GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
10 Şubat 2010 Çarşamba

Vatan hainliği!

Gazetecilik tarihinde görülmemiş ’‘mızrak-çuval’’ hikayesini ayyuka çıkarmamız, çoğunluğun içindeki yağları eritti. ’¶
 
Bazılarını da rahatsız etti haliyle.
Öyle ki, bir okur yazıya yaptığı yorumda, çaldığı mızrağı çuvala sığdıramayanları ’‘vatana hizmet edenler’’ diye tanımlayıp, beni de vatan düşmanlığı ile suçlamış.
Mert Gülcan adını kullanan ve 36 yaşında, İzmirli olduğunu yazan kişi.
 
***
’‘1920’’leri yaşıyoruz’’ diyenlere, ’‘o kadar da değil’’ diye yanıt veriyordum.
Meğerse gerçeklik payı varmış.
Damat Ferit Hükümeti’’nin vatanı kurtarmak için kelle koltukta Anadolu’’da vuruşan Atatürk ve silah arkadaşları için İngiliz baskısıyla çıkardığı idam fermanında da tam olarak aynı şey yazıyordu.
 
Vatana ihanet!
Ama kısa bir sürede kimin vatan haini, kimin de vatanperver olduğu ortaya çıktı. Vatan haini fetvasına imza atanlar, İngiliz gemileriyle, arkalarına bile bakmadan giderken, Atatürk ve silah arkadaşlarının destanını yedi düvel kabul etti.
Son dönemlerde yaşanan olaylar, Damat Ferit döneminin şartlarının tekerrür ettiğini düşündürtse de insana’…
O kadar da değil diyorum yine ve yeniden’…
Mert Gülcan adlı ya da kod adlı okuyucu için kıssadan hisse’…
Vatan hainliği söz konusu olur da Nazım’’dan bahsetmeden geçilir mi?
Ne diyor Nazım Usta’…
 
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
 
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.
 
**
Başka söze gerek var mı Mert bey?
 
**
Yanlış anlaşılmasın.
Kızdığım, tepki gösterdiğim bazı İzmirli gazetecilerin AKP’’nin hoşuna gidecek şeyler yazması değil.
 
TEKEL eylemini küçültmeye çalışıp, sapla samanı karıştırmaları da değil.
Her ne kadar Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş, laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu şeklinde mahkumiyet kararı da olsa hakkında, AKP yürürlükteki hukuk kurallarına göre ülkeyi yöneten iktidar partisinin adı.
 
Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’’ın damadı da bu arkadaşların yazdığı gazetenin sahibinin şirketinin CEO’’su’…
 
Hani devlet bankalarından 800 milyoncuk kredi alan patronun’…
Bu arkadaşların baskı ve yönlendirme ile AKP’’nin hoşuna gidecek yazılara imza atması olağan’…
 
’‘Ya yazarsın, ya gidersin’’ şıkkı söz konusu olabilir. Durum öyleyse saygı bile duyarız.
Ama iş kraldan fazla kralcılığa gelince orada dur (!) bakalım.
Vur deyince öldürme! Küçük muhalefet kırıntıları dursun satır aralarında. Kayıtsız ve de şartsız teslim olma!
 
’‘AKP’’nin hoşuna gitsin, TEKEL eylemi küçülsün ve bir daha tekrarlanmasın’’ diye tatildeki çocukları okula gönderip, otobüs duraklarında ağlatma!  
Yüzyılın bombasını patlatıp, ’‘Basın bombaları’’ yazan Gürkan Abi’’ye malzeme olma!
 
Ama tek suçlu iki ’‘ağa’’ beyimiz değil tabi ki’…
O yazıyı sipariş ettiği sanılan, kimi yöneticiler de, okulların tatil olduğu dönemde yazılan bombayı ’‘büyük haber’’ gibi birinci sayfanın en üstünden anonslayıp, mızrağı çuvala sığdırmaya çalışanlar da suçlu.
 
Olmadı işte! Bu kez sığmadı mızrak çuvala.
Ucu dışarıda kaldı.