GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
24 Eylül 2011 Cumartesi

Rekabetin bedeli!

AK Parti ile CHP arasındaki yerel seçim rekabeti her geçen gün hissedilir oranda artıyor.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın sürüklediği AK Parti ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun sürüklemeye çalıştığı CHP kapışmasından söz ediyoruz tabi ki.
Bir temel Bakan Yıldırım’dan bir temel Başkan Kocaoğlu’ndan… 35 proje Yıldırım’dan 58 proje Kocaoğlu’ndan… İzmir, tarihinde olmadığı kadar hizmetin, yatırımın merkezinde…
‘Bayram değil, seyran değil eniştem bizi niye öpüyor’ diyen de var, ‘Ah ne güzel, İzmir’e ‘çılgın projeler’ yapılıyor diye alkışlayan da.  
Bir gerçek var ki AK Parti’nin İzmir’i alma sevdası CHP’yi de kendine getiriyor. Yaz boyunca kavga eden, aynı masaya bile oturamayan belediye başkanları dün ilk kez geniş kapsamlı bir toplantıda buluştu. Kocaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılan toplantının amacı, ‘Dikkat! AKP geliyor. Bir şey yapmalıyız’ idi. Yurtdışında tatil yaptıkları için bu toplantıya gelemeyen Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak ile Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın tatilden döner dönmez, ayaklarının tozuyla Seferihisar’daki arıtma tesislerinin temel atma törenine katılmaları dikkatlerden kaçmadı. Bu uyum ne kadar sürer, nereye kadar gider’ bilinmez. Ama ‘paldır-küldür gelen ve dev projelerle’ İzmirlinin aklını çelen AK Parti’nin bu toparlanmada payı/katkısı tartışılmaz.
Gelelim İzmir üzerindeki rekabetin bedeline…
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ‘Benim çılgın projem’ dediği Konak Tüneli’nin temelini attı. İzmir medyasının yere göğe sığdıramadığı dev projede önemli eksikliklerin olduğunu günlerce yazdık, çizdik. En önemli eksikliğin kamuoyunu bilgilendirmemek, projelerin detaylarına ilişkin kentliye doğru-dürüst bilgi vermemek olduğunu defaten söyledik.
Projeyi hangi şirketin/kurumun yapacağı bile net değil! Heyelan bölgesinin altından geçecek tünellerin olası bir faciaya davetiye çıkarıp çıkarmayacağı da teknik olarak açıklanmış değil.
Dahası 4 ay önce Konak’tan girip Kahramanların altından Mürselpaşa Caddesi’ne çıkacağı açıklanan tünelin Yeşildere Yolu üzerindeki Mehmetçik Parkı’na yani 1 kilometre batıya kaydırılma gerekçesini bile öğrenemedik. Kimseden çıt yok!
Binali Yıldırım’ın ‘Çılgın Projesi’nin güzergahında yapılan değişiklik sonrası tünelin ucu Büyükşehir’in üç yıldır üzerinde çalıştığı ‘Uçanyol Projesi’nin tam önüne getirildi.
Belediyenin başta TSK olmak üzere hak sahipleriyle ‘yok kamulaştırmaydı, yok izindi’ derken 3 yıl uğraştığı proje, bir anda hükümetin ‘çılgın projesi’ Konak Tüneli’nin bir ayağına dönüştürüldü.  
Hatta bakanlık daha da ileriye gidip ve Büyükşehir’in sadece 16 trilyon liraya yakın kamulaştırma bedeli ödediği projenin inşaatının yapılacağı Yeşildere Caddesi’nin tahsisini geri aldı. Yani Büyükşehir, birkaç gün önce ihalesine çıktığı Buca ve Karabağlar’ın ulaşım sonunu önemli ölçüde azaltacak ‘Uçan Yol Projesi’ni Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Karayolları’nın kontrolündeki araziye yapar hale getirildi. Bundan sonra atılacak her adımda karayollarından izin alması gerekecek olan Büyükşehir sonunda pes dedi,havlu attı. ‘Konak Tünelleri’nin güzergâhını değiştirip Uçan Yol’un dibine getirdiniz. Yeşildere Yolu’nu da bizden aldınız. Alın o zaman ‘Uçan Yolu’ da siz yapın’ denildi kibarca.
Uçan Yolu Büyükşehir yapacaktı, tüneli de bakanlık… Buca’dan/Karabağlar’dan/Gaziemir’den gelen bir araç Yeşildere trafiğine girmeden ‘uçan yol üzerinden’ tünele bağlanıp 5 dakikada Konak Meydanı’na ulaşacak. Burada esas olan yerel yönetim-merkezi idare işbirliğiydi. Ama yaşanan örnekten de anlaşıldığı üzere bu işbirliği olmadı. Çünkü yerel seçim rekabeti engel oldu. Büyükşehir, Konak Tüneli’nin gölgesinde kalacak projeden çekildi.
Burada sadece Başkan Kocaoğlu’nu suçlayacak değilim. Hükümetin ilgili bakanları ne kadar siyasi sorumlulukla hareket edip 2014’ü düşünüyorsa Kocaoğlu’nun da bunu düşünmeye hakkı var çünkü.
Ama hem hükümetin hem de Büyükşehir’in ‘sandıktan önce’ İzmir’i düşünmeleri gerekiyor. Aralarındaki rekabetin bedelini İzmir halkına ve kente ödetmemek için.
Burada projeden çekilen Büyükşehir kadar Yeşildere Yolu’nu apar topar belediyeden alıp, Konak Tünelleri’nin güzergâhını Mürselpaşa Caddesi olarak açıkladıktan sonra Büyükşehir’in Uçan Yolu’nun dibine getiren anlayış da sorumlu. Belki, doğru güzergah buydu. Ama o zaman da adama sorarlar. ‘Kardeşim, ‘Çılgın Proje’ diye kentin önüne koyduğun tünelin daha güzergahına karar verememişsin. Dört ayda ne değişti de bir kilometre Batı’ya çektin tünelin ucunu’ diye…
Gördüğüm kadarıyla hükümetin acelesi var. Yerel seçimden önce Konak Tüneli’ni bitirmek istiyor. İzmir’e açıkladığı 35 projeden bir kaçını somutlaştırmak, ‘Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır’ demek istiyor. Ama ‘Acele işe şeytan karışır’ demişler. Heyelan bölgesinin altına yapılacak tünelin daha doğru dürüst jeolojik etüdü bile yoksa olacaklardan sorumlu olmamak adına, bu önemli gerçeğin altını çizmek benim görevim.
Varsın kentin medyası, kalem ustaları alkış tutsunlar!
Biz ‘gazetecilik ile şakşakçılık’ arasındaki ince çizgiyi aşmamaya özen göstereceğiz.
Yeri gelecek alkış tutacak yeri gelecek hesap soracağız. İkisini yaparken de ideolojik pencereden, hesaplı/kitaplı değil, mesleki pencereden, İzmir’in penceresinden bakacağız...
Bizi izlemeye devam edin!