’“CHP’’ye gençlerin ilgisi yok. CHP’’nin kurultay delegelerinin yaş kuşağı, benim yaş kuşağımda. 40-45 yaşındakiler genç olarak gözüküyor.’¶ Ya, 80 öncesinde, 40 yaşında olduğu zaman, adamlar tabii senatör oluyorlardı. (gülüşmeler) şimdi 40 yaşında olmak genç olmak oldu. Baktığınız zaman, benim kuşağımdaki arkadaşlar hala milletvekili, hala politikanın içindeler. 1973 seçimlerine baktığınız zaman, CHP’’de 22-23 kişi yaşını büyülterek meclise girdi. Bunlardan biri Süleyman Genç’’ti.
Daha pek çok isim sayabilirim.
Yüksel Çakmur. Buca’’da belediye başkanı olduğu zaman 26-27 yaşlarındaydı. Aydın Erten, Gültepe’’ye belediye başkanı olduğu zaman 30 yaşındaydı. Yüksel Çakmur bakan olduğu zaman 33-34 yaşındaydı. 1974’’de koalisyonda Mahmut Türkmenoğlu bakan olduğu zaman 35 yaşındaydı, en yaşlı bakan Çalışma Bakanı Mahir Aksoy’’du ve 65 yaşındaydı. Diğerleri 40-45 yaşlarındaydı. Bülent Ecevit genel sekreter olduğu zaman kaç yaşındaydı? 46 yaşındaydı. Başbakan’’ken 50’’li yaşlardaydı’”
Ben değil, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Hikmet Çetinkaya söylüyor bunları.
Gönül Abla’’nın Hikmet Abi ile yaptığı nefis röportajın satır aralarından çıkardım, noktasına dokunmadım’…
Genç bir gazeteci olarak defalarca siyasette gençlerin önünün açılması gerektiğini savunduğum olmuştur. Daha birkaç gün önce kaleme aldığım ’“Değişim, dönüşüm, eğitim şart’” başlıklı yazının tamamını bu tespite ayırmıştım.
Bazı örneklerimiz bile aynıydı Hikmet Abi ile. Pişti olmuştuk, pişti.
’‘Demek ki sadece ben değilim siyasetin, özellikle de CHP’’nin içinde bulunduğu yaş çıkmazını gören’’ diye de sevindim’…
Röportajın satır aralarında gördüm ki Hikmet Abi ile pişti olduğumuz birkaç nokta daha var.
İşte onlardan biri daha’…
Gönül Soyoğul soruyor; ’“Sarıgül’’ü nasıl buluyorsunuz? Oyları kimden alır?
ÇETİNKAYA: AKP’’den alır. Çok az alır CHP’’den.
SOYOĞUL: Nasıl bir lider Sarıgül? Siz daha iyi biliyorsunuzdur İstanbul’’da yaşayan bir gazeteci olarak’…
ÇETİNKAYA: Türk seçmeninin zeka seviyesine hitap ediyor.
SOYOĞUL: Türk seçmeni zeki mi?
ÇETİNKAYA: Zeka seviyesi diyorum. Tayip Erdoğan da Türk seçmeninin zeka seviyesine hitap ediyor.
Sarıgül’’ün İzmir mitinginden sonra kaleme aldığım, II. Mustafa mı II. Tayyip mi? yazısında anlatmaya çalıştığım buydu. Çetinkaya, yabana atılmaması gerektiğini söylüyor Sarıgül’’ün ve de Tayyip Erdoğan’’la arasındaki benzerliğe vurgu yapıyor.
Çetinkaya’’nın ’‘zeka seviyesi’’ olarak anlattığı ortaklığı bazıları ’‘sokağın dili’’ olarak tanımlıyor. ’‘Zeka seviyesi’’ tartışmasına girmek istemediklerinden olsa gerek.
Neden böyle bir giriş yaptığıma gelince’…
Hem üzerinde durduğum gerçeklerin altını bir kez daha çizmek, hem de Çekinkaya gibi mesleğe İzmir’’den başlamış, Türkiye’’de yeri belli olan bir ağabeyle pişti olmak hoşuma gittiği için’…
En çok da, CHP’’deki gençlik çıkmazının altının bir kez daha çizmek için.
Aslında güne, Yeni Asır Gazetesi’’nde ’‘Kasaba mantığı ile belediyecilik yapıyorlar’’ başlığı taşıyan Fatih Yapar imzalı Yüksel Çakmur haberiyle başlamıştım.
