GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
10 Ekim 2011 Pazartesi

Umudumuz Binali!

Dün, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’ın haberine attığımız başlık böyleydi. Başkan Durak, bazıları Büyükşehir’de bazıları bakanlıklarda bekleyen 16 projesi için Bakan Yıldırım’a resmi kanalla dosya sunmuş, Yıldırım da projelerin takipçisi olacağına söz vermişti. Bazı kesimler bu durumu yadırgadı. Alışık olmadıkları şey, ‘CHP’li Başkan’ın AK Partili bakana proje vermesi ve de AK Partili bakanın CHP’li başkana destek olmasıydı’
Öküz altında buzağı arandı hatta Cevat Durak’ın AKP’ye geçeceği bile iddia edildi.
'Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik’ diyen Tatlıses’in deyimiyle, ‘CHP’nin bakanı vardı da Cevat Durak mı yardım istemedi’
Sonuçta, Yıldırım’ın bu adımları atarken başka siyasi niyeti/çıkarı olabilir. Olduğunu Durak da iyi biliyor. Ama Durak’ın da bu yardımlaşmadan beklentisi var. En başta da yüzde 70’e yakın oyla kendisini o makama taşıyan Karşıyakalılara karşı sorumlulukları…
Geçmişte aynı hükümete bağlı TOKİ ile 808 konut üreten ve Karşıyaka’nın göbeğindeki gecekonduları kaldıran Durak’ın bu dönem başta stadyum olmak üzere önemli talepleri var hükümetten… Tam da KSK’nın stadyum projesine Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun olumsuz görüş bildirdiği gün böyle bir haberin bu başlıkla çıkması ayrıca manidardı tabi ki. Çünkü KSK projesinin arka planındaki iş adamının, Büyükşehir’den sonra kapısını çalacağı isim muhtemelen Binali Yıldırım’dı. Bir iddiaya göre o kapı çoktan çalınmış ve okeyi de alınmıştı. ‘Siz Büyükşehir’e götürün. Olmuyorsa, şehircilik bakanlığı üzerinden işi bitiririz’ denilmişti.
23 Eylül Cuma günü yayınladığım ‘Binali Yıldırım neden Kaf Kaf çekiyor’ başlıklı yazıda bu süreci detaylarıyla anlatmıştım. AK Parti’nin ‘genel seçimde’ 90 bin gibi rekor fark yediği ilçe Karşıyaka’da özel hamleler planladığını, stadyum işinin de bunlardan biri olduğunu vurgulamıştım.
Aslında her şey devletin (TOKİ’nin) yaklaşık 100 dönüm araziyi Diyarbakırspor Kulübü Eski Başkanı Ali İhsan Kaya’ya satmasıyla başlamıştı. İzmir’in rant değeri en yüksek bölgesi Mavişehir’deki arazinin üç yıl önceki satış bedeli10 milyon TL.
Arazi satıldığı sırada da ‘sportif tesis’ imarlı…
Bu imarı veren de Büyükşehir Belediyesi… İşadamı Kaya, sportif tesis alanı olan araziyi neden satın alıyor dersiniz? Herhalde KSK’ya stadyum yapmak için değil elbette!
Konut ya da ticaret merkezi yapmak için…
Önce arazinin tamamı için imar değişikliği aranıyor. Bu talebin İzmir gibi bir yerde kabul görmesi mümkün olmayınca proje sil baştan yenileniyor.
KSK ile protokol imzalanıp arazinin yarıdan fazlası (56 dönüm) kulübe bağışlanıyor. Arazi içinde Büyükşehir’in ‘yol geçirdiği’ ve kamulaştırması gereken 20 dönüm yer var. O alan ‘bedelsiz’ Büyükşehir’e bırakılıyor. 100 dönüm arazisinin 76 dönümünden vazgeçen işadamı kalanı için konut imarı istiyor. Ve talebini yaklaşık bir ay önce Büyükşehir’e sunuyor.
Hazırlanan bu plan kabul edilirse;
Büyükşehir Belediyesi 40 milyon liralık kamulaştırma yükünden kurtuluyor.
KSK 100. yılında adına yakışır bir tesise kavuşuyor.
İşadamı da 23 dönümlük konut imarıyla, yatırımının karşılığını alıyor.
Yani herkes mutlu oluyor. (Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak dışında)
Öğrendiğim kadarıyla iş adamının talebi en çok 150 konutluk. Bu bölgeye son 3-5 yılda tam 6 bin 500 konut dikilmiş. İşadamına göre 150 tane daha yapılsa ne olacak?  
İşte Kocaoğlu’nun karşı görüş bildirdiği nokta da tam olarak burası… Yasaların spor alanını konuta açmaya izin vermediğini savunuyor Başkan! ‘Yaparsak, suç işlemiş oluruz’ diye ekliyor. Hatta ‘Biz TOKİ’nin imar talebine karşı çıktık. Şimdi bu adama nasıl imar vereceğiz’ diyerek görüşünü perçinliyor.
 
