GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
6 Mayıs 2010 Perşembe

Üslup!

Bir üslup sorunumuz olduğu ve giderek çığ gibi büyüdüğü aşikar artık.
Sadece siyasetçinin değil, gazetecinin de, yerel yöneticilerin de sade vatandaşın da herkesin’…’¶
Kim, kime nasıl hitap edeceğini bilmiyor, tepesi attı mı açıyor ağzını yumuyor gözünü.
Ne yavşaklığı kalıyor, muhatabın ne şerefsizliği ne de Hitlerliği’…
Nerede o eskilerin nezaketi, hoşgörüsü’…
Düşmanına bile saygıda kusur etmeyen asil duruşları’…
Trafikteki birkaç saniyelik duraklama ile levyeler havada uçuşurken, nazik bir ’‘sigara’’ uyarısı ölümle sonuçlanabiliyor.
İnsanlarımız son derece gergin. Gün geçmiyor ki incir çekirdeğini doldurmayan bir nedenle çıkmış kavgaya şahit olmayalım, küfürler, tekmeler, yumruklar havada uçuşurken görmeyelim.
Vatandaşın hali pürmelali haliyle tepeye yani bizi yönetenlere de yansıyor.
Başka bir bakış açısına göre ise balık baştan kokuyor.  
**
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu mesela’…
Kendisini sever, çoğu zaman, çoğu konuda takdir de ederim.
Ama tepesi attı mı ağzından çıkanı kulağı duymayanlara iyi bir örnek.
Tıpkı Başbakan Erdoğan gibi’…
CHP Eski İl Başkanı Kemal Karataş’’a ulu orta neler dediğini, İTO Başkanı Ekrem Demirtaş’’a nasıl hitap ettiğini, bir ay kadar önce ev sahipliği yaptığı ’‘başkanlar’’ toplantısında Torbalı ve Menemen Belediye Başkanlarına hangi sözlerle tepki gösterdiğini biliyoruz.
**
Yine en sevdiğim, okumadan geçemediğim Gazeteci Yılmaz Özdil’…
AKP’’ye oy verenlere ’‘bidon kafalı’’ demişti, yüzde 47’’yi görünce.
Tıpkı Necmettin Erbakan’’ın yıllar önce ’‘Refah Partisi’’ne oy vermeyenler patates dinindendir’’ dediği gibi.
Daha birkaç gün önce Başbakan Erdoğan, belki de babasını, dedesini Rus işgalinden, Türkiye’’yi de Yunan zulmünden kurtaran İsmet Paşa’’yı Hitler’’e benzetti.
Vakit Gazetesi Yazarı, Anayasa Değişikliğinde ’‘ret’’ oyu kullanan AKP’’lilere direkt ’‘Yavşak’’ dedi.
Mecliste yumruklu kavgalar sırasında savrulan küfürleri yazsam, ne bu sütunlara ne de aldığım aile terbiyeme sığar.
Merak edenler ’‘arama’’ motoruna ’‘TBMM küfür’’ yazıp, sonuçlara göz atabilir.
En azından tam 174 bin sonuç çıktığını görür.
**
Kim ne derse desin, yöneticiye küfür/argo yakışmaz.
Gazeteciye belki ama lidere, yöneticiye asla!
Ama bazılarına ’‘küfür’’ de ’‘argo’’ da yakışır. Mesela edebiyatta’…Bazı şiirlere küfür/argo ayrı bir renk katar, tamamlar eseri adeta.  
Şimdi, Baudelaire’’i, Can Yücel’’i, Neyzen Tevfik’’i argosuz düşünsenize?
Belki de onları ’‘şair’’ yapan, diğerlerinden ayıran en önemli özellikleri argodaki ustalıklarıdır. Bir küfür savurup ’‘taşı gediğine’’ koyar, onlarca sayfalık ifadeyi tek kelimeye sığdırırlar.
*
Neyzen ustanın o ünlü ’‘şerefsiz’’ şiiri mesela’…
 
Ne ararsın tanrı ile aramda?
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa neden türban sorarsın?
 
Rakı, şarap içiyorsam sana ne?
Yoksa sana bir zararı içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim!
 
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk’’e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.
 
İşgaldeki hali sakın unutma!
Atatürk’’e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın ama,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz!  
*
Şimdi bu şiirden ’‘argo’’yu ya da küfürlü kelimeleri ayıklayın.
Tatsız, tuzsuz bir yemeğe, kelek bir karpuza dönmez mi gerçekten?
**
Ammaaa, 70 milyonluk bir ülkeyi, 4 milyonluk bir kenti yönetiyor ya da bir milleti temsil ediyorsan (vekaleten de olsa) ağzından çıkanı kulağın duyacak.
İsrail Devlet Başkanına ’‘One minute’’ diyebilirsin.
Ama İzmir’’e ’‘Gavur’’ imasında bulunamaz, çiftçiye ’‘al ananı’’ diyemez, 37 yıl önce ölmüş bir devlet büyüğünü dünyanın en azılı faşistine benzetemezsin.
Yaparsan n’’olur?
Ayıp olur, ayıp! Kalıbına, koltuğuna yakışmaz. Daha da ötesi delikanlıyı sıkıştığı yerde küfre sarılmaz bozar.
Bize düşen uyarmak, büyük bir yanlışın altını çizmektir. Gerisi size kalmış.
Çünkü ’‘biber’’ yaşını geçtiniz. Bu saatten sonra hakiki Urfa isotu bile kar etmez dilinizi yakmaya, aklınızı devşirmeye.
Biraz hoşgörü, biraz sabır ve biraz itidal lütfen’…
Çünkü Türkiye bu kadarını hak etmiyor.
Çünkü biz, dünyaya hoşgörü dersi vermiş Mevlanaların, Hacı Bektaşların, Yunus Emrelerin, Fatih Sultan’’ların torunlarıyız.
Çünkü Mustafa Kemal’’in Yunan bayrağını yerden kaldırırken ortaya koyduğu asaleti, nezaketi arıyoruz onun koltuğuna oturanlarda?
Ve de ’‘Kem söz, sahibine aittir’’ diyen büyüklerden ders alınmasını umuyoruz.
*
Yoksa çok şey mi istiyoruz?