Öğle saatlerine doğru yayınlanan Hikmet Çetinkaya röportajını okuyunca Çakmur’’un Buca Belediye Başkanı olduğunda 27-28 yaşında olduğunu, başkan olmak için yaşını büyüttüğünü öğrenince, işin rengi değişti.
Kulislerde İzmir il başkanlığı için bile adı geçen 70’’ine merdiven dayamış Çakmur’’un, bir zamanlar makam sahibi olmak için yaşının büyütmesi gerekmiş.
Belki de bugün 40 yıl önce yaptığının tersini yapması, yaşını küçültmesi gerekiyor.
***
Hüseyin Mutlu Akpınar’… İl Sekreteri. 40 yaşında.
’‘Değişim, dönüşüm, eğitim şart’’tan sonra aramış, uzun uzun konuşmuştuk.
40 yaşına değmesine rağmen CHP’’de bir makama talip olmakta zorlandığını, olmaya niyetlendiğinde ise ’‘Senin için daha erken’’ cevabıyla karşılaştığını anlatıyordu.
Üniversite mezunu ve 40 yaşında olmanın cumhurbaşkanı seçilme yeterliliği kabul edildiği ülkemizde, CHP’’deki gençlik çıkmazına bu sözlerle vurgu yapıyordu Akpınar.
Makamdan kastı neydi? Milletvekilliği, belediye başkanlığı belki de il başkanlığı’…
1980 darbesini CHP’’li başkan sıfatıyla karşılayıp, bedelini ödeyen Konya Ereğli Belediye Başkanı’’nın oğlu Hüseyin Mutlu Akpınar.
CHP’’de gençlik kolları il başkanlığı yapmış, il yöneticiliği yapmış bir siyasetçi. 9. sıradan milletvekili adayı gösterildi 2007’’de. Yani, dolgu malzemesi olarak kullanıldı tıpkı diğer gençler gibi.
Ve soruyor Akpınar; ’“Kendimi tartışmaya açıyorum. Bir şey olmak için neyim eksik’”
1941 doğumlu (70 yaşında) Kıvılcım Kemal Anadol tam 35 yıldır aralıksız vekil.
Vekillikten emekli etsen, ’‘niye ettin’’ diye sormazlar.
Sadece Anadol mu?
İzmir’’de ve ülkemizde pek çok vekil aynı şartlarda’…
Ahmet Ersin 3, Bülent Baratalı, A. Rezzak Erten, Canan Arıtman, Oğuz Oyan 2 dönemdir vekil’…
2011 genel seçimlerinde de yukarıda adı geçenlerin önemli bölümü sıralamadaki yerini koruyacak. Akpınar ve genç(!) arkadaşlarına yine dolgu malzemesi olmak düşecek.
Değişim, dönüşüm işte bu yüzden şart.
Anadol TBMM’’de çok lazım olabilir ya da Baratalı’’nın yeri dolmuyordur, Ertensiz, Arıtmansız olmuyordur. En azından dolgu malzemesi (inşaat dilinde moloz) olarak listenin dibine konulan gençlerden bir ikisini ön sıralara, aralara serpiştirip gençlik aşısı yapar,
dengeyi kurar, bizlere de laf söyletmezsiniz.
40 yaşındaki siyasetçisine ’‘senin için daha erken’’ diyen mantık için, bazı şeyler zaten çok geç olmuş demektir.
Neden CHP’’nin gençlik çıkmazına bu kadar vurgu yaptığıma gelince;
Çünkü, CHP’’yi umut olarak, ülkenin sigortası olarak görüyorum.
Yetmez mi? Anlayana artar bile’…
Yoksa; Baykal’’ın, Önder Sav’’ın, Anadol’’un yaşıyla değil sorunum.
***
Ormancılıkta önemli bir kural vardır. Yaşlı ağaçlar seyreltilir, yerlerine genç fidanlar dikilir.
Çünkü yaşlanan ağaçların içi boşalır, kovuklaşır, yağmura, fırtınaya, kara maruz kalınca kökten devrilir.
Ya bu kural atlanırsa, yapılmazsa? Gün gelir, yaşlı ağaçlar teker teker devrilir, orman toptan yok olur’…
2B olur, gecekondu olur, rant olur’…
Ama asla bir daha orman olmaz’… Giden, geri gelmez.
Şimdilerde, 70’’ine merdiven dayamışlardan medet uman, il başkanlığı kulislerine sokan, kendi kuyusunu kendi eliyle kazan CHP, bu mantıkla ne kadar umut olur, iktidar alternatifi olur, iktidar olur’…?
Takdir yine de sayın 'böyüklerindir'’…