İzmir’in, İzmir kulüplerinin gelişmesi, büyümesi gerekiyor bin yandan da. KSK’nin CHP’li Başkanı Çalışkan’ın deyimiyle, ‘Spor kulüplerinin dilenci gibi kapı kapı dolaştığı dönemin kapanması, İzmir kulüplerinin ‘kalıcı tesislere’ sahip olması gerekiyor.
Ortada KSK’ya bağışlanmış 56 dönümlük sportif tesis imarlı bir arazi var! KSK isterse, mevcut imar durumuna göre inşaat çalışmalarına yarın başlayabilir.
Zaten Kocaoğlu’nun karşı olduğu nokta KSK’nın stadyum projesi de değil. O, aynı arazi parselinde yar alan 23 dönümlük imar talebine karşı çıkıyor.
Küçük bir açık kapı da bırakıyor Başkan; “Bunun su kaldırıp kaldırmayacağına bakacağız’ diyor. Çünkü kentin gelişimi için bazı özel durumlardan söz edilebilir. Belki de o arazi istisna kabul edilir. Hani şu ‘kaideleri bozmayan’ cinsten bir istisna...
İzmir’in 100 yıllık kulübü KSK’nın ali çıkarları için küçük bir taviz…
Anladığım kadarıyla başkanın asıl korkusu imar talebinin kabulünden sonra olacaklar. Müfettiş soruşturmaları, davalar belki de imar kanununa muhalefetten mahkumiyet!
Bu işi CHP’li bir belediyenin yapması sorun teşkil edebilir.
Belki de hükümetle konuşularak bu alan için ‘özel durum’ kararı alınabilir.
Yani ‘İstisnalar kaideyi bozmaz’ kuralı…
Geçmişte Büyükşehir ve Konak Belediyesi’nin mühürlediği Konak Pier’in bizzat bayındırlık bakanı imzasıyla açıldığını hepimiz biliyoruz. Ya da Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet binasının bile halen kaçak statüde olduğunu…
Amacım yanlış bir örnek üzerinden başka bir yanlışı teşvik etmek değil!
Amacım kentin gelişimi için bir yol önermek!
Ne diyordu Bakan Yıldırım, meslek odalarına göre ‘gecekondudan farksız’ olan Konak Tüneli’nin temel atma töreninde? Ya bir yol aç, ya bir yol göster ya da yoldan çekil!
Projeye karşı çıkanlara Konfüçyüs’ün sözüyle seslenen Yıldırım, bu proje için de umut olabilir. Belki de Yıldırım, neredeyse hiçbir maçını kaçırmadığı KSK için bu riskli adımı atacaktır.
Tabi ki tam da burada Kocaoğlu’nun dahası CHP’lilerin ikinci korkusu devreye giriyor.
Ya KSK projesini Şehircilik Bakanlığı üzerinden hükümet yapar ve de bunun siyasi meyvesini 2014 seçimlerinde yerse… Son genel seçime göre AK Parti ile CHP arasında yaklaşık180 bin fark var. Ve bu farkın yarısı Karşıyaka’da…
Karşıyaka’ya şirin gözükmenin en kestirme yolu da 100 yıllık takımlarından geçiyor. Kaf Sin Kaf’a çeyrek katrilyon değerinde kalıcı bir tesis kazandırmak, en azından seçmen olan fanatik taraftar grubunda sempati yaratabilir. Ve bu sempati oya dönüşürse Karşıyaka’yı değilse de İzmir Büyükşehir’i ateşe atabilir. Farkın 90 değil de 40 bin olduğunu düşünün… CHP Karşıyaka’da kazanır ama Büyükşehir’i riske eder! Çılgın projelerle büyülenen İzmir’deki zemin kaymasını da hesaba katarak söylüyorum bunu.
O nedenle Kocaoğlu, ‘yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal’ noktasında şu anda. Sağlıklı ve yasal bir adım atmak istiyor. Ama atamıyor.
Tahmin ediyorum bürokratları bu konuda Başkan’dan daha keskindir. Hatta koro halinde, ‘Olur mu başkanım. Rant var başkanım…’ demeye başlamışlardır bile.
‘Ya yol göster, ya yol aç ya da yoldan çekil’ felsefesinden hareketle diyorum ki;  
İstenirse KSK’nin 100. yıl rüyası gerçek olabilir.
Mali büyüklüğü 110 milyon TL’yi bulan araziyi KSK’ya bağışlayan ve üstüne ’10 milyon TL de inşaat için vermeye hazır olan’ işadamı ‘KSK’ya feda olsun’ demiyor muydu? İstenirse ilk etapta sadece KSK’ya bağışlanan sportif imarlı arazi üzerinden yürünebilir. Yani KSK’nın 100. yıl rüyası arazinin bir bölümünden yükselebilir. İşadamının imar talebinde bulunduğu 23 dönümün mücadelesi de ayrı yapılır.  
Ama işadamı bağışı ‘şartlı’ yapmışsa o başka…
Öte yandan hükümetle birlikte ortak bir çözüm aranır. Tabi ki de hükümetin tek amacı ‘Büyükşehir yapamadı, biz yaptık’ demekse başka!