya da önünden çekilmektir. Kurultay sürecini hemen başlatıp, yeni delegasyonla kurultayı toplayıp, emaneti sahibine iade etmektir ya da.
**
Yazın sonuna doğru ‘Eylül ya da Ekim’de Tüzük Kurultayı’ yapacağız. Türkiye’nin en demokratik tüzüğü bizde olacak’ diyen Kılıçdaroğlu’nun ‘Tüzük kurultayını’ bile toplamak istemediği konuşuluyor bugün. Hatta partinin olağan kurultay sürecini tüzükten aldığı yetkiye dayanarak en az 6 ay-1 yıl ertelemeyi planladığı… Başka bir değişle o koltukta fazladan oturmayı tasarladığı…
Örgütler bu duruma tepkili…
‘Bu parti benim partim değil’ diyen onlarca CHP’li ile konuşuyorum her gün.
Demek ki sıkıntı büyük!
Anketlerde ‘Yarın seçim olsa’ sorusunda CHP’nin alacağı oyun yüzde 15’ler seviyesinde olduğu, AK Parti’nin yüzde 60 sınırına dayandığı sonucu çıkıyor.
Tüm gelişmelerin paralelinde İzmir örgütü de olağanüstü il kongresi için imza topluyor.
‘Kılıçdaroğlu’na biraz daha vakit tanıyalım’ diyenleri ve de ‘genel başkanlık makamının gazabından’ korkanları saymazsak imza süreci sona yaklaşıyor. İmza hareketinin önderleriyle yaptığım görüşmelerde sayısının 270-280 sınırına dayandığı, bugün atılacak kritik imzalarla sayının 300’ü geçeceği vurgulanıyor.
Kulislerde Eski İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ve ekibinin de imza verme noktasında olduğu kaydediliyor. Yani Mehmet Ali Susam ve arkadaşlarının…
Geçtiğimiz hafta genel merkeze ‘İzmir il başkanını görevden alın’ diye açık çağrıda bulunan ancak yanıt alamayan Susam ve arkadaşları, ‘günah bizden gitti’ diyerek ‘siz almıyorsanız biz alırız’ noktasına gelmiş görünüyor.
İmza sayısının 300’ü geçmesi halinde 400’e dayanmasının bile an meselesi olduğu konuşuluyor. Kulislerde konuşulan bir başka iddia daha…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da genel merkeze çağrıda bulunuyor. Susam gibi basın toplantısıyla değil tabi ki…
‘İl Başkanı Tacettin Bayır ve yönetimini alın. Partinin tümünü kucaklayacak bir il başkanı ve yönetimi atayın. Yoksa imzacılara engel olamayız’ gibisinden bir çağrı.
Genel merkezden yine ‘tık’ yok!
Kılıçdaroğlu’nun aklında DSP Eski Milletvekili Atilla Mutman’ın olduğu o isme de Kocaoğlu’nun sıcak bakmadığı kaydediliyor.
CHP’de bunlar olurken AK Parti’nin bakanları temel atmaya devam ediyor.
Sabuncubeli ve Konak Tüneli’nden sonra sıra Menderes-Torbalı Demiryolu hattına gelmiş durumda. 2014 yerel seçimleri yaklaşırken CHP her açıdan kötü günler geçiriyor. AK Parti ise (delege seçimlerinde patlayan tabancayı saymazsak) derli-toplu ve planlı bir şekilde ilerliyor.
Vaziyet budur dostlar…