GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
17 Ocak 2023 Salı

Mutlu İzmir hatırası!

Geride bıraktığımız hafta sonu…

Özellikle de vekili olduğu İzmir buluşmasında…

Dudaklarından dökülen şu cümle…

Açık ve net “Cumhurbaşkanı adayı benim!” sinyalidir:

“Bu topraklarda hiç bir çocuğun yatağa aç girmediği uygar ve güzel bir ülkeyi inşa etmekte kararlıyım…”

Cümlenin birinci bölümünü her zaman söylüyor…

Asıl…

Cümlenin ortadan sonrası:

“Uygar ve güzel bir ülkeyi inşa etmekte kararlıyım!”

Son günlerin en sağlam “birinci tekil şahıs” ifadesi…

Tercümesi “Ben yapacağım!” demek…

***

CHP Lideri ve Altılı Masa’nın yaratıcısı Kılıçdaroğlu…

Heyecan olsun diye böyle konuşmadı tabii ki…

Çünkü…

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş…

Bi’kaç gün önce sinyal çakmıştı; hatırlayın:

“Belki zorunluluklar dolayısıyla seçim biraz öne alınabilir...  Seçim takvimiyle ilgili düzenleme olacak... Eskilerin tabiriyle seçim sürecine girmiş olduk... 1-2 ay öne alınması erken seçim anlamına gelmez…”

Belli…

İktidar partisi hızla yaklaşan iki seçimin takvimdeki adını koymuş bile:

“28 Mayıs Pazar…”

Ramazan’dan ve Şeker Bayramı’ndan…

Aşağı yukarı 40 gün sonra…

Ve…

40 yıl önce tedavülden kaldırılan…

“Hürriyet ve Anayasa Bayramı”nın ertesi günü!

***

Tek eksik kaldı…

Altılı Masa’nın…

“Evet, Cumhurbaşkanı Adayımız Kılıçdaroğlu’dur…” diyerek…

Memlekete ilan etmesi…

O da, (büyük olasılıkla) pek yakında…

***

CHP Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kılıçdaroğlu…

Aslında…

Geride bıraktığımız hafta sonu İzmir programında…

Cumhurbaşkanı adaylığını…

“Sıcak sıcak…” pek bi’güzel belli etti…

***

İlk ve ortaokul açacaktı, Karabağlar’da…

Daha önce sormuşlar…

“Sayın Kılıçdaroğlu, okulun adını ne koyalım?”

Orhan Kemal adını seslendirirken…

Bi’dakika bile düşünmemiş…
Neden?

Çünkü, kitap kurtları iyi bilir…

Orhan Kemal, “arka sırada” kalanların hayatını roman yapan yazarımız…

Tam isabet!

***

Bi’ara gözlerinizi kapatın ve düşünün…

Ancak, “tarafsız” bir Cumhurbaşkanı halkı için şöyle konuşur:

“Her evde huzur olsun istiyorum... Aile destek sigortası ile yeni bir alan yaratacağız… Böylece hiç bir aile (Ben yoksulum) demeyecek… Onurlarını koruyacağız, kimsenin yoksulluğunu afişe etmeyeceğiz…”

***

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer

Dilber Apartmanı’nın…

Temel atma töreninde şöyle dedi:

“Belediye, İzmir’de bir ana gibi mağduriyet yaşayanları

kucaklıyor ve kamu kaynaklarını vatandaşları için seferber ediyor…”

İşte…

Kılıçdaroğlu’nun duymak istediği buydu…

Ve…

Bunun adı; “İzmir Farkı” idi ve…

Gönülleri fethetmek için adeta seferberlik ilan edilmişti…

Şimdi de…

Cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında…

Türkiye’yi harmanlarken…

“Bir incidir İzmir; O’na benzeyecek kentler…” demeye hazırlanıyordu…

Notlarını ala ala…

Yüzünden eksilmeyen tebessüm bundandı zaten…

***

Kılıçdaroğlu’nun İzmir mesaisi…

“Roman Buluşması” ile sona erdi…

58 farklı bölgeden gelen Roman vatandaşlar…

CHP Lideri’nden Allah’ı var; hiç bi’şi istemediler…

Bilakis göbek atarak havayı acayip güzelleştirdiler…

Aslında…

Kılıçdaroğlu’nun, Roman vatandaşlardan bi’dileği vardı:

“Sizden tek şey istiyorum… Sandığa gidince CHP’den yana tavır bekliyorum… Cumhuriyet tarihimizde ilk kez bir roman milletvekili CHP rozetiyle Meclis’e geldi... Bu ne demektir? CHP herkesin sorunlarına sahip çıkan bir parti demektir… Bu nedenle CHP'ye en az benim sahip çıktığım kadar sahip çıkmalısınız...”

***

Bitiriyoruz…

Siyaset, zor zanaat!

Ama…

Bi’o kadar da keyifli ve tarihe iz bırakan bir hayat rotası!

CHP’nin Genel Başkanı…

Millet İttifakı’nın yaratıcısı…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun…

İzmir’de çekilen “protokol” fotoğrafına…

Bi’kez daha göz atmanızı dilerim…

O büyülü kare…

Bence şunu anlatıyor:

“Mutluluğun resmini yapmak artık hiç kolay değil… Üstelik, her türlü sıkıntının harman olduğu şu sıralarda… Ama, direnmek lazım; bunu yaparken de eğilip, bükülmemek lazım… Hepsinden önemlisi, kutuplaşmanın değil; beraber olmanın, kader birliği yapmanın, tasada ve kıvançta birbirimizin kolunda kenetlenmenin şart olduğu bir süreci yaşıyoruz… O zaman, kesintisiz mutluluk artık yüzde 100 hakkımız… Ha’di…”

Nokta…

Sonsöz: “Kahveni nasıl alırsın, diye sordum… (Elinden…) dedi… Gel de mutlu olma… / Anonim…”