Genel olarak…
Adları “kuş”!
Ama estetik kuş, onlar…
Zarif…
Uzun inci bacaklı…
Doğduklarında hepsi kara marsık…
Kanatlandıklarında ise…
Her biri…
Eşi benzeri olmayan pembe-beyaz dünya güzeli…
***
Bu kuşun üç “özel” yanı var…
Asaleti…
Duruşu…
Kanatlanışı…
Çıplak gözle bile izlerken…
Doyamıyorsunuz, bakmaya…
***
50 yıllık dostum, meslektaşım Esat Erçetingöz…
Belki de “ustalık ve hocalık” döneminin…
En şahane sürecinde…
İzmirlileri davet etti “Flamingo Adası” sergisine…
İzmir Kuş Cenneti’nde çektiği flamingo ve yavrularının fotoğrafları…
O kadar “sizi içine çekecek” kadar canlıydılar ki…
Elinizi dev fotoğraflara doğru uzattığınızda…
Her an kanatlanıp…
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin fuayesinde…
İnce bacakları ile yaylanıp…
Başınızın üstünden süzülerek…
Sizi selamlayacak kadar hakikiydiler sanki…
Sergiyi, binlerce doğa tutkunu İzmirli gezdi…
Kalpler o beyaz – pembe flamingolarda kaldı…
***
Türkiye’de en çok bilinen…
İki adresi var uzun bacaklı pembe güzellerin…
Başkent İzmir; Gediz Deltası’ndaki “Kuş Cenneti”…
İkinci adres, memleketimin göbeğindeki Tuz Gölü…
Şaşırmayın!
Sadece Çiğli'deki Kuş Cenneti’nde 30 bin flamingo yaşıyor ailecek!
Afrika’daki türlerinin bacak uzunluğu 130 santimetre…
***
Üstünü titrediğimiz “İzmirli Flamingolar” nasıl görüntülendi?
Esat Erçetingöz…
Bir belgeselci titizliğiyle notlarını verdi bu yazı için…
Kelimesine dokunmuyorum:
“İzmir Kuş Cenneti’ni, 11 yıl önce Prof. Dr. Mehmet Sıkı yarattı… Bu Cennet’teki dünyanın en büyük yapay üreme adasında her yıl kuluçkaya yatan 28 bin flamingodan bir o kadar yavru doğuyor… Orada kendimi kaybettim, dersem yalan olmaz... Deklanşöre her bastığımda arkası geldi… Yaklaşık 5 bin 500 fotoğraf çektim… Flamingoların yavrulaması o kadar önemli ki, adada kuşların rahatsız edilmemesi için üzerinden uçuş yasağı dahil özel önlem alınıyor… Anne-babalarının aksine yeni doğan yavruların tamamı simsiyahtı… İlk defa böyle tanık oluyordum… Meğer yavru flamingolar, iki yıl boyunca salinas denen kurtçukları yiyerek beslenirken aynı zamanda beyazlaşıyorlardı…”
***
Adı üstünde Cennet!
Sadece önüne “Kuş” kelimesini koyuyorsunuz…
Bu da İzmir’in şansı ve dahi ayrıcalığı…
Erçetingöz’ün…
Şu sözleri anlamlı:
“Bu sergiyi, İzmir’in her köşesinde ziyaretçileriyle kucaklaşsın diye Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e armağan ediyorum… Neden, biliyor musunuz? Sayın Başkan, henüz belediye başkanı koltuğuna oturmadan bile önce şöyle demişti; unutmuyorum: (Sadece bize oy verenlerin değil, flamingoların da toprağın da denizin de belediye başkanı olacağım…) O zaman Flamingo Adası sergilerinin arkası gelmeli…”
***
Bitiriyoruz…
Bu şehirde yaşıyorsanız…
Dünyanın en büyük yapay kuluçka adası ile gurur duyacaksınız…
Prof. Dr. Mehmet Sıkı’yı…
Bir İzmirli olarak bu kent adına minnetle anacaksınız…
Şunu hep hatırlayalım…
İzmir Kuş Cenneti’nde…
Yıllardır 300’e yakın kuş türü ya konaklıyor ya da kışlama yapıyor…
Ne güzel di’mi…
Martılarınkine benzer bir ses çıkarıyorlar…
O ses…
İzmir’deki Kuş Cenneti’nin semalarında adeta…
“Vatanım Sensin İzmir’im…” der gibi, yankılanıyor…
Kuş dilini(!) bilmeseniz de bunu hissediyorsunuz…
Şükredelim ki…
Gediz Deltası'ndaki 14 bin 900 hektarlık alan…
Çeyrek asırdır…
Uluslararası “Ramsar Sözleşmesi” ile koruma altına alında…
Nokta…
Hamiş:
Flamingoların en ilginç özelliği ömürlerinin büyük kısmını tek ayakları üzerinde geçirmeleridir… Tabii ki, tek ayak üzerinde duran tek kuş türü değiller ama çok uzun süre bu durumda kalabildikleri için daha fazla ilgi çekerler…
Sonsöz: “Kuşların dilini konuşmak isterdim en çok… Bunun dışında tüm istediklerim gerçekleşti… / Lale Müldür – Şair ve Yazar…”